1. Bölüm

7 1 0
                                    

Merhabalar herkese,
Yıllar sonra yazdığım ilk hikayemle karşınızdayım. Çok güzel yazdığımı düşünmüyorum ama yazdıktan sonra arşivde saklamakta içimden gelmedi.
Umarım beğenirsiniz.
Keyifli okumalar

"Eylüll! Kalk artık öğlen oldu!"

Sıçrayarak uyanmamın sebebi annemin
bağırışlarından ziyade güm güm diye kapıma vurmasıydı. Başımın altındaki yastığa -sanırım ağzım açık uyuduğundan-salyam akmıştı.
Odamın kapısı sertçe açılıp annem elektrikli süpürgeyle içeri dalarken "Akşam yatmak bilmez sabah kalkmak bilmez." diye klasik anne söylemlerinden birini yapmaktaydı.

Sarıldığım yastığı alıp yüzüme kapadım.
Annem söylenmelerine şiddetle devam ederken süpürgeyi de bazama vurdurarak süpürmüyor adeta yol çalışması yapıyordu.
"Off anne!! Gece uyuyamadım ne var biraz uyusam ya!" diye isyan ettim.
"Kalk akşam misafir gelecek."
"Kim geliyor ya yine? Bitmiyor ki gelen giden her akşam misafir mi gelir ya. Biraz da biz onlara gidelim yeter ama!"
"Eylül vallahi Allah yarattı demem şu süpürgenin hortumuyla döverim seni şurada he! Kalk bir işin ucundan tut! Toz al! Yerleri sil! Bir şey yap yeter ki yatıp durma. Sen yattıkça ben delleniyorum bak."
Yastığı yüzüme kapayıp götümü anneme taraf çevirip yeniden yattım.
Banane arkadaş. Bana mı soruyorlar misafir kabul ederken yardım falan etmeyeceğim!

Kalçamda hissettiğim sızıyla aniden anneme dönerken o da terliğini yeni bir darbe için kaldırıyordu.
"Döverim vallahi. Kalk artık sabahtan beri seni çağırıyorum. İşim gücüm var kalk!"
"Dövdün ya zaten!" Elimle popomu sıvazlayıp kötü kötü anneme baktım. "Hani kocaman olmuştum. Hani artık arkadaşça oturup konuşacaktık şiddet yoktu he! Oldu mu bu şimdi Nurtencim?!"

Avını köşeye kıstıran aslan misali terlik elinde saldırı pozisyonuna geçen annemi görünce irice açılan gözlerimle yastıkları kendime siper ettim. Annem aralardan bacaklarıma kollarıma yakıcı terlik darbeleri savururken çığlık çığlığa yalvarıyordum.
"Ayy! Anne vallahi bir daha karşı gelmicem sana! Ayy! Anne bak sonra pişman olup güzel kızım diye ağlanıyorsun yapma annecim! Ayy!"
"Noluyor burda! Yukarı kadar geliyor sesiniz. Bir uyutmadınız!"
Abim seni Allah gönderdi! Hemen yataktan atlayarak abimi kendime siper edip "Abi kurtar beni!" Dedim.
"Ege çekil aradan çok bile dayandım!"
"Anne bir dur sende! Bırak şu terliği elinden. Yahu kız gelmiş 23 yaşına. Bu yaşta kıza dayak atılır mı?"
"Seni de döverim şimdi Ege. Hakediyorsa 73 yaşına da gelse döverim."
Hah! Deli kadın!
"Annecim vallahi yardım edicem indir silahını!"
Annem beyaz bayrağı çektiğimi farkedince terliğini bırakıp söylenmeye ve süpürmeye geri döndü. "Bıktım! Vallahi bıktım sizden evleninde kurtulayım kazık çaktınız baba evine!"
"Babam bu söylediklerini duysa çok darılırdı anne. Abim neyse de ben onun biricik kızıyım beni hemen evlendirmek istemezdi bi kere."
Abim bunu duyunca kafamına arkasına minik bir tokat çakıverdi.
"Bak hala haklı gibi konuşuyorsun bir de. Evdesin de bir işe mi yarıyorsun? Mezun olalı 1 sene oldu bir işe girmedin bari evlen. Yok ama illa ki beni kahredeceksiniz. Bakın abinize ne güzel kurdu yuvasını. Senin ne zaman niyetin olacak evlenmeye Ege efendi?"
Abim sabır çekerek odasına çıkarken kapıyı da arkasından güm diye kapatmayı ihmal etmedi.
"Ben sağken yerleştireyim istiyorum ikinize de işte. Bende babanız gibi birden göçüp gidersem kalmayın ortada diye uğraşıyorum." diye bağırdı annem arkasından.
"Aman annem ya seninde ettiğin lafa bak. Sen öldün diye evlenmicek değilim ki. Ne var sanki anasız babasız olunca kimse almıcak mı beni? "
"Kız Allah korusun diyeceğine ettiğin lafa bak!"
"Tabi ki Allah korusun anne. Ama sende kuruntu yapma rica ediyorum. İş konusunu da en iyi sen biliyorsun. İş varda ben mi çalışmıyorum sanki? Kaç yere başvurdum dönüş yok."
"İyi iyi tamam. Kalk yardım et bana hadi. Akşam Semalar gelecek."
"Aa hangi dağda kurt ölmüş de geliyorlar? En son geldiklerinde ben liseye gidiyordum heralde."
"Ne bileyim ben de anlamadım. Akşam müsaitsen bi kahveni içmeye geleceğiz dedi. Tamam dedim."
"Geleceğiz derken maaile mi geliyorlarmış?"
"Sanırım."
"Iyy! Sümsük oğlu gelmese bari. Sapık gibi hep peşimdeydi ya. Az dayak yemedi abimden."
"Kız sahi o seni seviyordu değil mi? Unutmuşum bak ben onu."
Sonra birden irice açılmış gözleriyle bana döndü. "Eylül kız bunlar seni istemeye geliyor olmasın."
"E yuh! Hangi devirde yaşıyoruz. Hem napayım ben onun sümsük oğlunu."
"Sus kız ayıp! Neyse akşam çıkar kokusu hadi sen git de pasta börek falan yap."
"Anne kahve içmeye geleceğiz demiş napsın pastayı boşver yapmayalım bir şey. kahvelerini içip gitsinler."
"Olmaz kızım kadın haber verdi. Sadece kahve olur mu hiç? Hadi fırla!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 4 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

EYLÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin