bölüm 26

38 1 0
                                    

Ekranı onlara göstermeden parmaklarım klavyede gezindi…

Gökçe: Bu ne?

Yazıp gönderdim. Bana bir link göndermişti ve ben o linke basıp basmamak arasında kalmıştım.

05***: Tıkla…

Gönderdiği mavi linke tıkladım, önüme beyaz bir sayfa açılırken ekran yavaşça yükleniyordu. Birinin hele de yabancı birinin gönderdiği hiçbir mesaja bakmazken içimden bir his nedense karşımdakinin dediğini sorgulamadan yapıyordu.

“Ne oldu?”

“Ne diyor?”

“Ne yazmış?”

“Gökçe…” Hepsi bilinmeyenin ne yazdığını merak etmişti.

Kaşlarım çatıldı. Site hakkında hiçbir bilgi yoktu, yalnızca beyaz ekranın üzerinde yazan tek bir cümle vardı. Yazıyı okudum, tüylerim ürerdi.

‘Depoda, söylediğim saatte seni bekliyor olacağım.’

Bu neydi şimdi?

Tüylerim diken gibi oldu. Depo dediği yer, kantinin alt katında bulunan ve kimsenin oraya yıllardır ayak basmadığı yerdi. Ben oraya gidemezdim ki!

“Hey, Gökçe!” Diye yineledi, Yaman. Daldığım boşluktan çıkmayı denedim. “Efendim?”

“Ne yazmış?” Dedi.

Ekranı onlara gösterdim, benim dikkatimi çeken şeyin onların da dikkatini çekip çekmediğini anlamaya çalıştım. “Ekran görüntüsü mü atmış?” Diye sordu, Faruk.

Kafamı iki yana olumsuzca salldım. Yaman elimden telefonu alıp bir şeyler yapmaya başladı, ne yaptığını anlamasam da yine de onu dikkatle seyrettim. Ard arda girdiği sitelerin hepsinde siyah ekranla karşılaşıyor buna karşılık edepsiz küfürlerini sessizce mırıldanıyordu.

En sonunda işini bitirdikten sonra Alp ile göz göze geldiler. “Aşıklar gibi bakışıp durmayın da ne olduğunu anlatın çifte kumrular.” Diye aklınca ikisiyle dalga geçmeye çalıştı.

Kürdo’yu umursamadan ikisine sorumu yönelttim, “Ne olmuş, telefonum mu hacklenmiş?” Dedim, ağlamaya yakın ses tonumla. Annem kesin çok kızardı, daha yeni zorla son model bir almaya ikna etmiştim. Üstelik neredeyse sıfırdı!

“Hacklenme değil de…” Derin bir oh çektim söylediklerine karşılık. “Ne o zaman?” Dedi, Ceren.

“Sana sabah söyleyemedim,” deyip, diğerlerine anlatıp anlatmaması gerektiğini ölçtü. Ona kafamı aşağı yukarı sallayıp onay verdim. “dün bana bir numara göndermiştin, bu bilinmeyenin numarası.”

“Hım hım…”

“Numarayı çeşitli platformlardan sorgulattım ancak böyle bir numaranın kullanılmadığını gösteriyordu ayrıca kendi geliştirdiğim sistemden de baktım,” kafasını iki yana olumsuzca salladı, “maalesef cevap yok, yanıt vermedi.”

“Bu ne demek oluyor?” Diye sordu Faruk.

“Demek oluyor ki bu göt herif bizimle oynuyor.” Dedi. Bodosloma lafa atlayarak ortalığı karıştırdı, Ceren’den bir nida koptu.

‘‘Hih!’’

“O ne demek?” Dedi yine Faruk. “Ulan sen ne laftan anlamaz bir adamsın.”

“Bak döverim seni!” Dedi sessiz haykırışları arasında.

“İyi yaparsın.” Dedi, Alp umursamaz tavırla. Camın altındaki duvara sırtını dayayıp gözlerini kapattı.

Alp resmen Faruk onu dövmesi için gayret ediyor gibiydi. Faruk, sabır dilendi.

GÖR BENİ || +(18) Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin