y/n: AZICIK AHLAKSIZ BİR BÖLÜM RAHATSIZ OLAN OKUMASIN. sınır 450. beğenilerinizi ve yorumlarını bekliyorum
Uyanınca bir süre nerede olduğunu hatırlamaya çalışanlardan olmamıştı Göksel asla. Uykusunda da zihni sürekli düşünceleriyle boğuştuğu için başka yerde olsa da başka yerde olduğunu bilerek, hatta o günü planlayarak uyanırdı. Boktan yaşam stilinin ona getirdiği bir özellik miydi bu uykuda bile düşünebilme yeteneği yoksa çoğu insanda olan bir şey miydi bilmiyordu. Birileriyle bu konular hakkında konuşacak kadar savunmasız bir dinamiği şimdiye dek olmamıştı. Göksel insanlar ona nasıl gelirse aynı şekilde yaklaştığı bir aynaydı ve ilk defa birini yansıtmadan, içinden geldiği gibi davranabildiği birine sahipti.
Hastalığına rağmen zihninde hâlâ bir şeyler dönüyordu. İnanılmaz kısık televizyon sesinden anlamadığı bir dilce çıkan diyalogları kendince Türkçe'ye çevirmeye çalışıyordu ve burnunun tıkalı olmasına rağmen hafifçe alabildiği bu kokuyu beyninin ona oynadığı bir oyun olarak görüyordu.
Öğleden sonra suları kapısı çalmış, apar topar yakışıklı mafya tarafından kaçırılmıştı. Ciddi manada kaçırılmıştı, birden kucağa alınmış, kişisel eşyalarını bile zorla evden toparlatabilmiş, kendisini kendi evinden daha çok sevdiği evde buluvermişti.
Yani bu yaşına kadar çokça kez hasta olmuştu ve kimse onunla ilgilenmemişti. Ne yalan söyleseydi, ateş ve burun tıkanıklığı haricinde kendisini turp gibi hissediyordu ancak Kadir'in ona gösterdiği bu ilgi deli gibi hoşuna gittiğinden kendince bunu bir role çeviriyordu. Adamın şaşırtıcı bir şekilde söylenmeden, içten gelen bir dürtüyle onunla ilgilenmesi de çok şaşırtıyordu onu. Ne bileyim adam hasta diye ondan uzak duracak biri gibi gelmişti başta gözüne. Oysa rahat koltukta uyurken baş ucuna yere oturmuş, televizyon izleyerek ara sıra koyu saçlarını karıştırmış, ateşinin düzeyini sık sık kontrol etmişti.
Demek ki bu koku hayal değildi. Bu kadar yakınımda olma, hastalık kaparsın diye söylenmesi gerekiyordu. İyi kalplilik ona bir şey getirmemişti şimdiye kadar. Nazlanmak, karşısındaki insanın sana emek harcamasını sağlamak belki de gereken bir muhabbetti. Güzel gözlerini araladığında ve loş oturma odasında görebildiği tek şeyin adamın ensesi olduğunu fark ettiğinde içinden gelerek öne uzandı ve sıcak ağzı ile adamın beyaz ensesini dişledi. Kadir ne irkildi ne bir şey, hafifçe gülmüş, Göksel geri çekildiğinde çocuğa doğru dönmüştü.
"Hayırdır rüyanda yemek falan mı yiyordun?"
"Neden dibimdesin birader? Televizyonu izleyemiyorum."
"Canım öyle istedi. Göksel bu arada uyurken çok konuşuyorsun."
"Bilmiyordum."
Gerçekten bilmiyordu. Beraber uyuduğu insan sayısı baya azdı. Kimseden böyle bir dönüt almamıştı.
Elleriyle yüzünü ovaladı ve oturur hâle geldi. Vücudu alev topu gibiydi. Sümükleri yüzünden başı ağrıyordu onun dışında sorunu yoktu. Boğazı falan da şiş değildi şükür. Yerde oturmuş, sessizce onu izleyen adamın kısa saçlarını elleriyle okşadı ve kocaman esnedi. İlk defa bu kadar huzurlu hissediyordu ve bu kadar huzuru bulduğu yerin bir mafyanın evi olması onu delirtiyordu.
Kadir saçlarının oynanmasıyla gözlerini kapayıp anın tadını çıkardı. Tahminlerin aksine o da çok fiziksel temasla büyüyen birisi olmamıştı. Nedense toplumda erkek cinsiyeti temassal sevgiye ait değil önyargıları çokça mevcuttu. Oysa erkekler de sarılmak, sevilmek, öpülmek isterdi. Şimdiye kadar etrafındakilere bu yönünü göstermese de Kadir temas bağımlısıydı ve sürekli Göksel'e temas hâlinde olmak istiyordu. Çocuğu uyandırmaktan korktuğu için çoğu zaman kendini dizginlese de eli saçlarda, burnu yumuşak yanaklarda, gözleri güzel çehreden kopamamıştı. Göksel'e aşık olmak iyi bir şey mi kötü bir şey mi bilmiyordu. Bildiği tek şey delice Göksel'in onun olmasını istediğiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
biblo [bxb]
ChickLitBilinmeyen Numara: Sana vereceğim derslerden ilkini almış gibi gözüküyorsun Bir daha soyguna gideceğin mülkün sahibini araştırmadan hareket etmeyeceğini umuyorum :) Sıradaki derse başlıyoruz, zaman ve para yönetimi Çaldığın bibloyu ve 100 doları 1 s...