11

1.8K 535 522
                                    

y/n: buna da sınır koyuyom sınır 350 beğeni can dostları (zaten normalde de bu kadar alıuor) okuyup boş geçmeyin kafanızı ısırırım (sertçe) YPRUM YAPMAYI UNUTMAYIN FANTASTİK BİR BÖLÜM

"Hoş geldin kral."

Göksel fırından yeni çıkardığı sıcak kurabiyeden koskocaman bir ısırık alırken evine yeni girmiş, üstünde kabanı, kan sıçramış beyaz gömleği ve neye uğradığını şaşırmış ifadesiyle Kadir tam karşısında dikiliyordu.

Bu Zülkarneyn manyağının burada ne işi vardı yine? Kadir çok yorulmuştu artık. Çatık kaşlarıyla homurdanarak kabanını çıkardı ve kan sıçramış gömleği daha görülebilir hâle geldi. O sırada gömlekteki kanı mafyanın zanneden Göksel, büyük bir endişeyle ıslak mutfak bezini adamın vücudunda bir yere bastırdı.

"Ambulans çağıralım."

"Ben vurulmadım."

"Neden kan olmuşsun?"

"Adam vurdum."

"Allah tependen baksın." Hayal kırıklığıyla homurdandı Göksel. Evet tabii ki adam öldürüyordu Kadir, bu şaşırılmış bir şey değildi ama kumralın bu kadar da rahat ve sıfır mahcubiyet olması onu delirtiyordu. Islak bezi bir şey olmamış gibi yeniden mutfak tezgahına attı ve adamın dibinde durmaya devam ederek bir şey olmamış gibi yaptığı kurabiyeden kocaman ısırdı.

"Ne işin var burada yine?"

"Canım kurabiye istedi. Elalemin evinde istediğim gibi yapamazdım, sende malzeme vardır diye düşündüm atladım 500T'ye geldim. Yaptım iki dakikada yiyorum şu an. On numara yapmışım oğlum baksana tadına."

Göksel sanki hiç bir sorun yokmuşçasına ısırdığı kurabiyeyi dümdüz ifadeyle onu izleyen adamın ağzına yapıştırdı. Kadir'in ifadesini bozmadan, hatta ağzını bile açmadan durduğunu görünce kaşlarını çatmış, ardından eliyle adamın çenesini zorla açtırıp bir ısırık almasını sağlamıştı.

"Sen ne huysuzsun bugün böyle?"

"Yorgunum ve evimde sürekli bir şeyimi çalan, başını belaya sokan bir hırsız var."

Kadir ağzındaki lokmayı çiğnerken ciddi ciddi konuştu. Göksel'in morali bozulmuştu işte kumral mafya yüzüne yüzüne böyle diyince. Tadı kaçtığı için yarısını yiyebildiği kurabiyeyi tepsiye geri koydu ve sandalyenin üstüne bıraktığı montunu giyinmeye başladı.

Kadir normalde oldukça yüzsüz olan bu çocuğun bu kadar çabuk darılıp gidecek olmasına şaşırdığından başta ne yapacağını bilemedi. Göksel görüşürüz bile demeden zorla girdiği mutfak camına tırmanırken çocuğun belinden tutmuş, havaya kaldırarak camdan uzaklaştırmıştı Kadir.

Göksel ciddi manada ilk defa biri tarafından yukarı kaldırıldığı için heyecanlanıp gerilirken belindeki büyük ellere tutundu.

"Ne yapıyorsun? Vallahi bir şeyini çalmadım birader. Canım sadece kurabiye istemişti."

Kadir bir şey demeden kedi gibi çırpınan çocuğu zorlanmadan tezgaha oturttu ve oradan inmesin diye de sert bir bakış atmayı ihmal etmedi. Üzerindeki montu çıkarıp sandalyeye yeniden koymuştu. Göksel güzel gözleriyle şaşkın şaşkın keyifsiz duran mafyayı izlerken mafya kollarını acelesizce sıvamış, yüzüklerini ve saatini çıkararak kurumuş kanlı ellerini güzelce yıkamıştı.

Mutfakta el yıkanmaz diye şımarıklık yapmak istese de Göksel, diğer kanı yıkananın kendisi olmasından korktuğu için sustu ve hâlâ biraz trip barındıran bir şekilde adamın bir şeyler demesini bekledi.

biblo [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin