Donmuştum adeta eliyle dürttü beni "Sana söylüyorum , cevap versene !" bir an kendime geldim ve sessizce "Evet." dedim. Zaten gözlerim dolmuştu , sol yanağımın üzerinden süzülen göz yaşını hissettim. "Nasıl yani , ne zaman nasıl olmuş Uğur konuşsana !" görüntü iyice bulanıklaşmıştı , ellerimle gözlerimi sildim. Kafamı kaldırdım , gözleri yaşlanmış hayalimin gözlerini sildim ve sarıldım ona , sımsıkı adeta hiç bırakmayacak gibi sımsıkı sarıldım. Anneme sarılır gibi , daha şimdiden ona yıllarca hasret kalmış gibi hissederek sarıldım. Bir an o kokuyu duydum annemin parfümüydü bu , ellerimi kontrol edemiyordum. Sanki artık benim sözümü dinlemiyormuş gibi hissediyorum. Ellerim yavaşça aşağıya düştü , kendime geldim ve istemsizce geri çekildim. Kalbimde öyle bir yanma vardı ki , o hissi yaşayacağıma tüm bedenimin canlı canlı yanmasını tercih ederdim. İki göz iki çeşme ağlayan Irmağın gözlerini sildim ve göğsüme yatırdım , çok bencildi benim annem ölmüştü ama yasımı tutmak , acımı çekmek için bile yer-zaman bulamamıştım. Onada kızamıyordum annemle karşılıklı kahve içip ben hala ordayken beni çekiştirirlerdi. Oda kendi annesi gibi severdi ama hakkım yok mu benimde yasımı tutmaya ? Güçlü olmalıydım annem için Irmak için güçlü olmalıydım. Artık sağ omzuna yatan annem yoktu , birlikte oturduğumuzda annem sağ omzuma Irmak sol omzuma yatardı. Onu tam kalbimin üzerine koydum. Kalp atışlarımı hissedebiliyordu , bunu biliyordum. O yangını söndürmek için Irmağa sarıldım. 10 dakika olmamıştır bile belkide , "Artık gitmeliyiz."dedim. Yola çıktık babamı aradım " Nerdesin baba , nasılsın ?" kısa bir kendini düzeltme zamanının ardından "Falanca hastanesindeyim." dedi titrek bir sesle. Sahii oda vardı. Canı yanan bir kişi daha , güç vermem gereken bir kişi daha. Arabaya bindik , farkında değildim "Yavaşla!" dedi Irmak bir anlığına dalmışım. "Neredeyse kaza yapıyorduk sakin ol , bizim ölmemiz onu geri getirmez. Lütfen sakin ol." iyide nasıl nasıl sakin olabilirdim lan annem öldü , nasıl ? Ona baktım geri çekildi biraz "Ben varım hayatım." dedi ve elini elimin üzerine koydu , aklımı okumuşçasına. Vardık sonunda "Onu görmek istiyorum !" diye bağırdım avazım çıktığı kadar "Doktor , gel buraya! Gel , nerde annem göster onu bana !" hastanede benden başka ses çıkartan yoktu , sustuğumda ölüm sessizliği vardı , sanki tüm hastane annemin yasını tutuyordu. Kimseden ses çıkmıyordu. Huzursuz etti bu sessizlik beni , geçtiğimiz kaçıncı koridor bu "Nerde annem ?" dedim tekrar "Geldik koridorun sonundan sağa dönünce morg." ne , morg mu ? Annem nasıl yakışır adı morg denen yere ? Sanki kendi annesi hiç ölmeyecekmiş gibi nasılda soğuk kanlı bakın şuna hele! İçimdeki öfke morga girinceye dek devam etti , adını hala yakıştıramıyorum morg. Annemin yüzünü açtı. Bu oydu annem , önümde yatıyordu. Hareketsiz , cansız , bembeyaz yüzüyle bu oydu. Dondum bir an gözlerimin bana yalan söylemesini o kadar isterdim ki , inanamadım , dokundum yüzüne , aynı pürüssüz yüzüyle annem önümde yatıyordu. Bir kaç damla göz yaşı metal sedyenin üzerine düşmüş olsa gerek , sesini duydum. Gözlerimi ondan alamıyordum , sol elim uyuşmuştu , kafamı çevirdim Irmak sımsıkı elimi tutmuştu , korkmuş çökmüş bir halde yaşlı gözleriyle "Şimdi ne yapıcaz ?" der gibi bana bakıyordu. Yüzünü kapattım annemin köşede sessizce duran babamın kolundan tuttum "Hadi gidelim." dedim sessizce , yürümeye başladık. Ama aklımı kurcalayan bir soru vardı "Şimdi ne yapıcaz ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayata Dair
FanficHayali bir dünyada geçen hayali bir "Ben" anlatılıyor bu hikayede. Hayali bir aşk ve hayali bir olay. Hayattan zevk alamayan 20 yaşındaki bir gencin hayal dünyasını , her gece yastığa kafasını koyduğunda yaşadığı o dünyayı sizlere anlatırken tüm kor...