6. BÖLÜM: KARMAŞA

346 22 6
                                    

Uzun zaman sonra merhabalar, bayağıdır buralara gelemedik, nasılsınız görüşmeyeli?

7. Bölümü hızlıca yazabilirsem haftaya atabilirim, şimdilik görüşmek üzeree

 Bölümü hızlıca yazabilirsem haftaya atabilirim, şimdilik görüşmek üzeree

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oy ve yorum yapmayı unutmayalım, keyifli okumalar!

🔗

İlk geldiğim gün, bundan birkaç hafta önceydi. Çokta uzun bir zaman aralığı değildi ama bu timi bu şehri benimsemiştim, tanımadığım insanlar bile normal gelmeye başlamıştı. Günler akıp giderken buraya gelmeme sebep olan görev için harekât vakti gelmişti ama benim hislerim iç içe geçmişti. Niye böyle olmuştu en ufak bir fikrim yoktu, zaten konu kendim olunca en ufak bir fikrim dahi olmuyordu. Ben böyleydim, dışarıdaki herhangi bir insanın fikirlerini anlayabiliyor, ama konu kendim olunca hiçbir şeyi anlayamıyordum.

Bu konuda kendimi düzeltmem gerekiyordu ama şu an zamanı değildi, belki sonra ama bir gün düzeltecektim.

"Savcım iyi misiniz?" Yakup'un seslenişiyle daldığım düşünceleri bir kenara bırakıp kendimi Yakup'a verdim.

"Efendim?" dedim Yakup'a yönelik bir şekilde. "Bir şey mi dedin?"

"Birkaç kez seslendim, duymadın, iyi misin?" Başımı salladım. Arabaya yaslı bir şekilde dururken bir yandan Yakup'a baktığım için de biraz doğrulmuştum.

"İyiyim, dalmışım."

Yakup cevabımla kaşlarını çatıp sorgu dolu sesiyle mırıldandı. "Bir sorun yok değil mi?"

Aşırı şüpheci yapısı dolayısıyla her şeyi sorguya çekiyordu.

"Yok bir sorun, sadece dalmışım bir şey düşünürken." Açıklamam karşısında çattığı kaşları düzelip önüne döndü.

"Siz öyle diyorsanız."

İkimiz de bundan sonra sessizliğe büründüğünde bir ayağımı sallamaya başladım. Hazırlıkları bittikten sonra gideceklerdi, içimde beni yiyip bitiren düşünceler vardı. Arasında adını anmak istemediğim kişi vardı ve onu en arkalara, düşünmek dahi istemediğim kısıma atmıştım. Diğeri ise timle alakalıydı, görevin nasıl geçeceğiyle ilgili endişem, beni aşmıştı.

Kendimi ortamdan soyutlayacak düşüncelerden uzak durup askeriyeyi izlemeye başladım. Etrafta idman yapan bir grup timi izlemeye dalınca gözlerim kırpmadığımdan dolayı yanmaya başlamıştı, birkaç kez gözlerimi kırpıp derin bir soluk aldım. Şırnak'ın Kasım ayının son haftalarında iyicene soğuyan havasından dolayı alıp verdiğim nefesten sonra ağzımdan buhar çıkmıştı. Muğla'da olduğum son zamanlarda havalar sıcaktı, tayinim çıktıktan sonra ailemin yanından ayrılıp Ankara'ya geldiğimde ve orada görev yapmaya başladığımda soğukları çok çarpmıştı ve Şırnak onun bir üstü olmayı planlıyor gibiydi. Etrafta gezinen bakışlarımı kesen şey timin sesini duymamdı ve yüzlerin görüş açılma girmesi.

MUN | SUSKUN ADAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin