90K olmuşuz.
Kendimle gurur duyuyorum.Ne kadar mütevazi olmaya çalışsamda yapamıyorum üzgünüm.Egom izin vermiyor.
Harikayım yaaa..
Bu yüzden bu bölümü kendime ithaf ediyorum...
İyi okumalar..
HARRY STYLES
"Ve sonra ne dedi biliyor musun? 'Siktir galiba gitmem gerek' " demesiyle kahkaham tüm kafeteryada yankılanmıştı sanki.Şuan Liam'ın çalıştığı hastenenin kafeteryasında oturmuş onunla konuşuyordum.Ya da tam anlamıyla Liam beni gülmekten mahvediyordu.Sabahtan beri anlattığı kaçıncı hikayeydi bilmiyorum ama hepsine içtenlikle gülmüştüm.Hadi ama kim sabunu beyaz çikolata sanarak ısıra bilirdi ki?
"Bir tane daha?" diye sordu Liam gülümserken.
"Ahh hayır.Artık gülmekten karnımı hissetmiyorum.Bu kadar yeterli. " dedim hâla sırıtırken.Liam'ın telefonuna bildirim sesi gelmesiyle bakışlarımı telefona yönelttim.Liam bildirime baktıktan sonra bana "sonuçlar çıkmış." dedi.
Bazı tahliller için sabah hasteneye gelmiştim ve Liam bir şey yemememi tembihlemişti.Kan tahlilinden sonra Liam ısrarla beni kafeteryaya getirerek kahvaltı yaptırmıştı.Ve şuan önümde kalan bir kaç peynir ve zeytini yemek istemiyordum.
"Gide biliriz Liam." dedim ağzımı peçeteyle silerken.
"Hey daha yemeyin bitmedi. " dedi önümdeki yemeyi göstererek."Doydum." dedim elimi karnıma koyarak."Sadece domates ve salatalık yemişsin Harry." dedi tabağıma bakarak."Liam gerçekten doydum bu kadar yeterli." dedim önümdeki portakal suyundan yudum alarak."Ahh peki.Doktorun olarak en kısa zamanda buna müdahile edeceyim." dedi masadan kalkarken.
Ben de onunla ayaklanırken hırkamı da sandalye başlığından alarak kollarıma geçirdim.Asansöre doğru giderken son 5 günü düşünüyordum.Tam 5 gündür Liam'da kalıyordum ve dediği gibi çok iyi bir ev arkadaşıydı.Mesela hiç sıkılmıyordum onunla aynı evde olurken.Sabahları o işe giderken ben de evde televizyon izliyor,bazen de bilgisayar oynuyordum.
2 gün sonra ya kalacak yerim olmayacaktı ya da bir ev arkadaşım olacaktı.Ve şu durumda Liam'a ev arkadaşı gözüyle bakıyordum gerçekten.Liam bir işaretti belki de onu unutmam için.Öyle biri olmamalıydı hayatımda hiçbir zaman belki de.Tek kazandığım şey bebeğimdi benim için.Artık hayatımda benim sahip olduğun değerli şeylerden biriydi.İki arkadaş ve 1 bebek dışında neyim vardı ki?
Devam edecektim hayatıma.Onunla hiç tanışmamış gibi.Hiç sevmemiş gibi onu.Hiç Louis Tomlinson'u tanımamış gibi.
"Harry."
Bakışlarım Liam'ı bulunca düşüncelerimden ayrıldım."Sana sesleniyordum sabahtan beri.Bir sorun mu var?" dedi endişeyle."Hayır. Hayır.Dalmışım sadece." dedim sorusunu yanıtlayarak.
Asansörün sesiyle kapılar açılmıştı. Kısa konuşmamızın ardından Liam'ın odasına yürürken kapının yanında hemşire elinde kağıtlarla duruyordu.Odaya geçtiğimizde kız da odaya girdi.Kağıtları Liam'a verdikten sonra ayrıldı odadan.Bakışlarım Liam'ı bulurken kağıtları incelediğini gördüm.
"Tahliller temiz fakat kan değerlerin düşük,Harry.Hamileliklerde baş dönmeleri,mide bulantıları olacaktır.Erkeklerde kadınların aksine plasenta (bebekler anne karnında plasentaya bağlı olur) yok bu yüzden hamileliğin daha riskli.Dikkatli olmalısın.Dediğim gibi kan değerlerin düşük ve bu riski daha da artırır.Kendini zorlamalısın.Bebeğin için.Ona nasıl bağlandığını biliyorum bu bir kaç günde.Yasak gıdaların bulunduğu bir liste vereceğim sana.Kahve, sigara,alkol gibi besinler bebeğin gelişiminde anormallik yarata bilir.Geri kalanlar da bu listede var zaten." dedi ve kağıtları önüme koydu."Herhangi bir sorun var mı?" diye de ekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dangerous passion. || larry.
FanfictionKafede çalışan genç bir çocuk -Harry- ve her gün bu kafeye gelen bir iş adamı -Louis- Bir tutam da fantezi?? Daddy!Kink. Tops!Louis!24 Bottom!Harry!20