O rakı gibi bir adamdı ben ise şarap gibi bir kadındım. Ve rakı gibi bir adama şarap gibi bir kadın yakışırdı.
🍷
Dudakları hafifçe yanlara kıvrılarak bana tatminkar bir bakış atarken arka tarafta duran içki bölümüne ilerlemiş ve sol tarafta duran...
Bir anda başlattığı bu öpücüğü bir anda bitirirken hissettiğim yoğun hisler yüzünden resmen titremeye başlamıştım. Alıp verdiğim soluklar bana yetmezken alnıma yaslanan alnı beni iyice geriyor, birbirine karışan derin soluklarımız bende onu tekrar öpme isteği uyandırıyordu.
"Adamı bakışlarınla dize getirebilecek kadar güçlü bir dişiliğin var. Ne kadınsın be Şarap." Gözlerimi kapattım ve alnımı Rakı'nın çenesine dayayarak sakinleşmeye çalıştım. Bacağımı hafifçe okşayarak geçip giden elin yeni hedefi saçlarım olmuştu. Koltukta geriye yaşlanan Rakı, beni de kendisine doğru çekmişti. Şimdi onun göğsünde soluklanırken okşanan saçlarım gülümsememe neden olmuştu.
"Ne yapıyoruz biz Rakı?"
"Ne yapıyormuşuz Şarap?"
"Şu halimize bak. Henüz iki gün önce tanıştığım adamı öptüm ve şuan onun göğsünde soluklanıyorum."
"İnsanlar, ilk yaratıldıkları zaman ete kemiğe sahip değillermiş Şarap. İlk önce ruhlar yaratılmış. Ve her bir ruh olduğu yerde ete kemiğe bürünmeyi beklermiş. Bu yüzden görür görmez birbirine ısınan insanların, önceden ruhlar aleminde tanışarak iyi anlaştıkları var sayılırmış. Kim bilebilir ki, belki de bizim de ruhlarımız ilk yaratıldığı anda rast gelmiştir birbirine."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Ben, hiç bu şekilde hissetmemiştim." Sessiz bir tonda kurduğum cümleden sonra doğrulan adama ayak uydurarak kafamı göğsünden çekerek koltukta geriye yaslandım. Rakı, masaya eğilerek aldığı şarap kadehini bana uzattığında teşekkür ederek aldım. Kendisi de rakı bardağını alarak hafifçe yan döndüğünde yüz yüze bakıyorduk.
"Söyle bakalım, nasıl hissediyorsun."
"Delirmiş gibi..." Tek kaşını kaldırarak cevabın yetersiz olduğunu belirten adama başka bir cevabım olmadığı için elimdeki şarap kadehini dudaklarıma götürdüm. Resmen içim yanıyordu. Kadeh dudağıma değmeden hemen önce elindeki rakı bardağını kadehime vuran adama anlamsız bakışlar atsam da onun sakin tavırlarına ayak uydurarak şarabımdan bir yudum aldım.
"Delirmek kavramı bildiğim kadarıyla kafayı yemek olarak algılanıyor değil mi?"
"Kesinlikle bana kafayı yediriyorsun." Homurdanmamı duyan adam gülümseyerek kafasını yere eğdiğinde derin bir nefes aldım.
"Halimiz çok garip. Mantıklı düşündüğüm zaman şuan burada, seninle bu şekilde olmam tamamen saçmalık. Bunun farkındayım ama... Gidemiyorum. Sadece burada durarak seninle kalmak istiyorum."
"Sanırım anladım, Şarap."
"Ne anladığını çok merak ettim."
"Şunu anladım Işık. Şarap, Rakı'yı arzuluyor."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
