Bölüm 7

140 12 8
                                    

DANI BORDR

"Kahrolasıca Pridd Sober'i yakalayabildiniz mi?"

"Onu en son Hjälteli Balder ile görmüşler efendimiz. Bir at arabası ile buradan uzaklaşmışlar."

"Ya... Demek öyle..."

Kan...

Elimdeki kılıcı bana bu kötü haberi getiren askerin boynuna savuruyorum. Boynundan sıçrayan kan, büyük damlalar halinde suratımda yer ediniyor.
Aşağılık işe yaramaz herifler!
On sekiz yaşındaki bir kızı nasıl ellerinden kaçırıyorlar hayret ediyorum. Her ne kadar Ddraig Goch gücünü elinde bulundursa da asla yenilmez değil.  Gerçi ona canlı ulaşmam şart. Geleceğimin ve site devletleri üzerinde kuracağım yegane kontrolün tek anahtarı Pridd Sober.
"Her fedakarlığın sonuca katlanmak zorundasın." Derdi babam. Dört kardeşin en küçüğü olsam da babamın-Yüce Glora'nın- gücü bana geçmişti. Diğer üç kardeşime her zaman istediğimi yaptırır; üzerlerinde iyi bir hakimiyet kurardım. Babam her zaman onlar senin kardeşlerin diye beni uyarsa da onların aynı zamanda benim rakiplerim olduğunu da hatırlatırdı. Güce ve kudrete olan açlığımın oluşma sebebidir Yüce Glora. Bana bir liderin nasıl davranması gerektiğini ve karşılaşabileceğim zorluklardan nasıl kurtulabileceğimi öğreten kişi...
Bana öğrettiği diğer şey ise korkunun bir insana neler yaptırabileceğidir. Korku insanları dize getirir.

Annwn Tapınağı'nın içine doğru ilerliyorum. Askerler, yakaladıkları ejderha kahinlerini tapınağın içinde bulunan avluya topluyorlar. Her birinin gözlerine teker teker bakıyorum. Korkuyu hissedemiyorum. Gözleri esir alan duygunun korku olmasını beklerken görebildiğim tek şey nefret oluyor. Rahipler, nefretlerini kusmaya ramak kalmış bana çatık kaşlarla bakıyorlar. Küçümseyici tavrımı takınıyorum. Ejderha kahinleri saçma bir fantezinin içinde yaşadıklarından haberdar değiller. Dizleri üstüne çökmüş kahinleri inceliyorum. Sarı ve bordo renkli cübbeleri ile ortama zıt bir görüntü sergiliyorlar. Bu renk cümbüşü midemi bulandırıyor.

"Bırakın diyorum size! Bırakın! "

Duyduğum sesle arkamı dönüyorum. Turuncu cübbeli bir kahin görüyorum karşımda. Kaşının ve dudağının patlamasından dolayı akan kan, turuncu cübbesinin önünü boyuyor. Kan, turuncuyu gölgelemekten çok ona canlanması için destek çıkıyor.

"Efendim! Turuncu rahip, diğer rahiplerden rütbe olarak daha üstün. Pridd Sober' i buraya getiren baş rahip WiseKahler'in yardımcısı Platrus Aurantiaco'yu yakaladık. "

" Bizi yalnız bırakın!  Diğer rahipleri de idam edin."

Askerler zincirli olan rahipleri yerlerinden kaldırıyor ve tapınaktan çıkarıyor. Hiçbiri yalvarmıyor. Canını kurtarmak için uğraşmıyor. Gereksiz felsefelerini sürdürmeye devam ediyorlar. Avluda kimse kalmıyor. Platrus ile karşı karşıyayız.
Ifadesiz bir tavır takınıyor Platrus. Boş bakan gözlerini bana dikiyor.

"Fazla uzatmayacağım kahin. Pridd Sober nerede? Eğer istediğim bilgiliyi bana verirsen canını bağışlayacağım."

Üst dudağını kıvırıyor Platrus. Sanki bu durumdan dolayı eğleniyor. Sinirlerime daha fazla hakim olamıyorum ve karnına tekmeyi geçiriyorum. Yerinden bile kıpırdamıyor turuncu kahin. Ifadesiz tavrına geri dönüyor.

"Gaddarlığın ile hiçbir yere varamayacaksın Dani Bordr. Kaderin olması gerektiğinden daha berrak. Tehdit olarak gördüğün şeyler tehdit olmaktan çıkalı çok oldu Dani Bordr. Sahibe geliyor ve asıl karanlık şimdi başlıyor. Düşmanın dostun olmalı. "

"Hayır bu olamaz! O, gelemez! Sürülenlerin site devletlerine bir daha geri dönmesi imkansız! "

"Ölüm çok yakınında Dani Bordr."

Ahhhhh!

Tüm gücümle kınından çıkardığım kılıcı boynuna geçiriyorum Platrus' un. Nefes nefese kalıyorum. Kan avluya yavaş yavaş yayılıyor. Ölüm asla yakınımda olamayacak! Asla!

Kan Olimpiyatları 2 -Kızıl EjderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin