Herkese merhaba!! Harika bir kurgu olacağına inandığım bir şeyle geldimmm. Geçenlerde Ruhun Duymaz dizisini izlediğimde bu kadar kısa sürmesine üzülmüştüm. Çünkü bence gayet kaliteli ve özgün bir çalışmaydı. Sonra bunu düşünürken, neden bunun gibi bir kurgu yazmayayım ki? diye düşündüm. Veee... Burdayım! Bu yüzden aşırı bir heyecanım da var. Umarım yazdıklarımı beğenirsiniz. Eğer beğenmezseniz de eleştiriye açık bir insanım (ahlak çerçevesinde tabii ki). Çünkü eleştiri aldıkça yanlışlarımı düzelterek daha güzel işler yapabileceğimi düşünüyorum. Bu yüzden her bir yorum benim için çok değerli. Yorum yapıp, oylayıp beni takip ederseniz çok sevinirim. Aynı zamanda instagram hesabımdan da takip edebilirsiniz. Kullanıcı adım: melekolanbiryazar
Ufak bir bilgilendirme: Bu kitabımda aklıma geldi. Bazı yerlerde şarkılardaki sözlerle cevap verdim. Bulursanız yorumlarda belirtebilirsiniz💕
Lafı daha fazla uzatmayayım.
İyi okumalar 💕
*************
Yıldızlar sana evinin yolunu her zaman gösterir aslında. Mesele hangi yıldızı seçeceğindedir."Kalksana artık Burak!" diye bağırdım koltukta uzanan koca kas yığınına bakarak. "Burak dayak mı yemek istiyorsun benden?" Kolundaki kaslara bir kez daha bakınca dayak yiyenin ben olacağı çok aşikardı.
"Of, Ela!" Sonunda gözlerini açmıştı. "Ceyda nerde?"
"Ekmek almaya yolladım biricik sevgilini. Sen bir türlü uyanmadığın için bu iş Ceyda'ya düştü." Yanından kalktım ve mutfağa doğru yürümeye başladım. "Kalk elini yüzünü yıka hadi! Her şey hazır."
"Sabah sabah şimdiden başımın etini yedin Ela! Tamam geliyorum!" Gülerek mutfağa girdim. Kapının açılma sesini duyunca çaydanlığı elime alıp masanın üzerinde duran çay bardaklarımızı doldurmaya başladım.
"Sonunda uyandırmışsın ayıcığımı." dedi gülerek.
"Ondan olsa olsa koca ayı olur. Ama neyse." dedim alayla.
"Yine mi benim dedikodumu çeviriyorsunuz burda?" dedi içeri giren Burak.
"Senden başka dedikodumuz yok ne yapalım?" dedim gülerek.
"Günaydın aşkım." Ceyda Burak'ı öperken ben de yerime oturdum.
"Hadi oturun da kahvaltımızı edelim artık. Çok acıktım ben." Ağzıma bir dilim salatalık attım. "Aşkınızı sonra da yaşarsınız."
"Sen zaten aç değilsen bir sıkıntı var demektir." dedi Ceyda. Onlar da yerlerine oturdu.
"Evet, o yüzden sıkıntımı azaltmam lazım." Bir dilim ekmek alıp üzerine reçel sürmeye başladım. "Bugün hiç bir hata istemiyorum, çok iyi anladınız değil mi?"
"Anladık Ela. Kırk kere söyledin." dedi Ceyda oflayarak.
"O zaman kırk birinciyi de dinleyin, işimiz sağlam olsun." Reçelli ekmeğimi yemeye başladım.
"Merak etme Ela. Bütün hazırlıklar tamam Ela. Merak etme. Hiç bir sorun çıkmayacak."
"Umarım dediğin gibi olur Burak." dedim gülümseyerek. Ne kadar gıcık davransam da çok değerliydi benim için. "İyi ki varsınız."
"Sen de iyi ki varsın Ela. İyi ki bizim arkadaşımızsın." dedi Ceyda. Gülümsedim.
"Ağlatmayın şimdi beni! Dönün önünüze, yemeğinizi yiyin. Ağlamak için başka bir gün belirleriz." Ağlamamak için daha çok yemeye başladım. Bana tek iyi gelen şey yemek olabilirdi. "Ben doydum!" Bu kadar bağırmam saçmaydı ama yine de benim saçmalıklarıma çoktan alışmışlardı. "Ben gidip biraz mekanın etrafında dolanacağım. Bir sorun falan var mı diye kontrol ederim."
YOU ARE READING
Hırsız Ajan
RomanceBir hırsız ve bir ajan... İkisi de aynı şeyin peşinde. Tek istekleri Cihan Derin'in acı çekmesi ve onu mahvetmek. Peki ya bunu neden bu kadar çok istiyorlar? Bu yolculukta onları neler bekliyor? Hiç bilmedikleri duygular, hiç bilmedikleri hisler, hi...