Selamlaar, ben geldim. Nasılsınız birtanelerim?
Uzun bir bölümle geldim ve hoşunuza gideceğini düşünüyorum.
Ayrıca biliyorum ki uzun bir aranın ardından hemen etkileşim beklemem biraz mantıksız ama yine de yorumlarınızı bekliyorum. Yorumlarınızı okumayı özledim.
İyi okumalar diliyorum...
Jessica Marsis
Kardeş... galiba bir insanın korkmadan güvene bildiği tek şeydi. Aranızda var olan birden fazla bağın ruhlarınızı dahi birbirine bağlamasıydı. En güvenli limandı ve insanın kendinden dahi önem verdiği candı.
Tek sorun ise onun canı yandığında ve bir şey yapamadığında var oluyordu.
Kollarımın arsında yatan, benimle birlikte bu dünyayla tanışan o adam sanki 25 yaşında değil de 5 yaşında bir çocuktu ve bana sığınıyordu. Ben ise bunu sebebini bilmiyordum. Neden böyle olduğunu bilmiyordum ve bu beni üzüyordu. Öyle ki içimde var olan huzursuzluğun tek nedeninin bu olduğuna dahi emindim.
Evet, bazen birileriyle bazı şeyleri paylaşmakta zorlanabilirdik ancak biz onunla ikizdik. Hiçbir şeyimiz ayrı olmamıştı, birbirimizden birkaç dakika dahi uzakta kaldığımızda mahvoluyorduk ve ben buna rağmen kardeşimi birkaç saat içinde yıkan şeyin ne olduğunu bilmiyordum.
Bu sinirimi bozuyor, canımı sıkıyordu.
Daha bu sabah ben uyurken kaldığım otel odasına girmiş yetmemiş beni yataktan atmıştı. Evet, bu şekilde güne uyanmak berbat bir histi ancak sonuçta bende ona karşılık vererek onu biraz -gücüm yettiği kadarıyla- dövmüş ve odadan kaçarak otelin yakınlarında olan bir kafeye sığınmıştım.
Orada da Melih ile mesajlaşmıştık ve canım kardeşim kafeye girer girmez adeta ağır çekimde yürüyerek yanıma gelmiş ve bana sataşmıştı! Evet bu çocuk beni mi özlemişti yoksa sadece canımı sıkılmıştı onu bende anlamamıştım. Ancak sonuç olarak Melih ile konuşmam yarıda kesilmişti ve uyuz kardeşimde ona sinir olduğumu alayınca topuklamıştı.
Ben ise otele geçip hazırlanmış ve işime dönmüştüm. Birkaç çekimden sonra sporumu yapmış bir şeyler yemiştim ve sosyal medya ile ilgili bir kaç işbirliği videosunu ve storysini halletmiştim. Bu sıraoda Melih videoyu yetiştirmişti -yine çok yakışıklıydı- ve bu sayede tekrardan biraz konuşmuştuk.
Evet sadece bir kaç gün önce tanışmıştık -tabi ben onu uzun zaman önce tanıyordum ancak o beni yeni tanımıştı- ama sonuç olarak kalbim yerinde duramıyordu ve bende artık ona alışmıştım. Biraz hızlı olabilirdi ancak bu heyecanlanmayacağım anlamına da gelmiyordu değil mi?
Sonuç olarak yoğun bir günün ardından hem kardeşimi yemeğe çağırmak için hem de grubu artık kurmam gerektiği için grubu kurmuştum ancak Hayal ve Luk ikilisi arasında yine sebebini bilmediğim -ikisi de beni bu konuda geçiştiriyordu- bir gerginlik var olduğundan konuşma erken bitmişti ve Luk kısa bir süre sonra benimle uyumak istediğini yazmış ve otele gelmişti.
Ve o sadece bir şeye kırıldığında ona şarkı söyleyip onunla yatmamı isterdi.
Onu neyin kırdığın merak ediyor, ona yardım etmek istiyordum ancak bu çokta mümkün değil gibiydi çünkü bana hiçbir şey anlatmamıştı. Sadece beni görür görmez bana sarılmış çok uykusunun olduğunu söyleyerek yüzünü boynuma saklamıştı. Bunu sebebinin gözlerinin doluluğundan olduğunu biliyordum ancak ne diyeceğimi de bilemiyordum.
Kendimi çaresiz hissediyordum. Bir şey yapabilmek istiyordum ancak yapmıyordum. Bu hoşuma gitmiyordu. Dudaklarımı saçlarına bastırarak sırtını okşamaya devam ettim, benden büyük ama şu anda ufacık bir çocuk olan kardeşimin. O ise bana sıkıca sarılmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAUPHİNE/Texting
Short Storyjessy_: Türkiye'ye geliyorum jessy_: ve sen her ne kadar okumayacak da olsan jessy_: ben, bunu sana söylemek ve seninle heyecanımı paylaşmak istedim . Bir iş seyahati yüzünden uzun bir süre sonra Türkiye'ye gelirseniz ve bunu, bir anlık heyecanla...