22

140 15 9
                                    

"Şınav pozisyonu alın 50 şınavla başlıyorsunuz her kötü çektiğiniz şınavda 10 Şınav daha çekeceksiniz."

Hep birlikte Şınav poaziyonu aldık ve başla emrinin gelmesiyle Şınav çekmeye başladık.

Şınav konusunda zorluk çekmiyordum çünkü benim için çok kolaydı.

Komutanın gelip başımda durmasiyla daha dikkatli Şınav çekmeye başladım.

"Kadın olduğun için sana ayrıcalık tanınmayacak."

Ben bunu askerliğe başlarken de biliyordum komutan. Tek asker sen değilsin.

Sonra diğerlerinin ortasına geçip onlarla uğraşmaya başladı.

"Adam gibi çekin şu Şınavı. Çocuk egitiyoruz sanki."

Bu sefer hepimizden biraz uzaklaşıp karşımızdan konuşmaya başladı.

"Alev yüzbaşı sen bunlara pek komutanlık yapamamışsın sanki?"

İçten içe kendimi suçladığım şeyi birisinin yüzüme vurmasıyla duraksadım. Bi an kollarımdaki güç çekilmiş gibi hissettim ama hızlı toparladım.

"Siz öyle diyorsanız öyledir komutanım."

Şınav bittikten sonra aldığımız emirle birlikte ayağa kalktık. Tamamen yüzüm asılmıştı oysa sabah mutlu uyanmıştım.

Yüzümdeki ifadesizlikle komutana baktım. Onunda gozleri bana takıldı ancak diğerlerine döndü.

"Şimdi mekik pozisyonu alın. Bundan sonra barfiks sonrada koşu ile bitiririz."

Mekik pozisyonu alıp dediği miktarda mekik çekmeye başladık. Mekik şınavdan daha basitti bana kalırsa.

Mekik, barfiks ve koşu derken üzerimize çöken hafif yorgunlukla İçtimayı bitirdik.

~

Taburun bahçesinde bir masada oturuyorduk. Tüm tim buradaydı muhabbet ediyorlardı ancak benim aklım farklı yerdeydi.

Bu aralar çok fazla dalıp gidiyordum. Herşeyi çok düşünüyordum ruhsal olarak iyi değildim.

Anlatamadığım ve atlatamadığım şeylerin içinde boğulup kalıyordum. Hislerim dahi iç içe girmişti.

Belkide bu işi yapamıyorsam bırakmalıydım. Belkide istifami vermeliydim. Yada bir süreliğine ayrılıp sonra geri donmeliydim.

"Komutanım?"

Duyduğum sesle dış dünyaya geri döndüm.

"Efendim?"

"Dalmışsınız ya birşeymi oldu komutanım."

"Yok ya dediğin gibi dalmışım sadece. Ben gideyim izninizle."

Komutanın kafasını sallamasıyla oradan ayrıldım. Tabura geçip üniformamı çıkartıp kıyafetlerimi giydim. Sonra taburdan çıkıp eve geçtim.

Eve vardığımda ise kapıyı açıp içeri girdim. Ardımdan kapıyı kapatıp masama gectim.

Sigara yaktım ve masama oturdum. Elime bir kağıt aldım birde kalem. Oturdum ve istifamı yazdım. Evet gercekten istifamı yazdim ve zarfa koydum.

Balkona geçtim derin bir nefes aldım ve başımı ellerimin arasına aldım.

Gözüme dolan yaşları sildim. Ortada abartılacak birşey yoktu. Baran komutanın dediği şeyde beni bu kadar uzmemisti.

Sorun yıllardır, aylardır içime attıklarımdı kendime gelemiyordum Belkide.

Zarfıda çantama koyup evden çıktım ve tekrar tabura döndüm.

Tabura girdiğimde ilk iş olarak komutanımın odasına ilerledim. Kapıyı çaldım ve gel emriyle içeri girdim.

"Komutanım izninizle."

Zarfı uzatıp tekrar geri çekildim.

"Bune alev?"

"İstifam komutanım."

"Ne istifası ne saçmalıyorsun asker kendine gel."

"Komutanım yapamıyorum. Ben bu işi yapamıyorum. Yapabiliyor olsam iki timi şehit vermezdim ya da timimdeki haini fark ederdim. Ben bu işi beceremiyorum komutanım. Bundan dolayı istifamı yazdım."

Komutanımın elindeki Zarfı yırtıp atmasıyla ona baka kaldım.

"Eğer bu işi yapamıyor olsan yüzbaşı olamazdın alev kendine gel. İki timi şehit vermen senin sorunun değildi! Ya da timindeki haini fark etmemen senin suçun değildi. Biz de fark edemedik onu. Kendini toparla gerekiyorsa yıllık izin kullan psikolojik yardım al ama bana istifa verme. İstifanı kabul etmiyorum alev! Kendini toparla git adam akıllı düşün yine kararın buysa alırım istifanı. Çıkabilirsin."

"Emredersiniz komutanım."

~

Baran ateşden

Taburun içinde odama doğru ilerlerken erdem albayın odasına giren alevi gördüm.

Ne olduğunu merak ettiğim için erdem albayın odasının önündeki sandalyelerden birine oturdum.

İçeriden gelen konuşmaları dinledim. Evet yanlış birşey ama neler olduğunu merak ettim.

"Komutanım izninizle."

"Bune alev?"

"İstifam komutanım."

"Ne istifası ne saçmalıyorsun asker kendine gel."

"Komutanım yapamıyorum. Ben bu işi yapamıyorum. Yapabiliyor olsam iki timi şehit vermezdim ya da timimdeki haini fark ederdim. Ben bu işi beceremiyorum komutanım. Bundan dolayı istifamı yazdım."

Sabah söylediğim sözün aklıma gelmesiyle bir nebze pişmanlık duydum. Söylememem gereken bir sözmüş.

Oysa böyle düşündüğünü bilsem yada böyle şeyler olduğunu bilsem söylemezdim zaten.

"Eğer bu işi yapamıyor olsan yüzbaşı olamazdın alev kendine gel. İki timi şehit vermen senin sorunun değildi! Ya da timindeki haini fark etmemen senin suçun değildi. Biz de fark edemedik onu. Kendini toparla gerekiyorsa yıllık izin kullan psikolojik yardım al ama bana istifa verme. İstifanı kabul etmiyorum alev! Kendini toparla git adam akıllı düşün yine kararın buysa alırım istifanı. Çıkabilirsin."

"Emredersiniz komutanım."

Alevin bunu demesiyle bende ayağa kalktım ve sanki oradan yeni geçiyor gibi yürümeye başladım.

Ah alev yüzbaşı daha senden çekeceğim var desene. Daha benim kim olduğumu hatırlamıyorsun yüzbaşı bi hatırlasan o zaman herşey değişecek. Hatırla be yüzbaşım Hatırla.

🤍

Şimdi öncelikle alevin hareketlerini saçma buldunuzmu bilmiyorum ama bulduysanız biraz onun gozunden bakın aslında haklı.

Anın verdiği bıkkınlıkla yaptı diyebiliriz.

Ama tabiki işinden ayrılmayacak. Yani şuanlık öyle düşünüyorum 🤭

Bu arada baranla önceden bağları var yanisiii öğreniceksiniz 😉

Bir sonraki bölümde görüşürüz ballarr 🤍

Alev (Kadın Asker)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin