biblo [bxb]

28

y/n: AHLAKSIZ BİR BÖLÜM RAHATSIZ OLAN OKUMASIN LÜTFEN

. sınır 450 ama bu bölüme şahsen rekor şov mov istiyorum fıstıklar mpüyanzi

"İlk iş günümde şahitlik ettiğim şeylere bak. Maaşıma zam istiyorum."

Göksel hâlâ dehşetin kırıntılarını barındıran yorgun sesiyle mırıldanmıştı. Elinde bir dosya, toplantıdan toplantıya atlamayı, yalandan bir şeyler karalarken mafyanın yanında hoş gözükmeyi planlarken daha ilk günden jübile yapmışlardı Kadir sağ olsun. Şimdi elindeki yüzey temizleyici bezle çaresizce mafyanın gömleğini açmasını bekliyordu. Adamın gömleği, beyaz teni kana bulanmıştı. Sekreter olarak onu temizlemek de tabii ki Göksel'in göreviydi!

"Abartıyorsun Göksel."

"Aynen. Toparlan gidiyoruz diyorsun şirketten çıkıyoruz izbe bir yere gidiyoruz. Önceki sekreterin ile bir depoya giriyorsunuz. Baş başa. Çığlıklar, yalvarışlar. Meğersem adama işkence yaparak öldürmüşsün! Adamların cesedi taşırken şakasına sen de el at diyorsun."

"Yardım etseydin ya kardeşlerine."

"Bazen senin klinik bir vaka olduğunu unutuyorum. Beni Umreye yolla. Günahlarımdan anca arınırım."

Kadir keyifle güldü ve batmış gömleğini odanın bir köşesine sıpıttı. Bu hareketiyle ortalık batmıştı ama önemsemedi. İlk defa adam öldürüp pis bir şekilde ofisine gelmediği kesindi. Kapıyı kitleme zahmetinde bile bulunmamışlardı içeri apar topar girdiklerinde. Kimsenin bu odaya birden girmeye götü yemezdi sonuçta.

Kaslı vücut... İlk defa görmemişti bu vücudu. Sürpriz! Google görsellerde Kadir Doğdu Çıplak Full aramaları altında günahkar birkaç gece geçirdiği doğruydu Göksel'in. Gerçekte, 2 piksel fotoğraflardan daha muazzam durması hiç adil değildi. Kanı kaynıyor, adamın fıstıklı baklavalarını şapır şupur öpmek istiyordu. Sanki Kadir bol tereyağlı baklava, Göksel de onun son adımı, kaynar şerbetti. Acilen birbirleriyle buluşup bütün olmaları gereken konular mevcuttu.

Utanmadan, dikkatlice vücudu seyretti. Kendisi kadar iri bir vücut, bembeyaz pürüzsüz bir ten. Birkaç tane benle bezenmiş ve gerçekten bir heykele benziyor. Göksel onca kana rağmen uzanıp şapır şupur her noktayı öpmek istiyor ve inanın çok mu çok az utanıyor.

"Yedin bitirdin gözlerinle."

"Analar neler doğuruyor sorusuna yakından cevap arıyordum yanlış anlaşılmasın."

"Gel biraz daha yakından bak. Oradan kaçırdığın detaylar olabilir."

Sanki Kadir'in bu laflarını bekliyormuş gibi çocukçasına kafasını salladı Göksel ve masanın arkasındaki adamın yanına geçti. Yaklaştıkça içini yakıp kavuran güzel kokusu buram buram ciğerlerine doluyordu. Bu parfümü kendine de sıktığı olmuştu ancak kendi teninden çok bu mafya adamın teninde daha güzel konaklıyordu koku. Heralde fakir tende pahalı şey abes duruyordu. Kendi düşüncesine kıkır kıkır güldü. Ne kadar güzel gözüktüğünü ve görüntüsüyle izlediği vücuttaki kalbi nasıl hızlandırdığından gram haberi yoktu. Olsaydı Kadir'le çok dalga geçerdi muhakkak.

Göksel iyice Kadir'e yaklaşmışken Kadir sessizce ellerini ona uzattı. Sanki yemeğini yiyen, annesinin onu temizlemesini bekleyen yaramaz bir çocuk gibi gözükmüştü bir anlığına. Yüzey temizleyici bezle önce adamın büyük ellerini özenle sildi. Ardından paketten bir tane daha bez çıkardığında o bezi Kadir'in eline tutuşturmayı ve vücudunu silmekten kaçmayı tasarlamıştı. Ayakları aniden yerden kesildi. Kaçmak için düşünmeye dahi fırsatı kalmadan kendini koskocaman masanın üzerine oturtulmuş hâlde buldu. Biraz tedirgin gözleriyle vahşi kehribarlara baktı, biraz da her stres olduğunda yaptığı gibi alt dudağını kemirdi.