Gördüğüm kabusun etkisiyle nefes nefese uyandım.
Delirecektim. Kelimenin tam anlamıyla delirecektim çünkü aldığım nefes ciğerlerime batıyordu.
Şehitlerimizi toprağa vermiştik ancak sanki bende onlarla birlikte toprağa girmiştim.
Şu bir kaç günde bana en destek olan kişi alparslandı. Birbirimize destek oluyorduk çünkü birbirimizi en iyi biz anlıyorduk.
Eski timim geliyordu aklıma. Onlarda böyle şehit olmuşlardı gözümün önünde. Tam onu atlatmışken şimdi bu timim...
Telefonumun çalmasıyla elimi yatağımın yanındaki sehpaya attım. Arayan erdem albaydı.
"Emredin komutanım."
"Alev biliyorum iyi değilsiniz ancak vazife bizi bekler. Bugün yeni timinle tanışacaksın. Alparslanada haber ver. Taburda bekliyorum."
"Emredersiniz komutanım."
Hayatın düzeni buydu işte. Yeni bir sabaha uyanırsın. Yeni kişilerle tanışırsın ve hayat devam eder.
Andım olsun kanımın son damlasına kadar şehit verdiğim iki timim için savaşacağım.
Onların kanının tek bir damlası dahi yerde kalmayacak. Hepsinin intikamı alınacak.
Alparslana kısa bir mesaj yazarak haber verdim.
Ayağa kalktım direkt olarak banyoya yöneldim. Elimi yüzümü yıkayarak banyodan çıktım.
Üzerime siyah bir gömlek altıma siyah bir pantolon giyerek yasımı kıyafetlerime döktüm.
Silahımı belime sıkıştırdım telefonumu ve cüzdanımı ise cebime koydum.
Kararan göz altlarıma kısaca bir kapatıcı sürdüm. Camları kapatıp evden çıktım.
Merdivenler inerek binadan çıktım. Caddeye çıkıp bir taksi çevirdim ve tabura gideceğimizi söyledim.
Kalbim ağrıyordu. Acı çekiyordum ama dışarı yansıtamıyordum. Bu daha çok canımı yakıyordu. O anlar gözlerimin önünden gitmiyordu.
Tabura geldiğimizde ücreti ödeyip taksiden indim. O sırada taburun önünde sigara içen alparslanı gördüm. O beni görmemişti.
Yanına gidip omzuna dokundum. Artık tabur sınırları içerisinde olduğumuz için ast üst ilişkisi başlamış sayılıyordu. Beni gördüğü anda sigarayı söndürüp çöpe attı.
"Özür dilerim komutanım. Farketmemişim."
Tekrardan omzuna vurdum yürü anlamında işaret ettim. Şuan yanımda sigara içmesi gram umrumda değildi.
Birlikte tabura girdik ve erdem albayın odasına yöneldik. Kapıyı tıklatıp 'gel' komutunu duyunca içeri girdik.
Erdem albayın önünde durup selam verdik. Bizim kadar oda üzgündü çökmüş gibiydi.
"Yeni tim harekat merkezinde bizi bekliyor. Zor olucak ama alışacaksınız birbirinize. Şehitlerimizin kanını yerde bırakmıyalım diye, daha fazla anne ağlamasın diye biz işimizi yapacağız. Ama şunu unutmayın biz intikam almayız."
"Emredersiniz komutanım!"
Keşke herşey böyle söylendiği kadar basit olsaydı be komutanım. Keşke herşey bu kadar kolay unutulsaydı. Ben o görüntüyü unutamıyorken nasıl intikam almıyayım.
Siz hiç dostlarınızı ölü gördünüzmü? Ya da şöyle sorayım siz daha önce dostlarınızın parçalanmış bedenlerini gördünüzmü? Ben gördüm.
"Hadi, harekat merkezine geçelim."
"Emredersiniz komutanım."
Birlikte erdem albayın odasından çıkarak harekat merkezine ilerlemeye başladık. Tanışalım bakalım kimmiş bu yeniler.
Erdem albay kapıya parmak izini okuttu ve içeri girdik. Alparslan çok sessizdi. Hep sessizdi ama bu ayrı bi sessizlikti. Ona baktığımı fark edince oda bana baktı.
Bizi gören diğerleri ayağa kalktılar. Bizde hızla yerlerimize geçtik.
"Rahat."
Erdem albayın verdiği komutla yerlerimize oturduk.
"Ben fazla konuşmayacağım kılıç timi. Siz kendi aranızda tanışın. Alev konuşmanız bittikten sonra odama gel."
"Emredersiniz komutanım."
Erdem albayın harekat merkezinden çıkmasıyla diğerlerine doğru döndüm.
🤍
Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı.
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.Diğer bölüm yeni timle tanışma faslı olacak gibisindenn. Bu arada gençler ben asker değilim mantık olarak hatalarım olabilir bunun için üzgünüm.
Ancak zaten burası bizim hayal dünyamız. Bari burda yaptıklarımızdan yargılanmayalım öyle değilmi?
Okuduğunuz için teşekkürlerr. 🤍