5. Bölüm

709 123 131
                                    

ÇOK TATLI BİR BÖLÜM OLDU LAN AĞLICAM

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ÇOK TATLI BİR BÖLÜM OLDU LAN AĞLICAM.

AYRICA BUGÜN 13 EKİM. Jimin'imiz doğdu. Şu an kocasıyla askerde ama yine beraberler. Çok duygusalım. Onları bir arada görmeyi çok özledim. Bts olarak görmeyi diyorum. Performanslarını, gülmelerini, eğlenmelerini. Doğum günün kutlu olsun Jiminiemix. Seni çok seviyoruz.

Yorum sınırı: 120

İyi okumalar

"Yaklaşma, konuşmuyorum ben seninle." Dedim kızgın kızgın. Sabah uyandığımda sımsıkı sarılmış vaziyetteydik. O an bu durumun yeterince keyfini çıkarmıştım. Şimdi sıra trip atmaktaydı. Öyle ya da böyle onun diyet yapmasını engellemeliydim.

Bir kedi misali bana sarılmaya çalışsa da onu ittim. "Jimin, hadi ama!" Dedi huysuzca. Bir yandan da kahvaltıyı hazırlıyordum. "Konuşmuyorum ben seninle." Dedim üstüne basa basa. Kendine bu şekilde davranmaya devam edersen konuşmayacağım, diye içimden ekledim. "Ama ne güzel yanına geldim, bak birazdan kahvaltı da yapacağız." Diyerek aklımı çelmeye çalıştı. Hayır bu oyuna gelmeyecektim.

Elimdeki bıçağı bıraktım ve ona döndüm. "Hiçbir fikrin yok." Diyip konuya ortadan daldım. Kaşlarını çattı. "Ne hakkında?" Diye bir soru yöneltti. Salaktı. Gerçekten salaktı. Nefret ediyorum, nefret! "Kendine yaptığın bu şey sana ne kadar zarar veriyor görmüyor musun? Dün ne kadar korktum haberin bile yok! Çünkü ben sana böyle bir şey yaşatmadım. Çok- çok kötüydün ben o kadar korktum ki-" aniden bana sarıldığında gözlerimden akan yaşları hissettim. Zaafımdı işte. Dünkü soğukkanlılığım kayboldu ve yerini duygusal bir Park Jimin aldı.

"Ssshh ağlama. Çok özür dilerim." Dedi ve hemen ardından saçlarıma hissedilmesi zor bir öpücük bıraktı. Bir elimi yumruk yapıp canının acımayacağı şekilde göğsüne vurdu. "Çok kötüsün, kendine bunu yaptığın için çok kötüsün. Affetmeyeceğim seni." Belki de bu sözlerin üstüne o lanet diyet programını bırakırdı. Saçlarımı eliyle geri taradı. Yüzüme baktığında yüzünde buruk bir ifade belirdi. "Ağlamandan nefret ediyorum." Dedi. Sesi üzgün geliyordu.

"Ama beni ağlatıyorsun." Diyerek üstüne gittim. Ne yapıp edip onu vazgeçirmeliydim. "Bundan daha çok nefret ediyorum." Dedi baş parmağı ile gözyaşımı silerken. İç çekti "Bir daha yapmayacağım." Gülümsememek için zor durdum. "Neyi?" Teyit almak önemliydi sonuçta. "Diyet." Dediğinde içim adeta ferahladı. Bingo! Gözümdeki yaşlara tezat kocaman gülümsedim. "Gerçekten mi?" Gülümsemem onu da gülümsetti. "Gerçekten."

———

"Çıkarıp durma şunları!" Sinirleniyordum. Gerçekten de bütün sinirlerim gerilmişti. Amerika'ya giderken yanımda götüreceğim bavulu hazırlıyordum. Bavulu yatağın üzerine koymuştuk. Jungkook'ta hemen yanında oturuyordu. Ne koyduğumu dikkatle inceliyor hoşuna gitmeyenleri sinsice çıkarıp arkaya atıyordu. İlk başta ne olduğunu anlamamıştım. Arkamı her döndüğümde bavuldaki kıyafetlerimin seviyesi aynıydı. Sonradan çözmüştüm bu oyunu.

İDOL ~ JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin