4. Bölüm: Benim Varisim

76 35 35
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


❀𝔹𝕠̈𝕝𝕦̈𝕞 𝟜❀

❀𝔹𝕖𝕟𝕚𝕞 𝕍𝕒𝕣𝕚𝕤𝕚𝕞❀

Neler oluyor?

"B-ben... Evet söz."

Hiçbir tepki vermedi. Bir an dediklerimi şüpheyle tekrar düşündüm. Oturduğu gösterişli sandalyede dikleşti.

"Veliahtımı kaybettiğimi biliyor musun?"

Veliahtımı...

"Siz?" dedim şaşkınlıkla.

"Vega kralı Kamran." dedi gururla.

"Ben bilmiyordum." dedim hala şaşkın çıkan sesimle.

"Asıl konumuz bu değil. Yakın zamanda kraliçemle yeni bir veliaht ilan etmemiz gerek." Çenesini ovuşturdu. Gergin bir hali vardı. Bakışları önce masasında dolaştı. Sonra bana döndü. "Bir süreliğine veliahtım olacaksın." Ağzım şaşkınlıkla aralandı.

Ben...

Veliaht...

Konuşmaya çalıştım ancak hiçbir şey diyemedim. Bu gerçek değildi. Bu çok saçmaydı.

"Bir şey demeyecek misin?" dedi aşağılayıcı bir tavırla.

"Ben gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum." dedim zorlukla. "Neden? Sizin zaten veliahtınız var."

"Veliahtım yok." dedi kaşlarını çatarak.

"Gazete-"

"Fazla soru soruyorsun." dedi sinirle. Sustum. "Bir süreliğine dedim."

"Ben yasaları pek iyi bilmiyorum lakin sizin kanınızdan olmayan birini nasıl veliaht seçebilirsiniz? Özellikle idamlık bir suçken."

"Beni iyi dinle. Kimse bilmeyecek. Kraliçe de dahil. Tamam mı?"

"Bu nasıl mümkün olabilir?"

"Kaybettiğim kız kardeşim Elçin'in bir kızı vardı. Maalesef onu da annesi ve babası gibi yangında kaybettik. Bir iki yaşlarındaydı. Eğer yaşasaydı senin yaşlarında olacaktı. Onun yerine geçeceksin. Bu kadarını bilmen yeterli. Muhafızlar sana odanı gösterecek."

"Babam hakkında bir şeyler öğrenebilir miyim? Zindanda olmalı." dedim kaşlarımı çatarak.

"Serbest kalacak." Gülümsedim. "Fazla sevinme. Nadiren görüşeceksiniz. Görevin bitene kadar." Gülüşüm soldu.

"Görev bittikten sonra ne olacak?"

"Babanla lüks içinde yaşayacaksınız." Çekmeceden bir parşömen çıkardı ve divitle bir şeyler yazdı. "Unutmadan adın Yasmin. Sana birkaç saat sonra bir kitap göndereceğim. Kraliyet ve görgü kuralları yazıyor içinde. Hepsini oku ezberle."

"Tamam."

"Yanına bir de bir yardımcı göndereceğim. Gidebilirsin." Odadan garip bir hisle çıktım. Muhafızlar yeni odama kadar eşlik ettiler. Odaya girer girmez kapıyı kapattım. Odaya göz attım.

Oda gümüş renklerde dekore edilmişti. Sağ tarafta tüllerle süslenmiş büyük bir yatak vardı. Karşıda pencerenin yanında beyaz aynalı bir makyaj masası yanında ise puf sandalye... Sol tarafta geniş bir dolap ve dolabın yanında da bir kapı daha vardı. Fazla gösterişli bir oda değildi. Buna rağmen eşyalar oldukça lüks ve pahalıydı. Prenses gibi hissettiriyordu. 

Prenses.

"Ben şimdi prenses miyim?" dedim heyecanla. Hızla odayı karıştırmaya başladım. Önce dolabı açtım. Çekmecelerine tek tek baktım. Renk renk elbiseler vardı. Hoşuma giden bir taneyi askıdan çektim ve üzerime tuttum. "İlk bunu giyeceğim." Elbiseyi yatağa fırlattım ve dolabın içindeki mücevher çekmecesinden de bir kolye, küpe takımı seçtim. Bir sürü farklı taç da vardı. Ama şuan takmam uygun olur muydu? Takıları da yatağa fırlatıp masaya geçtim. Çekmecelerini açtım. Çekmecelerden biri makyaj malzemeleriyle doluydu. Altındaki çekmece ise parşömenler ve divitlerle doluydu. Oda güzeldi. Hem de çok. Bunlar kasabalı bir kızın hayal edebileceğinden de fazlaydı.

Hayat çok garipti. Daha düne kadar evde ki yiyecekler bize bir ayı geçirir mi diye hesap yapıyorduk. Şimdi ise... Bu odadaki bir dolabı bile satsak bizim aylarca yetecek yiyeceğimizi karşılardı. Peki bu gerekli miydi? Bu kadar lükse gerek var mıydı? Özellikle savaş söylentileri varken. Neyse ne şuan bunu düşünmemeliyim. Bir daha bu fırsat elime geçmez. Keyfini çıkarmalıyım.

Odadaki kapıyı araladım. İlk önce beni mis gibi hangi çiçek olduğunu anlamadığım bir çiçeğin kokusu karşıladı. Kokuyu içime çekerek odaya girdim. Gümüş detaylı küvet, tuvalet, musluk... Hepsi harikaydı. Belki de şuan bu küveti doldurup keyfime bakmalıydım. Kral birkaç saat sonra demişti. Bu süre keyfim için yeter de artardı. Suyu açıp küveti doldurmaya başladım. Musluğu önce sağa sonra sola çevirdim. Ama olmuyordu. Su bir çok sıcak bir de çok soğuktu. Bu nasıl çalışıyordu!? Sinirle musluğu kapattım. Kesinlikle su ısıtıp yıkanmak daha kolaydı. Oflayarak kendimi sırtüstü yatağa attım. Öğrenmem gereken çok şey vardı. Söylemem gereken çok yalan... Bu işi becerebilecek miyim?

Başaracağım.

Hem babam hem kendim için.

  -

Oy, yorum 🥹

Sahte VeliahtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin