Neden diyorum bazen kendi kendime. Neden yetimhaneye bırakılan çocuk ben oldum. Acaba kız doğdum diyemiydi? Yoksa onlara yük gibi mi gelmiştim.
Beni neden çocukları gibi görmediler. Neden ben kardeşleri değilim gibi. Benim hayatım neden, nedenlerle dolu?
İnsanların hep ilk gözden çıkardığı kişi ben olmuştum. Bu benim doğuştan gelen lanetimdi. Ailemin bile ilk gözden çıkardığı ben olmuştum.
Yüzlerine bakıp bağırmak istedim. Neden diye ağlamak istedim. Ama bu ben değildim. Alev bunu yapamazdı çünkü alev bu değildi alev herkesin gözünde çok güçlü bir kadındı.
"Komutanım iyimisiniz dalmışsınız."
"İyiyim kuzey dalmışım sadece dediğin gibi."
Yüzümü sıvazladım. Bu aralar sürekli dalıp gidiyordum. Başım ağrımaya başlamıştı.
"Ağrı kesiciniz varmı?"
Ortak odada oturduğumuz için ortaya atmıştım soruyu.
"Bende var komutanım getireyim."
Kafamı sallayıp alpayı beklemeye başladım. Alpay gelince teşekkür edip hapı aldım. Kalkıp su doldurdum ve içtim.
Tekrar hap kutusunu alpaya uzatıp yerime oturdum. Eve gitmek istemiyorum çünkü tek kalınca kendimi düşünmekten alıkoyamıyordum.
Bir kaç gündür ege aramıyordu ve bu garibime gitmeye başlamıştı. Ben arasamda günlerdir dönmüyordu aramalarıma.
Acaba o gün restorantta yaşanan olaydan mı etkilenmişti.Bir kaç kez arayıp açmasını bekledim fakat ne aramalarımı yanıtladı ne de mesajlarıma döndü.
Artık Birşey olmasından endişelendiğim için evlerine gitmeye karar verdim. Bu hareketleri normal değildi.
"Komutanım nereye birşey mi oldu?"
"Egeye ulaşamıyorum evlerine gideceğim."
Konuşmamı bitirip yanlarından ayrıldım. Taksi çevirip konumu söyledim.
Kısa ama çok gerici bu yolcuğun ardından evlerine vardığında ücreti ödeyerek indim.
Bahçeye girip ilerledim. Evlerinin kapılarını çalıp beklemeye başladım. Kapıyı açan mahire baktım.
"Ege nerde?"
"Ne yapacaksın egeyi. Hem nasıl utanmadan bu eve geliyorsun. Sen doğduğun gün bu evden kovuldun şimdi defol git ege mege yok."
"Bak benim sabrımı sınama hiç iyi olmaz. Ege nerede diyorum sana!"
Ben bu adamlara hiç güvenmiyordum. Lafı dolandırması da iyice delirtmişti.
Cevap vermeyip mal mal yüzüme bakmasıyla silahımı çekip doğrulttum. Tabiki vurmayacaktım sadece blöftü.
Silahımla gerile dercesine işaret yaptım. Yanından geçip eve girdim bana seslenen kimseyi takmayarak evde egeyi aramaya başladım.
"Ege!"
Sonunda merdivenden aşağı inen egeyi görmemle rahatlayarak silahımı tekrar belime koydum.
Gözleri şişmiş ve kıpkırmızıydı. İyice çökmüştü sanki.Bana sarılmasıyla bende ona sarıldım.
"Ege neden telefonlarımı açmıyorsun çocuk ödüm koptu ödüm."
"Abla telefonumu aldılar seninle konuşmayayım diye. Resmen çocuk muamelesi yapıyorlar bana ya 19 yaşına giricem ben 19."
"Sana birşey yaptılar sandım. Ben ölümle burun burunayken böyle korkmadım."
"Sizinle benle derdiniz ne lan söyleyin artık bende rahatlıyayım sizde! Lan siz bana düşmansınız diye bu çocuktamı düşman olsun! Zaten sanki ben sizi yetimhaneye bırakmışım gibi davranıyorsunuz ama bak şu işe yetimhaneye bırakılan benim."
"Kapat artık şu konuyu o zaman öyle olması gerekiyordu ve öyle oldu. Egeyide sana güvenmediğimiz için bırakmıyoruz ki iyikide güvenmiyormuşuz eve silahla daldın!"
Egenin annesinin dediklerine hafifçe güldüm ve kafamı salladım. Bir açıklamaları bile yoktu. Bana verebilecekleri bir hesapları dahi yoktu.
Egeye döndüm gözlerine baktım ona gülümsedim ve arkamı döndüm. Sanki içime doğmuştu onu uzun süre göremeyeceğim.
Arkamı dönüp çıktım. O evin içinde bir aile yoktu. O evin içinde aynı kan bağına sahip bir kaç kişi vardı sadece.
Telefonumun çalmasıyla cebimden çıkarttım. Erdem albay arıyordu.
"Emredin komutanım."
"Alev seninle birşey konuşmamız gerekiyor. Çok önemli hemen tabura gelmen lazım."
"Emredersiniz komutanım geliyorum."
Telefonu tekrar cebime koyup taksi bulmaya çalıştım. Bu kadar önemli neydi merak etmiştim.
🤍
Bu bölüm kısa oldu fakat bir nedeni var. Bu bölümden sonra herşey karışacak çok fena.
Umarım beğenmişsinizdir. Okuduğunuz için teşekkürler. 🤍