Merhabalar hoşgeldiniz
Yeni bölümü atmakta biraz geciktim üzgünüm (üşendim)
Hepinizden bol bol yorum ve oy bekliyorum çünkü her ne kadar bölüm bir sayıda okunsada kimse oy vermiyor ve yorum yapmıyor bu da yazma isteğimi düşürüyor.
Medyadaki şarkı isteğe bağlı açılabilir
İyi okumalar
(ROSE, Bruno Mars-APT.)<>
"Bunu da istiyorum Deha!"dedi Deren sırıtarak. Çağrı ve benim üzerimden iddaya girmişlerdi, kazanan ben olduğum için beni tutan Deren istediği her şeyi Deha'ya aldırabiliyordu. Deren'in gösterdiği şey pahalı olduğu her yerden belli siyah mini bir elbiseydi.
Altay göreve çağrılması üzerine gitmişti, onun dışında ekip tamamdı.
"Pişt! Rıza sana da aldıralım mı bir şeyler ablacım!"dedi Deren, kazandığımdan beri beni en iyi kardeşi ilan etmişti. Gerçekten kıyafetler dışında umursadığı bir şey yoktu.
"Gerek yok"dedim bana bakan Deha'ya bakmadan. Daha az para harcayacağı için mutlu olmuşa benziyordu. Deren'in Deha'nın kucağına üç elbise daha atmasıyla Ekin'den "Çüş artık abla!"şeklinde bir ses yükseldi.
Ben sırıtmakla yetinmiştim. Barın, Ceylin ve Çağrı bizimle değildi, üçüde merak ettikleri farklı bir mağazaya gitmişlerdi. Olduğumuz mağazada sadece Ben, Ekin, Furkan, alışveriş yaptığı için mutlu olan Deren ve parası cebinde kalmayacağı için etrafa ağlak bakışlar atan Deha vardı.
Deha "İkiz Allah için yeter! Kalanlarını sonra internetten alırsın"dediğinde kıkırdadım. Furkan kimseyle ilgilenmeden az ötedeki raflarda erkek parfümlerini kokluyordu.
Bir kokuyu beğenmiş olmalıydı ki elinde tuttuğu parfüm kutusuyla yanımıza gelmişti. "Abla!"dedi şakıyarak. Deren ona dönmüş ve ne diyeceğini merak ederek onu süzmüştü. "Ne oldu?"dedi tekrar askıdaki elbiseleri karıştırmaya dönerken. "Deha abime bunu benim için almasını söyler misin acabası diye soracaktım?"dedi sırıtarak.
Deha "Yok anasının mor donu ama yani!"dedi bağırarak. Sırtımı raflara yasladım, izlemesi epey keyifliydi. "İkiz, Furkan'ı duydun"dedi Deren umursamazca. "Otobüsle okula gitmek istemiyorum"diye hayıflandı artık Deha daha fazla dayanamayıp tıka basa dolu kucağına bakarak.
Deren ona dönerken ona acıyan bir bakış attı. "İyi peki, ikiz indirimi yapabilirim. Kucağındaki mor, sarı, yeşil, lacivert ve iki pembe elbiseyi bırak. Kalan her şeyi alıyorsun haydi yallah kasaya"dedi gülümseyerek. Deha anında o elbiseleri bırakırken koşarak kasaya gitmiş ve Furkan'da elindeki parfümü alması için onu takip etmişti.
Ekin "Ablamların işi biraz daha sürer. İstersen dolanalım"dedi bana bakarak. Önce kaşlarımı çattım, arkama baktığımda kimse yoktu. "Bana mı dedin?"diye sordum emin olamayarak. Kafasını sallamakla yetinmişti, evlerine geldiğimden beri bana karşı kötü değildi ama epey soğuktu.
"Peki"dedim dolanma fikrini onaylayarak. Cevabım karşısında kafasını sallamış ve mağazanın çıkışına yürümüştü. "Nereye gideceğiz?"diye sordum ona karşı. Önce cevap vermemiş ve yürümeye devam etmişti, ardından dudaklarını araladı ve sakince sorumu yanıtladı.
"Fark etmez, rastgele yürüyordum. Girmek istediğin bir yer olursa söyle, girelim"dedi bana. Aklıma gelen ilk mağaza giriş katında gördüğüm D&R'dı.
"Aslında bir alt katta D&R var. İstersen girelim"dedim. "Tamam"demekle yetinmişti, birlikte yürüyen merdivenlere bindik. Bir alt kata indiğimizde hiç konuşmadan yürümüş ve D&R'a varmıştık.
Ses etmeden içerisine girdik, epey doluydu içerisi. Hangi yöne gitmek istediğimi bilemedim, önce kitaplara bakmak istemiştim ama onun kırtasiye bölümüne gitmesiyle bir şey demeden onu takip ettim.
Eline aldığı pembe peluşa kaşlarımı çatarak baktım, ne alakaydı? Ona nasıl baktığımı fark etmiş olmalıki yutkunup bana döndü. Ardındansa açıkladı.
"Üç gün sonra en küçük kuzenimiz Lena'nın doğum günü. Ona alayım dedim hazır görmüşken"dedi bana. Kafamı salladım ve bende peluşlardan birisini elime aldım, Mor renkli bir kelebek peluşuydu. Hediye alacağım kişi doğum günü çocuğu olduğunu dediği Lena değildi, Dora bu tür şeyleri severdi. Ona alacaktım.
"Arkadaşıma alacağım"dedim bende ona bakmadan, nasıl bir arkadaş olduğunu sormamıştı. Normal birisi sevgilim olduğunu düşünebilirdi ama yaklaşık bir yıldır hayatımda o tür biri yoktu.
Kasaya geçtiğimizde adam iki peluşu aynı anda geçmişti, Ekin ödemek için kredi kartını uzatırken kendiminkini uzattım. Adam benim kredi kartımdan ödemeyi aldığında Ekin hoşnut olmayan bir ifade ile bana döndü.
"Kendi paranı harcamana gerek yoktu, zaten kullanacağım para babamızındı"dediğinde durdum, benim babam ölüydü.
"Babanın parasını kullanmamada gerek yoktu, bir dahakine sen ödersin olur biter içini rahatlatçaksa"dedim ve kendi peluşumun olduğu poşeti elime aldım.
Ben çıkışa yürürken o da kendi poşeti alıp peşimden geldi, kendi kendisine konuşarak mırıldanıyordu. Mağazadan çıktığımızda yürüyen merdivenlere yürüdük, karşımızdan yürüyerek bize gelen kişilerle yukarı çıkmadık ve onlara ilerledik.
Deren, Deha, Furkan, Barın, Çağrı ve Ceylin bize doğru geliyorlardı. Deren aldığı her şeyi Deha'ya taşıtıyor olduğundan herkesin eli doluyken onun elinde sadece plastik bir kahve bardağı vardı...
<>
Ekin'in Lena'ya aldığı pembe peluş
(Beğenmezseniz farklı düşünebilirsiniz)<>
Rıza'nın Dora'ya aldığı mor peluş
(Beğenmezseniz farklı düşünebilirsiniz)
<>Evetttt
Bölümmm sonuuu
Bana kalırsa bir tık kısa bir bölüm yazdım bu nedenle vaktim olursa arkasından yeni bir bölüm atacağım
Lütfen oy vermediyseniz oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın
Kitabım hakkında düşünceleriniz ve istekleriniz??
Görüşmek dileğiyle
Hoşçakalın
YOU ARE READING
RIZA
Teen FictionAmerika'nın Teksas eyaletinde normal bir geceydi. İçkiler,şarkılar ve danslar. Her şey gelen SMS mesajı ile değişmişti... - Yazdığım ilk erkek gerçek ailem kurgusudur 'Rıza' adına sahip ilk ve umarım tek kurgudur Yazıldığı tarih:06/10/2024 Yayınland...