Göksel çok ilginç rüyalar görmekteydi.Koskocaman bir fil onu eziyordu, bir barakanın enkazı altında kalıyordu, tombul bir hanımefendi tam göğüs kafesinin üzerine oturuyordu, denizde boğuluyordu, Mars'ta uzay kıyafeti arızalanıyordu... Her rüyanın ana fikrinde Göksel boğuluyordu ve her rüyada uyanmaya daha da yakınlaştığını hissediyordu.
Antep fıstıklı çikolata gözlerini kırpıştırarak güne araladığında ve kendi çatlaklarla dolu tavanını görmek yerine pürüzsüz bir tavanla karşılaştığında yine bir rüyanın içerisinde olduğunu anında çakozlamıştı. Diğer rüyalara benzer, yine nefes alamıyordu.
Kıpırdandı ve bu sefer nefesini neyin kestiğini öğrenmek amacıyla başını hafifçe kaldırmaya çalıştı. Biri göğsünde sanki ortopedik bir yatakta uyurmuşçasına bir rahatlıkla mışıl mışıl uyuyordu. Göğsündeki kafanın saçları kısacıktı. Sarıya kaçan hoş bir kumral rengindeydi ve yumuşacık duruyordu. Bağlantılı olduğu beden güçlü, ağır bir bedendi ve sakin sakin nefes alışverişleri Göksel'e rahat nefes almayı ne kadar özlediğini anımsatıyordu. Çocuğun esmer yanakları sert bir kalp atışıyla anında kırmızıya döndü. Üstündeki Kadir'di. Aman Allah'ım üstündeki resmen Kadir'di.
Ne güzel bir rüyaydı bu böyle. İnşallah asla uyanmazdı.
Uykulu yüzünü beynine ayılmaya ve düzgün düşünmeye fırsat vermeden önündeki yumuşacık kısa saçlara sürttü, adamın güzel kokusunu ciğerlerine doldurdu. Ardından da üstündeki bedene kollarını sıkıca dolamış, rahatça Kadir'i kucaklamıştı. Birden içi sevgiyle ve heyecanla doluvermişti işte. Bu sıralar beslediği bu hisler yabancı değildi Göksel'e. Alt dudağını dişledi ve rüyada olduğunu düşünmeye devam ederek üstündeki adamı uyandırmaktan korkmadan sıkıştırmaya devam etti. Sonuçta üzerine uzanan oydu. Rüyasında da Göksel'e kızacak değildi ya?
Sırtüstü uzanmış bedenin bacakları arasına girmiş, başını da usulca göğsüne yaslamış mafyanın bedeni, sıkıldığı ve şapşalca sevildiği için derin uykusundan çekip koparıldı. Kadir gerçekten uyandırılmaktan hiç hoşlanmazdı, uykusu onun için çok değerliydi. Çatık kaşları ve memnuniyetsiz suratı ile hâlâ kendisini rüyada zanneden, gerçek olduğunu idrak edemeyen esmerin şapşal yüzüne bakmış, ardından dursun diye hafifçe kafalarını çarpıştırmıştı. Göksel acıyla tıslarken Kadir yerçekimine karşı koyamayan güzel kehribar gözlerini yeniden yumdu ve bu sefer yüzünü esmerin cennet gibi kokan sıcak boynuna çok normalmiş gibi gömdü.
Galiba bu yaşananlar rüya değildi. Göksel rüyada acı çekemeyeceğini biliyordu. Üstelik koku da alamazdı, gördüğü hiçbir rüyada hissedebildikleri bu kadar gerçekçi olmamıştı da. Şimdiye dek hiçbir rüyasında tecrübelememişti böyle bir şey. Uykudan sıyrılmaya çabalayan bulanık zihni dünkü anılarla yavaş yavaş berraklaşırken yanaklarına toplanmış kan yeniden hızlıca kalbine dönmüş, çocuk taşikardi geçirir gibi bir hâle gelmişti. Demek ki rüyada değildi. Daha kötü oldu. Kadir bile onun bu hızlanan nabzını geri dönmeye çalıştığı uykusunda fark edebilmişti. Burnunun ucunu ısrarla gömdüğü kadife tenin altındaki damar, pat pat pat atıp duruyor, Kadir'i sinirlendirmek yerine istemsizce bıyık altından sırıttırıyordu.
"Göksel şu kalbini bir tut."
"Yani ben başka bir şey tutmuş gibiyim şu an Kadir. Beraber uyuduk tamam da, birader kucağımda yatıyorsun?"
"Uykumun bölünmesinden nefret ederim çeneni kes." Kadir'in uykulu ve boğuk sesi Göksel tarafından ilk kez duyulmuştu. Göksel kendisini gereksiz bir derecede mutlu hissetti. Bu sakinleşmek isteyen yüreğine hiç iyi gelmemişti. Aynı zamanda boynundaki sıcak nefes içini bir hoş etmişti, o da doğruydu. Soğuk ve mesafeli adamın ona uyku gibi savunmasız bir anında bu kadar yakınlaşması gururunu okşamıştı. Daha fazla konuşup adamı rahatsız etmemek için heyecanını ve mutluluğunu içine gömdü, sonra da avcunu geniş ve yapılı sırta koyup bir aşağı bir yukarı doğru rahatlatıcı bir şekilde sıvazlamaya başladı. Bir süre sonra nefesler düzenli hâle geldiğinde mafyanın uyuduğunu düşünmüştü ancak Kadir uyumadan anın tadını çıkarmaya koyulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
biblo [bxb]
ChickLitBilinmeyen Numara: Sana vereceğim derslerden ilkini almış gibi gözüküyorsun Bir daha soyguna gideceğin mülkün sahibini araştırmadan hareket etmeyeceğini umuyorum :) Sıradaki derse başlıyoruz, zaman ve para yönetimi Çaldığın bibloyu ve 100 doları 1 s...