Bölüm 10

114 14 8
                                    

Pridd

Vahşet, ölüm, göz yaşı, karanlık...

Ve Kan...

İnsanın ruhunu paramparça eden durumlar...

Sevgi, git gide bu dünyayı terk ediyor. Yerini nefret ve hırs dediğimiz o akıl almaz duygu alıyor. İnsanlığın güneşi solmak üzere...

Eskisi gibi değilim. Sade hayatıma geri dönmek için can atsam da ; imkansızlık buna el vermiyor. Değiştim. Ruhumun derinliklerine kadar yorucu bir şekilde değiştim. Bitmek bilmeyen bir çıkmazın içinde savruluyorum. Ddraig Goch olduğumu öğrendiğimden beri insanoğlunun aslında bir duygu yığını olduğunu öğrendim ve hepsini de tattım. Zorluklarla mücadele etmeyi öğrenemedim. Sevdiğim insanları koruyamadım. Daha da kötüsü onların değer verdiği insanları bu katliamdan kurtaramadım. Hepsi benim hatam. Kızıl Ejder'in sorumluluğunu kaldıramadım. Küçük ve mutlu bir kız olarak kalabilirdim. Aptal fakat hayatın değerini bilen biri olarak yaşamak çok daha kolay olurdu. Çekirdeğin de çekirdeği olan ailemle yani annemle mutlu günlerin kapısını aralayabilirdik. Sahi onu görmeyeli ne kadar oldu?
Kaderin oyunları bizi hep rehin aldı; özellikle de beni.
Kızıl Ejder'in alevine sahip olmak bana hiçbir şey kazandırmadı; aksine mutsuzluk nedir onu öğretti bana. İstedikler bensem onlara bunu vereceğim. Balder ve Goch için bunu yapacağım. Dani Bordr'a gidecek ve bu savaşa bir son vereceğim. Balder'a bir şey olamaz! Olmamalı...
Onu tehlikelerden korumak ve mutlu bir şekilde yaşamasını sağlamak zorundayım.

Çamurun içinde öylece duran Balder'ın yanına gidiyorum. Elimi omzuna koyuyorum. Bundan başka bir şey yapamıyorum şu an için. Sıcaklığımın onu bir nebze de olsa ısıtmasını istiyorum. Göz yaşlarıma emir veremiyorum. Onunla birlikte ağlayarak toprağın ıslaklığına ıslaklık katıyorum. Onu bu şekilde bırakmak istemesem de; buna hiç olmadığım kadar mecburum. Hjälte'nin ve benim kalbimin kahramanı olan Balder artık acı çekmemeli. Balder'ın bir kaç adım ötesinde duran Leif'e yöneliyorum. O da göz yaşlarına hakim olamıyor. Hjälte'nin harabe halini öylece izliyor.

" Gitmek zorundayım Leif. Balder'ın üzülmesine artık dayanamıyorum. Teslim olmalı ve bu savaşı sonlandırmalıyım. Lütfen ona iyi bak. Lütfen..."

Leif, sadece başıyla onaylıyor beni. Konuşamıyor. Arkalarına geçiyorum. Ölü bedenlere, karanlığa ve çamurun içinde diz çökmüş iki Hjälteliye daha fazla bakamıyorum. Ateşin beni ele geçirmesine izin veriyorum. Kor ateş gözlerimi şimdiden kaplıyor. Kıvılcımlar yeniden doğuyor. Vücut ısım git gide artıyor. Sonunda kendim oluyorum. Gökyüzü kızıla dönüyor ve etraf aydınlanıyor. Kanatlarım gökyüzünü hoyratça dövüyor.

Güneşin, ayın ve yıldızların sahibini kükremeler kaplıyor.

Kan Olimpiyatları 2 -Kızıl EjderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin