Her mevsim uyansın diye sevdamı bahara verdim. Dört yana savursun diye kokunu rüzgara verdim. İşte öyle sevdim seni....
.
.
.
Kolundan tutup zar zor getirdiği genç adamı salonun ortasında bırakmıştı.
"Enver o şe*fsizi kadınımın yanına bıraktım. Bırak, eğer olur-diyen Arık'a karşı rahat bir tavırla" Kumsal'a bir şey olmayacak. Geç otur şu araya sana anlatacaklarım var" demişti. Bir o kadar emin bir şekilde.
Enver'in bu denli konuşmasından rahatsız olan Arık tek elini kaldırıp
"Ulan nerden bileceksin? O p*çin ne yapıp yapmayaca- diyemeden genç adamın sözünü yine kesmişti Enver.Yine aynı üslupta
" Biliyorum! Ve geç şura- diyemeden bu kez sözünü hiddetle kesen Arık Böke,"ENVER SENİ DE ANLATACAĞIN ŞEYİDE S*İKERİM! VE BUNU GERÇEKTEN YAPARIM. Bak en sevmediğim şeyi yapıyorsun. İki de bir sözümü kesme! Ve konu Kumsal olduğunda karşımda bu kadar rahat olma" demişti.
Enver derin bir nefes alıp vermiş. Tekrar iç çeker bir tavırla
"Peki kardeşim " diyebilmişti.Gözü hiç bir şey görmeyen Arık şuan tek düşüncesi hamile karısı Kumsal'dı. Ya Baybars ona bir şey yapar korkusu onu tedirgin ediyordu açıkçası.
Elini ağrıyan başından çekmiş önünde dağ gibi duran Enver'in kolunu itekleyerek
"Bak beni deli etme. Ne bu rahatlık? Çekil şurdan Kumsal şuan ne hald-diyememiş bu sefer tam öfkesini kusacağı sıra
" Gerçekten merak ediyor musun? " Enver'in kurduğu cümlenin ağırlığı ile"O ne demek öyle? Karım ulan o benim! Yanındakinin de nasıl bir or*pu çocuğu olduğunu biliyorsun. Kumsal hamile eğer ki onlara bir şe-" demişti ki Enver, Arık'ın asla Sakinleşmeyeceğini anlar anlamaz bir anda
"Arık, Baybars senin abin " demişti.Arık önce Enver'in söylediği cümleyi idrak etmeye çalıştı. Daha sonra tekrar eski haline dönerek
"Ne diyorsun lan sen? S*ktir git önümden. İşim gücüm var. Tamam Kumsal'ın abisi diye bende mi abi diyeceğim? " demişti. Bir an önce Kumsal'ın yanına gitmek istiyordu.Enver'i iterek tam merdivenlerden çıkıyordu ki tekrar Enver'in ağır ve öfkeli sesi ile
"Öyle değil bildiğin özbe öz kardeşsiniz siz " demesi Arık Böke'yi buğa sokmuştu.
"Ne! "
Enver kendini tekli koltuğa atmıştı. Çok yorgundu genç adam. Bugüne kadar yanında olduğu can kardeşinin kaderi ile oynayacaktı. Ağzından dökülen her kelime onu mahvedecekti belki de ama zamanı gelmişti bir şeylerin. Ve başladı anlatmaya.
"Kumsal'ın annesi, baban Ateş Soysal ile birlikte iken hamile kalıyor Baybars'a. Fakat Çelebi Akça namı diğer babanın en yakın dostu olan p*ç bir gün Meral Dağlı'yı karnında ki bebeği ile tehtıt ederek babandan ayrılmasına sebep oluyor. Ama o süreçte Meral Dağlı asla Çelebi Akça'yı sevmiyor ve sürekli kaçmak istiyor. Çelebi Akça, vurmaktan kırmaktan çekinmiyor. İşgence ve daha fazlası. Genç kadın bir gün kaçmayı başarıyor ve o evden hamile haliyle kaçıyor. Ama sevdiği adamın yanına sığınmak için gittiğinde artık bir şeylerin çok geç olduğunu anlıyor. Aradan 6 ay geçiyor çünkü, baktıgında sevdiği adamın aynı şekilde hamile bir kadının karnını okşayarak ona güldüğünü görüyor. O adam senin baban ve o gördüğü hamile kadın ise senin annen. O çaresiz kadın ise Kumsal'ın annesi. Bunu kimse yıllarca bilmedi, Kumsal'ın annesi de Kumsal gibi acılar yaşadı. Sırf te*vüz çocugu diye aldırmak yerine kendi canından vazgeçen bir anne o. Bak Arık Baybars'ın da dediği gibi bu masala bir son gerekiyor. Çok uzadı ve en kötüsü de uzayan masal değil acılardı"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kül Masalı (+18)
RomanceTanıtım kitabın içinde yer almaktadır. 🔞dikkat⚠ Kitapta cinsellik, küfür ve şiddet bulunmaktadır. Lütfen bilinçli bir şekilde okuyunuz. Kitap şahsıma âit olup, benzerlik yada (ç) alınma durumunda gereği yapılacaktır.