"Şu sıralar kapana koyulmuş bir peynirden farkım yoktu, acımla yandıkları için, bana acımaları pek çok şey gibi, artık sorun değildi..."
Canerin annesine hafifçe sarıldım, önce afalladı sonra çenesini omzuma dayadı “ ellerimin çamuruyla sarılıcam şimdi sana, kendimi zor tutuyorum “ dedi geri çekilirken hafifçe güldüm ellerini gösterdi “ eldivenle dikince , güllerden utanıyorum onları bu kadar severken çamurundan kaçmak kendimi kötü hissettiriyor” elindeki gül fidanını yere bırakıp verandanın ön tarafına indi.
“İnsan sevdiğinin çamuruna batmalı kaçarsa utanmalı” derken yere eğilip toprağa açtığı deliği biraz büyüttü gülümsedim “ verandanın etrafına iki sıra dikiyim diyorum, biraz belim ağrıyor iki gündür tek tük dikiyorum” nefes nefese doğrulup bana baktı “bahçıvanı ihtiyaç yok kendim ilgilenirim diye gönderdim o yüzden çocuklarada bana yardım edin diyemiyorum” derin bir nefes aldım. “Yormayın kendinizi” dedim, gülümseyip hafifçe kafa salladı . Bahçeden içeriye giren Caner, ağır adımlarla yanımıza geldi “ hoş geldin oğlum” Caner koluma girdi “ hoş buldum Anne, İmer dinlensin biraz , yoruldu ” annesi anlayışla gülümsedi “ tabi siz içeriye geçin , imercim istediğin bir şey olursa,sakın çekinme” dedi. Teşekkür edip Canere yaslanarak yürüdüm. Ağsak adımlarım, Canerin güçlü adımlarıyla dengelendi.Sanki tetikte duruyordu endişeli stresli “ iyiyim ben “ diye mırıldandım Caner duraksadı koluna geçirdiğim kolumu tutup elimi avucuna aldı üzerine bir buse kondurdu “ hep iyi ol “ diye fısıldadı. Duraksayıp ona baktım durgun yüzünde parlayan Işıl Işıl gözlerine… derin bir nefes aldım tekrar ona tutundum “ Burnum sızlıyor “ koltuğa oturmama yardım ederken “ ağrı kesicinin etkisi geçiyor, sızlaması normal “ o önüme diz çökmüş beni inceliyor bense ağlamamak için kendimi zor tutuyordum derin bir nefes aldım elimi alnına döklen saçlarına götürüp onları geriye doğru attım, saçlarını severken yüzündeki tebessüm genişledi.
Ben tüm ciddiyetimle onu izlerken. Bakışları derinleşti, onunda yüzü düz bir hal aldı. Benim ona baktığım gibi, sessizce bana bakıyordu, yüzümü ellerinin arasına aldı “ Seni seviyorum “ diye fısıldadı. Yüzümü avuçlarının arasından çekip arkama yaslandım, ona minnetle tebessüm ettim, yüzündeki hayal kırıklığını görmemek için kafamı başka bir yere çevirdim. Kalkıp yanıma oturdu. “ beni sevdiğini biliyorum İmer “ dedi “ sadece neden geri çekildiğini merak ediyorum , ben sana adım atıyorum sen geri çekiliyorsun, neden?” Ona döndüm “ Caner , ben seni seviyorum, ve mutlu ol istiyorum ama bu mutluluk şu an benimle imkansız.
Yaşadıklarıma bak üstelik ben ölümün kollarında cebelleşiyorum “ duymamış gibi kafasını iki tarafa salladı “ yaşadıkların kolay değil, ne hissettiğini tamamen anlayamıyorum ama her koşulda yanında olacağım bunu bil, hastalığın konusunda Işıl Teyze yurt dışında daha iyi bir tedavi görebileceğini söyledi “ elimi elinin üzerine koyup kafamı omzuna dayadım “ benimle yada başka biriyle sen mutlu ol yeter “ elini çekip yanımdan kalktı “ ben senin yanında başka birini düşünemezken sen benim yanıma başka birini koyabiliyor musun?” dedi . Sonra cevap beklemeden salondan çıktı . Gözlerimi yavaşça kapattım .
Sinirlenmekte haklıydı ancak dile getirmem gerekiyordu Caner genç bir adamdı ona adım atmam belki ömrünün sonuna kadar benim yasımı tutmasına neden olurdu. Oysa ben onun mutlu huzurlu cıvıl cıvıl bir hayatı olsun istiyordum kendimden utanmalı mıydım? Onun benim çamuruma bulaşması demek, balçık dolu bir bataklığa çekilmesi demekti. Sevdiğim adama bu kötülüğü yapmazdım.“ imercim.. imer” adımın tekrarlanmasıyla gözlerimi araladım ahu bana doğru eğilmiş uyanmamı bekliyordu ağrıyan sırtımı tutarak doğruldum “ Ahu “ diye fısıldadım “ geçmiş olsun “ diyip sırtımı sıvazladı kafamı salladım “ Yemek yiyeceğiz birazdan beraber oturalım sofraya olur mu?” Kafamı salladım “ Nasıl istersen” dedim saçlarımı düzeltirken Onun gibi oturduğum yerden kalktım başımın dönmesiyle tekrar kalktığım yere düştüm “İmer” Ahu endişeyle yanıma gelip beni tuttu “ iyiyim aniden kalktım o yüzden sanırım “ dedim ve ondan tutunarak tekrar kalktım. Duraksayıp bana baktı sanki bir şey söyleyecekti ama arada kalmıştı derin bir nefes alıp, aniden bana sarıldı . Sanki içime sakladığım duygular, göz pınarlarıma taştı. Derin, derin nefes alıp, sakin kalmaya çalıştım. Ahu geri çekilip yaşlı gözlerini sildi " kusura bakma , bir an içimden geldi" kafamı iki yana salladım "sorun değil Ahu" diyip kolunu sıvazladım. Ahuyla beraber mutfağa girdik, bahçeyi gören büyük camın ardına konulmuş uzun masa çeşitli yemeklerle donatılmıştı. Caner Anne ve babasıyla köyü bir sohbetin içindeydi Ahu ve ben masaya oturana kadar bizi fark etmediler. Hepsi beni iyi hissettirmek için üzerime titriyordu ama ben kendimi garip hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karışmayan Sular
Romanceİnsanlar büyür, değişir. Bu gelişim hiç bir zaman kolay olmaz. Eksikler kolay tamamlanmaz . Boş yakarışlar işe yaramaz, insan hayatın hızlı akışına alışamaz bazen karışamaz. Pek çok insan kendine bile karışamaz, bunu fark bile edemez, bende fark e...