ŞANSINA ŞAHSINI DENE | 9

2 0 0
                                    


9-

Önümde duran kahve bardağından birbirinden farklı boyutlarda çektiğim, art arda yudumlarla; sıcak çikolata tükenmenin eşiğine gelmişti. Karşımda, az önce gitmiş olan Odesa'nın bıraktığı, bir çocuğu avutmak için kullanılan bardaklara benzeyen pembe bardak duruyordu. Bardağına anlık bir güdüyle uzandıktan sonra, fincanla birlikte duran bardağa bakmak aklıma sıcak çikolata falını getirmişti. Bunu eskiden arkadaşlarımla yaptığımı hatırladım. Bu fikri ben atmıştım, kahve falı varsa sıcak çikolatanın da falı olabilirdi elbette.

Bardağı altılığa ters çevirerek biraz ileride bıraktım ve sonra kendi bardağımı da aynı şekilde döndürdüm, bu süre zarfında falın çıkmasını beklerken hastaneyi aramak istiyordum. İnternete girerek hastanenin ismini arattıktan sonra, konum bilgisinin yanında hastaneye ait bir kurumsal numara da çıkmıştı. "Mavi Kuşak Hastanesi," ismindeki yerin çevresini şöyle bit gezdim ekranda.

Numarayı kaydettikten sonra sesimi toparlayarak çağrıyı başlattım. Öncelikle numarayla sekretere ulaşacak ve müdürle bir görüşme talep edecektim, bu uzaktan olursa daha iyi olacaktı. Etraf hala sessiz ve boştu, bu nedenle sesi algılamam kolay olacaktı. Telefonu kulağıma yaklaştırdım, ilk olarak robot bana görüşmelerin kayıt altına alınacağıyla ilgili ve ilgili bölümlerle ilgili bir mesaj verdi. Hasta Birimi hakkında bilgi almak için ilgili numarayı başına özel karakter koyarak tuşladım.

"Yönlendiriliyorsunuz," dedi ve robotun sesinin ardından zil sesi tarzında bir titreşim yayılmaya başladı. Kadın önüme gelerek bardaklara dokunacağı sırada bir an kulağımdan cihazı ayırarak kibarca rica ettim. "Pardon, onları birazdan alsanız, fal bakmak istiyorum," diye sevimli olmasına gayret ettiğim bir tonda konuştum. Bu konuya ilgili görünüyordu ki hiç yadırgamadı. "Tabi efendim," dedikten sonra, elindeki bezle masayı şöyle bir temizledi.

"Yoğunluktan ötürü sizi biraz bekleteceğiz," diye uyarı verirken ses bir anlık kesiliyor, sonra çalmaya devam ediyordu. Yaklaşık dört dakikalık bekleyişin ardında, cırtlak bir kadın sekreterin sesi kulağımı çınlattı; telefonu biraz geriye tutmuştum. "Merhaba, iyi günler; ben Clara Tosch." Kadın bunu dinledikten sonra, kibarlıktan nelerse kıvırtan sesiyle cevapladı. "Merhaba Clara Hanım, ben Mavi Kuşak Hastane'si, Hasta birimi bölümü sekreteriyim. Nasıl yardımcı olabilirim?" Bunu sorduğunda, diyeceklerimi kafamda hazırladım.

"Ben, bir hastaya ilaç ücreti için destek çıkmak istiyorum; ne yapmam gerekiyor?" Beni dinledikten sonra yeniden aralıksız bir şekilde konuştu.

"Destek için, ilaç sistemindeki bağışlar kısmı için online bir formu doldurmanız ve hasta destek kısmına, hastanın adını belirtmeniz gerekmektedir. Sizi detaylı bilgi için ve hastanın diğer kişisel bilgilerini onaylaması için müdüre yönlendireceğim, bekleyiniz." Konuşmanın sonunu dinlerken başını unutmuştum, üstelik kadının sesi kulağımı ağrıtmıştı; garip bir tınısı vardı.

"Teşekkür ederim."

"Rica ederim," diye yanıtladı ses. Bağlanma sesi bir süre daha öterken, işaret parmağımla fincanların tepesine pıt pıt vurdum. Bunu nedense yapmak alışkanlığımdı, üzerine yüzük falan koyduklarına çok şahit olmuştum. İşaret parmağımdaki gümüş yüzüğü çıkararak kendi fincanımın üzerine koydum.

"Merhaba, ben Mavi Kuşak Hastanesi genel müdürü Thomas Wayne. Ne için aramıştınız?"

"Ben, bir hasta için ilaç ücreti desteğinde bulunmak istiyorum; sekreter beni size yönlendirdi." Bunu duyduktan sonra onaylayan bir ses çıkarttı. "Genel bir bağış mı yoksa özel bir isme mi bağış yapacaksınız?"

ŞANSINA ŞAHSINI DENEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin