"Bana yetişemezsen diye konumu attım. Orada buluşuruz." Tamer göz kırpıp motoru çalıştırırken Alize de ona karşı göz devirip kontağı çalıştırdı. Alize'nin arabası normalin üstündeydi ancak iyi bir motorla yarışabilecek araç yoktu.
"Allah'ım şu çocuğa biraz akıl fikir verirsen belki alıcı gözle bakabilirim." kendi kendine gülümseyip otoparktan çıktığında Tamer yanındaydı. Işıklara kadar birlikte gidip kırmızı ışıkta ikisi de durdu.
"Arabanız çok güzel, ne işle uğraşıyorsunuz?"
"İnsan kaçakçılığı yapıyorum."
"Çok güzel, beni de iş yerinize götürür müsünüz?"
"Tamam beni takip edin." yeşil ışık yanınca ikisi de yeniden gaza yüklenmişti. Tamer biraz daha hızlandığında yandaki ara sokaktan çıkan arabayı görememişti. Daha şaşırmaya kalmadan araba Tamer'e çarpınca Alize aniden durup aşağı indi, sokağın ortasına arabayı bırakmak umurunda olmadı o an.
"Tamer!" Alize motorun bir iki metre ötesindeki Tamer'e koşarken araba sahibi de yanlarına gidiyordu.
"Alize." Tamer kendindeydi ve bu bile Alize'yi rahatlatmıştı.
"İyi misin?"
"Galiba bacağım kırıldı."
"Abi o kadar hızlı gelinir mi?" araba sahibi konuşurken Alize ona dik dik baktı.
"Şu an sorun bu mu? Abi biz numaranı alalım, masrafını karşılarız." Alize agresif tepki verirken Tamer oturur vaziyete gelmişti.
"Abi sen numaranı ver, kusura bakma benim hatam. Biz masrafı karşılayalım dediğim gibi ama benim şu an hastaneye gitmem gerek."
Adam numarayı verdikten sonra gidince Alize'nin siniri biraz daha dinmişti.
"Gel buraya, sen değil ölüm kartı sure inse öleceksin diye şaşırma. Böyle motor mu sürülür?" Alize Tamer'i tutup kaldırırken bir yandan da azarlıyordu.
"Ah! Kolum acıyor."
"Boydan boya yüzüldüğü için olabilir mi? Sadece bir soru."
"İyi acıdı."
"Başın dönüyor mu?"
"Biraz."
"İyi, şimdi geç böyle." Alize onu arabaya yerleştirdikten sonra motoru da kenara çekip arabaya geçti.
"Seni hastaneye bırakıp giysi almam lazım, şu haline bak her yerin yırtılmış, safi masrafsın."
"Sus sus, başım çatlıyor. Aaah! Başım."
"Kaskı ne yaptın ben adamla konuşurken kaskı nerene soktun?"
"Of attım bir yere gitti ne bileyim."
"Parayı tarladan topluyorsun herhalde. Bu arada kafanın arkası kanıyor mahvettin arabamı. Torpidodan peçete al." Alize bir yandan hızla hastaneye varırken diğer yandan eliyle Tamer'e kafasını gösteriyordu.
"Ne arkası mı kanıyor? Biraz sussana hastayım bari şimdi sus."
"Tamer, yanında kaza geçirmiş birisi varsa onu konuşturup bilincini açık tutmak her zaman en iyi senaryodur. Bilgine."
"Başım çatlıyor."
"Tamam geldik hastaneye, sen inme sedye gelmeden." Alize dışarı çıkıp oradaki hemşirelere seslendi. Bu sıra da Tamer kapısını açıyordu.
"Motor kazası geçirmiş bir hasta var da, sedye getirir misiniz?" seslendiği an hastanenin o kısmında hareketlilik olmuştu.
"Hemşireler bile senden daha fazla panik yaptı gör bunları."
"Ne yapmamı istiyorsun, panikten seni mi öldüreyim?" sonsuz süren kavgalarına araya giren hemşire noktayı koymuştu.
"Çekilir misiniz Hanımefendi?" sağlıkçılar gelince Alize çekilip Tamer'in gitmesini izledi ve sonrasında arabayı kilitleyip yanına gitti.
"Hastanın neyi var?"
"Beyninde problem- Şey, kaza geçirdi. Kafası kanıyor, bacağının üstüne basamıyor bir de kolu bayağı açılmış."
"MR alalım." oradakilerden biri başıyla doktor onaylayıp Tamer'i götürürken Alize de ona arkadan el sallıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Valet de Denier
Short StoryTamergndgn: Bana yardım edeceksin. Alizebrk: Hayır. Tamergndgn: Bana yardım et. Alizebrk: Yok. Tamergndgn: Bakar mısın lütfen? Alizebrk: Yok, bakamam.