Benim kafa iyice uçmuştu. Süsen hâlâ bana gülümsüyordu ama benim gözler kapandı kapanacaktı ayakta zor durduğumu hissedebiliyordum bazen de böyle etraf dönüyordu sonra kolumda bir sızı hissettim gözlerimi araladım ama ben hâlâ Süseni görüyordum daha sonra bir erkek sesi belirdi kimdi o Süsenimi mi rahatsız ediyordu yoksa "olum sen manyak mısın ne Süseni burada Süsen mi var" kimdi bu boş yapan ya tatbiki de Süsen buradaydı "sen kimsin be ne karışıyorsun bize" arabaya tutunmasam yola boylu boyunca yatacaktım dünya benim için şuan çok hızlı dönüyordu "Mazlum lan ben sen çağırdın ya beni ayrıca ne vardı bu kadar içecek?!" Ohooo neler neler yoktu ki mesela kendi karım benden iyice uzaklaşıyordu sonra tekrar gözlerim kapandı "ben seni mi çağırdım ne zaman çağırdım hiç hatırlamıyorum" dedim sesimde mırıldanırmışcasına çıktı. "Bu kadar zıkkım içersen tabi hatırlamazsın" ben sadece gülümsedim bu dediğine ama gözlerim hâlâ kapalıydı.
"Yürü hadi gidiyoruz senin kafa iyice gitmiş toparlayacağım derken daha da dağıtmışsın kendini" ben gözlerimi araladım etrafıma baktım Süsen yoktu! Nereye kayboldu bir anda "kimi arıyorsun Ömer?" Sorusunu önemsemedim bile sadece Süsen aklımdaydı şuan arabaya bile bakmıştım ama yoktu yoksa bu defa da o mu beni terk etmişti sekiz yıl da o mu bana ceza kesecekti öyle bir şey olursa valla atlarım bu denize Mazlum yanıma gelip kolumdan dürttü yeni yeni kendime geliyordum "oğlum aloo ben buradayım iyi misin lan ambulans falan çağıriyim mi?"
"Hııı, ne ambulansı iyiyim ben" diye cevap verdim sorusuna "bence sen keçileri kaçırmışsın yenge seni bir güzel hırpalamış anlaşılan böyle dertlendiğine göre" demişti Mazlum ama dediği gibi öyle hırpalamamıştı daha çok sekiz yılın acısını çıkaracaktı benden "yani bana karşı soğuk tabi gönlünü alabilir miyim inan bende bilmiyorum Süsen beni öyle kolay kolay affetmez bende dizlerine çöküp kapısında yatıp af da dileyemem buna hakkım yok çünkü sadece beni anlasın isterim ona kendimi aklamam gerek sonra istediğini yapabilir bana" kırgınlığı hiçbir zaman geçmeyecekti ama mecbur kaldığımı zamanla öğrenecekti. "Valla işin zor kardeşim hemen gelip senin kollarına atlayacak hâli yok zaten haaa ama yengem seni döver söver fakat seni hiçbir zaman bırakmaz" maalesef benim buna inancım hiç yoktu derin bir nefes alıp verdim denize doğru baktım.
"Bırakır kardeşim bırakır ben onu çok üzdüm onu dinlemeyip gittim o şerefsizi dinledim en çok da bu canımı sıkıyor. Bazen diyorum Ömer sen bu kadar Süseni severken nasıl nikah masasında bırakıp gittin tamam çok zor bir dönemdi benim için her şeyin bir anda üst üste gelmesi perişan etti beni, bizim böyle bir durumda zaten mutlu bir ilişkimiz olamazdı ben onu üzerdim mecburdum ya" hem anlattım hem ağladım sonuç yine onunlayım hiçbir zaman da pişman olmadım her anımız çok özeldi bizim için diye geçirdim içimden.
Mazlum elini omzuma koydu. "Hatanın büyüğü sende seviyorsan bırakmayacaksın daha sıkı tutacaksın elinden ne olmuş olursa olsun sekiz yıl dile kolay onun yaşadıkları senin de yaşadıkların çok zordu ikiniz de birbirinize mecbursunuz bunu sende Süsende çok iyi biliyor. Ayrıca Aybike Süsenin üzerine çok gidiyor Asiyenin ölümüyle suçluyor" nasıl ya niye böyle bir şey yapıyor "neden?"
"Sence neden Ömer 'Emiri hayatımıza sokmakla çok büyük bir hata yaptın diyor sen Ömere gerçekleri anlatsaydın onlar da buradan gitmeyecekti bu kazada olmayacaktı' dedi bağıra çağıra" en sonunda beni de tımarhane'ye yatıracaklardı olayları bilmeden ne karışıyorlardı bunlar! "Ben gidiyorum amcamlara" hızla arabaya binip uzaklaştım oradan şimdi kafam daha yerindeydi.~~~~~
Yarım saatlik yolun ardından evlerine gelmiştim. Eskisine göre çok daha iyiydi evleri benim İstanbul'a geri döndüğümden haberleri yoktu ben Aybikeyi yolda arayana kadar
Kapıya vurdum çok beklemeden kapı açılmıştı. Beni karşılayan amcamdı doya doya sarıldık onunla "oğlum hoşgeldin evine çok özledik biz seni" dedi ve tekrar sarıldı bana ama maalesef ki pek hoş gelememiştim gözüm arkada sandalye de oturan Aybikeye baktım. Ben amcamdan ayrılıp içeriye girdim Aybikenin tam karşısındaydım o şuan benim yüzüme bakıyordu ama ayağa kalkıp hoşgeldin dememişti amcam tüm sessizliği bozup "çay koyayım mı oğlum uzun yoldan geldin, hem yorgunluğunu alır." diye söyledi düşünmesi yeterdi onun "yok amca sağol ben zaten buraya Aybikeyle konuşmaya geldim" Amcam beni onaylayıp dışarı çıktı şimdi ikimiz vardık evde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İHTİRAS
Ficção Adolescente•𝒀ü𝒓𝒆ğ𝒊 𝒃𝒆𝒏𝒊 𝒊𝒔𝒕𝒊𝒚𝒐𝒓𝒅𝒖 𝑷𝒆𝒌𝒊 𝒚𝒂 𝒈ö𝒛𝒍𝒆𝒓𝒊.. Ne hızlı bu kadar büyümüştük de bir çok şey öğrenmiştik. Geçip giden yıllar bize bir çok acı yaşatsa da hepsi artık geride kalmıştı.. Camdan bana vuran güneşin ışıkları içimi ısıt...