"Selam millet!" dedim sevinçle.

"Hayırdır ne bu sevinç?" dedi Burak.

"Bugün Ela'dan mutlusu olamaz Burak. Bir de neden diye soruyorsun." dedi Ceyda. Ceyda başını Burak'ın omzuna koydu. Ben de karşılarındaki koltuğa oturdum. "Unutmadan söyleyeyim, kıyafetlerin hazır bir şekilde odanda."

"Sağol bir tanem." Telefonumu çıkarıp sosyal medyada gezmeye başladım. "Şuna bak ya." dedim. "İki haberden biri bu akşamdan bahsediyor." Güldüm. "Herkesi hayal kırıklığına uğratmak da çok güzel olacak."

"Sen halledebileceğinden emin misin Ela?" dedi Burak. "İstersen ben de içeri bir şekilde girip sana yardımcı olabilirim." Başımı salladım.

"Olmaz Burak." dedim. "Eğer yakalanırsam sizin başınıza da bir şey gelsin istemiyorum."

"Sen bizim her zaman yanımızdasın, bırak bu sefer de biz senin yanında olalım." dedi Ceyda.

"Beni dışarıdan yönlendirecek birilerine de ihtiyacım var ama. Sizi tehlikeye de atmak istemiyorum." Ayağa kalktım. "Lütfen bir daha böyle şeyler söylemeyin. Siz iyisiniz ve iyi kalacaksınız. Bırakın da kötü olmak da bana düşsün."

"Sen kötü biri değilsin Ela." Ceyda da ayağa kalktı. "Sen bizim kahramanımızsın."

"Kahraman katil." dedim gülerek. "Kulağa pek hoş gelmiyor."

"Başkaları seni katil olarak görebilir ama sen benim hem kardeşim, hem de kahramanımsın." Ceyda yanıma gelip bana sarıldı.

"Siz de hep benim kardeşlerim gibiydiniz. Ve hep de öyle kalacaksınız. Bu yüzden biraz abla sözü dinlemeniz gerekiyor." Burak da yanıma gelip bana sarıldı.

"Sen kötü değildin ve asla da kötü olamazsın. Biz senin kalbini biliyoruz." Akan bir damla gözyaşımı hızla sildim ve geri çekildim.

"Bu kadar yeter ya. Biraz da enerji kazanmam lazım. Hemen üzerimi giyinip geliyorum." Koşarak odadan çıktım ve kendi odama girdim. Yatağıma kendimi attım ve duvarı izlemeye başladım. Benim çoğu zaman yaptığım bir şeydi bu. Duvara bakıp düşünmek kulağa delice gelse de ben çok seviyordum.

Geç kalmamak için kalkmam gerektiğini farkettim. Ayağa kalktım ve Ceyda'nın sandalyemin üzerine bıraktığı siyah elbiseye baktım. Sade ve şıktı. Ceyda bu konularda çok yetenekliydi aslında. Hem rahat hem de şık nasıl olunacağını çok iyi biliyordu. Hemen üzerimdekileri çıkarıp elbiseyi giydim. Kenarda duran kısa topuklu ayakkabıyı da ayağıma geçirdim. Biraz makyaj yaptıktan sonra küçük siyah çantamı elime alıp odamdan çıktım.

"Hazır mısın Kiraz?" dedi Ceyda. Derin bir nefes aldım.

"Hazırım." dedim gülümseyerek. "Bu iş bugün bitecek."

"Biz bütün eşyaları arabaya taşıdık. İstersen çıkalım." dedi Burak. Başımı salladım.

"Çıkalım." Mutfağa girdim ve bir tane elma alıp çıktım.

"O ne alaka?" dedi Burak.

"Yine acıktı galiba bizim Kiraz." dedi Ceyda gülerek.

"Aç Kiraz hırsızlık yapamaz." dedim gülerek. Biraz stresimi azaltmaya çalışıyordum.

"Ela'nın karnını da düşündüğümüze göre, artık çıkabiliriz heralde?" dedi Burak.

"Operasyon başlasın o zaman."

🪽

"Kulağımı acıttın Burak!"

"Kusura bakma Ela! Sana dediğimde kendin taksaydın." Elinden alıp kendim yerleştirdim kulaklığı.

Hırsız AjanWhere stories live. Discover now