23💗

101 12 0
                                    

merhaba hosgeldinizzz

iki bölüm daha gelecek demiştim fakat beklediğim etkileşimi bulamadım bugün o yüzden akşamı bekledim aynı devam edincede yeni bir bölüm atmam gerektiğini hatırlayıp bölüm yazmaya geldim.

eğer bir kaç kez üst üste bölüme giriyorsanız okunma bu yüzden fazla gözüküyor olabilir girmiyorsanız oylar neden az anlamıyorum lütfen her okuyan oylasın kitap hakettiği değeri kazansın.

iyi okumalar dilerimm

23💗

"Ardam be nasıl koşuyor ayağına kurban!" diye bağırırken Yusuf ben ise bulduğumuz her pozisyonda deliriyordum nerdeyse. Maç bizim için çok iyi ilerliyordu top genelde bizdeydi ve rakip kalesine üst üste şutlar çekmiştik.

Semih ilk 11 değildi zaten onu izleyecek cesaretide bulamamıştım kendimde, içimde bir hüzün vardı ona karşı en azından arkadaşlığımızın devam etmesini isterdim fakat bu onu imkanlı kılmamıştı.

İlk yarı golsüz biterken yedeklerde hareketlenme gördüm, bakışlarımı kısıp oraya baktığımda Semihi gördüm. Yanında Barış ve Arda vardı morali bozuk görünüyordu, maça alınmadığı için olabilirdi bu.

🦅

ikinci yarıya geçmiştik ve hala golsüz devam eden maç kenanın girmesiyle hareketlenmişti, Kenanın şutu direğe çarpmış irfan ise golü çok kolay atmayı başarmıştı.

Herkes golden sonra çıldırmıştı tabiki. Maç 1-0 biterken mutlu bir şekilde evlere dönmek için taraftarlar ilerledi.

Dışarı çıktığımızda bir kafede oturup birşeyler içmeyi planladık.

Bulunduğumuz yerden epey uzaklıkta olan sessiz sakin bir kafe bulmayı başarmış ve Yusuf ben Selen oturmuştuk.

"Semihe oh olsun üzerse bizimkini süre bulamaz öyle." diyerek gülümsedi Yusuf bende ona gülümsedim.

"İlk defa Montellanın alnından öpesim var." dedi Selen Yusuf ona göz devirdi.

"O kendini sana öptürür mü sence avanak." dedi Yusuf ona güldüm sessizce ve Selen bana sert bir bakış gönderip Yusuf'a döndü.

"Şu bileğimi görüyorsun değil mi? Sana girmesini istemiyorsan kes sesini Yusuf!" dedi epey sinirlenmişti Yusuf'a ve biz bunlara alışkındık, birbirleriyle didişmeden geçemeyen dakikaları yoktu gerçi nasıl bu kadar kavga edip didişiyorlardı aklım almıyordu.

"Onu bunu boşverinde ben öyle konuştum ettim ama nasıl pişman edeceğim ki onu?" dedim çaresizce onlara bakarken. Selen ofladı Yusufta düşünmeye başladı.

Selen kapıya doğru bakıp donakalırken elimi havada salladım fakat hala oraya şok içinde bakıyordu. Yusufla aynı anda baktığı yere baktığımızda o tanıdık gözlerle karşılaştım. Kalp atışımın hızı kat be kat artmaya başlarken nefesim içimde yıkılıp kalmıştı sanki.

Semih ve diğerleri buradaydı tam karşımda!

Bölüm sonu

lütfen oylar mısınızz buna çok ihtiyacımız var

💕

Semih Kılıçsoy | FutbolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin