bölüm 27

37 3 0
                                    

“Keşke hep beraber gitmeseydik.” Dedim sitemle. Omuzlarım düştü, ama nereden bilebilirdik bizi izleyip gelmeyeceğini. Karanlık depoya gittiğimde gelmemiş bana kışa mesajında tek gelmem gerektiğini söylemişti.

Ama. Neden?

Bu kadar çekinmesinin sebebi neydi de tek gelmemi istiyordu?

“Seni o depoya tek göndereceğimizi düşünmedin herhalde.” Dedi, Yaman.

Kürdo, onu onayladı. “Aynen.”

“Sağlıklı birinin verebileceği bir karar değil zaten.” Dedi, Alp. Çatık kaşlarla ona baktığımı ve anlamadığımı fark ettiğinde konuşmasını detaylandırmak zorunda kalmıştı. “Yani demek istediğim, adam manyak. Depoda ilk buluşma bana hiç mantıklı gelmedi.” Dudaklarımı büzdüm.

“Bilemiyorum.” Deyip kollarımı silktim. “Belki de üstüne çok düşünüyoruzdur. Gerçekten utanmış olamaz mı?” Dedim, hepsine tek tek bakıp.

“Olamaz.” Dedi, Alp. “Biraz aklınızı çalıştırırsanız adamın niyetinin farklı olduğunu anlayacaksınız.” Deyip, oturduğu pozisyonda yayıldı. Okul formasınının ilk üç düğmesini açmıştı, böylelikle dışarıdaki serserilerden farksız görünüyordu.

“İyi de ben müneccim miyim, niyetini nasıl anlayabilirim?” Dedim. “Niyetini anlamak için müneccim olmaya gerek yok. Adam besbelli sapık.” Dedi, Yaman.

“Yuh!”

Cidden yuh artık!

“Biraz daha abart, Yaman. Hatta takıntılı manyağa ne dersin?” Diye aniden çıkıştım. Ben ve Ceren üst basamakta otururken; Alp, Yaman ve Kürdo’m alt basamaklarda oturuyordu. “Olabilir, iyi fikirmiş.” Dedi. Ciddi ciddi söylediklerimi düşünür gibi bana kafa tuttu.

“Benim anlamadığım bu çocuk bizim onu izlediğimizi nereden anladı?” Dedi, Ceren. Kürdo, arkasını döndü. “Herkes se-“ cümlesini yarıda kesti çünkü Ceren’e laf sokmak isterken aralarının bozuk olduğunu hatırlamış ve vazgeçmişti. “Bizim gibi mi?”

“Pardon, bizim neyimiz var?” Dedi, Ceren.

Faruk, Ceren’in cevap vermiş olmasına şaşırmıştı. “Bizim neyimiz mi var?” Hepimize dikkatle baktı. Yüzünü hep yaptığı gibi ciddiyete büründü ve yeniden konuştu. “Her yere beraber gidiyoruz, adam şimdi neden ayrı takıldığımızı sorgulamıştır, aklı varsa da ortadaki bokluğu anlamıştır.”

“Haklı.” Dedi. Kürdo, üstündeki formayı çekiştirip saçlarını düzeltti. Etrafına bakındı, spor hocadını göremeyince kafasını yeniden bize çevirdi.

“Bence çok saçma.” Dedi. Ceren, Faruk’un tam tersi düşündüğünü belli edercesine. “Utanmış olamaz mı? Sonuçta herkes sevdiğini söyleyemeyebilir.” Gözlerini Faruk’tan kaçırırken fark etmiştim. Ona son anda bakmasaydım eğer bu kaçamak ama binlerce anlam yüklü bakışını yakalayamazdım.

“Aşk’ı çok büyütüyorsunuz.” Dedi, Alp. Umursamaz ve oldukça anaç bir tavırla. “Hiçte bile,” diye söylendim. Şuana kadar sevebilecek kimse karşıma çıkmasa da ben aşkı saçma bulmuyordum. Aşk, şimdiye kadar bizi bulmasa da eminim bir gün bu duygu hepimizi derinden etkileyecekti.

“Senin karşına sevebileceğin biri çıkmadığı için böyle konuşuyorsun.” Dedim. Yaman hızla bana döndü. Bakışlarımı ondan kaçırdım zira sözlerimin altından garip bir ima çıkaracaktı.

“Senin çıktı galiba?” Dedi, sorgularcasına tek kaşı havaya kalkmıştı.”

“Hayır, elbette bunu kastetmedim. Siz her ne kadar inanmasanız da ben aşkın varlığına inanıyorum. Bir gün hepimiz bambaşka insanlar seveceğiz ve belki de birbirimizden ayrıldığımızda,” son kelimemi dediğimde içimde bir burukluk hissetsem de devam ettim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÖR BENİ || +(18) Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin