BALDER
"Gitmeliyiz Pridd.""Hayır! Onu burada öylece bırakmayız. Ölmesine izin veremeyiz. O, en zor anlarımızda yanımızda oldu. Böyle bir durumda olmayı hakketmiyor!"
"O, öldü Pridd."
Pridd'i zor da olsa ayağa kaldırıyorum. Sağ kolumu, omzunun üstüne atıp merdivenlere doğru ilerliyorum. Ortalık tam bir savaş alanı. Yüksek rütbeli rahipler, gökyüzünden bir yağmur gibi yağan okları engellemek için hep birlikte büyü yapıyorlar. Ellerini gökyüzüne doğru kaldırmış olan rahipler saydam bir barikat kuruyorlar. Üzerimize doğru gelen oklar saydam barikata çarpıyor ve anında yok oluyor fakat her bir ok darbesi ile barikat daha da güçsüzleşiyor.
Ne yapacağımı bilmiyorum. Pridd'i kollarımda zor tutuyorum. Omzuma yaslanmış öylece ağlıyor. Onu buradan çıkarmak zorundayım. Pridd için geldiklerini biliyorum. Hayatta kalma sebebim için güçlü olmalıyım.
Adının Platrus olduğunu öğrendiğim turuncu cübbeli ejderha kahini bize doğru yaklaşıyor."Pridd Sober'i derhal Annwn Tapınağı'ndan çıkarmalıyız. Site devletleri, güçlerini birleştirerek oluşturdukları ordu ile onu almak istiyorlar."
"Bunun arkasında o, adi ve şerefsiz Dani Bordr var öyle değil mi?"
"Maalesef ki öyle Balder Stefanson. "
Sinirden elim ayağım titriyor. Pridd hala ağlıyor. Hıçkırıklarla bedeni sarsılıyor. Artık dayanamadığını anlıyorum. Ne kadar güçlü ve cesur olursa olsun; Pridd de bir insan. Takati kalmıyor ve bayılıyor. Belimi saran kolları gevşiyor. Düşmeden tutuyorum onu ve kucağıma alıyorum. Ateş rengi saçları eski canlılığını kaybediyor. Platrus ile birlikte merdivenlerden hızlıca iniyoruz. Koridorlarda savaşan rahipleri ve site devletleri askerlerini görüyorum. Hangi tarafın daha güçlü olduğunu kestirmek gerçekten de zor. Kalabalığın içinde fark edilmeden ilerlemeye çalışıyoruz. Kan içinde yere düşen insanlara bakamıyorum. Bir yanım mücadeleye katılmak istese de; diğer yanım Pridd ile kalmam gerektiğinin ve bu insanlara yardım edemeyeceğimin farkında. Platrus, kahverengi taşlardan yapılmış örme bir duvarın önünde duruyor. Duvar, Annwn Tapınağı'nın mimarisine oldukça tezat düşüyor. Bilmediğim dilde bir şeyler söylüyor Platrus ve örme taşlar bir bir kaybolmaya başlıyor. Meşalelerle aydınlatılmış dar bir koridora çıkıyoruz. Koridorun sonundaki merdivenleri görüyorum. Merdivenlere doğru ilerliyoruz. Merdivenlere baktığımda uçsuz bucaksız bir resim çıkıyor ortaya. Meşaleler, spiral yapıdaki merdivenleri tam olarak aydınlatamıyor. Inmeye başlıyoruz. Her adımımızı dikkatli atmaya çalışıyoruz. Gözüm kollarımın arasındaki Pridd'e takılıyor. Nefes alıp verişi oldukça zayıf. Kızıl saçları havada öylece asılı kalıyor. Bu merdivenin sonu yok mu diye düşünürken ahşaptan yapılma küçük bir kapı çıkıyor karşımıza. Kapıyı iki yandan destekleyen menteşeler, yılların verdiği zararla pas içinde. Platrus kapıyı açmak için kemerinde duran anahtarlığı çıkarıyor. Çeşit çeşit olan anahtarlar gözümü yoruyor. Onca anahtarın çıkardığı şıngırtıya daha fazla dayanamıyorum. Bir iki adım geriliyorum ve sol ayağımı var gücümle kapıya geçiriyorum. Kapının parçalara ayrılması uzun sürmüyor. Platrus bana garip bir bakış atıyor fakat bu bakışa cevap verecek halim yok.
Karşımda siyah atların çektiği bir at arabası duruyor. Fazla zaman kaybetmeden Pridd'i hemen arkadaki bölmeye yatırıyorum ve atların kontrolünü ele geçirmek için sürücü bölmesine yerleşiyorum."Vakit kaybetmeyin Balder Stefanson. Hjälte'ye gidin. Hjälte ve Goch şehirleri, sizi korumak için bir oldular. Ona göz kulak olmak zorundasın. O, olmadan dünya asla değişmeyecek ve kötülük son bulmayacak. Dikkat edin."
Platrus' a teşekkür edecekken iki askerin bize doğru yaklaştığını görüyorum. Platrus atlara vuruyor ve at arabası hareket ediyor. Hızı artırmak için elimdeki kırbacı atlara vuruyorum. Uzaklaşırken arkama bakıyorum. Platrus kanlar içinde onlarla mücadele etmeye çalışıyor. Yerde öylece çırpınıyor. Daha fazla izlemek istemiyorum bu sahneyi bu yüzden de yüzümü hemen atlara dönüyorum. Endişe içinde tekrar arkamı dönüyorum Platrus' u görmek için. Askerler onu iki kolundan tutmuş yerde sürüyerek tapınağa sokuyorlar. Toprakla birleşen tek şey yine ve yeniden kan oluyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan Olimpiyatları 2 -Kızıl Ejder
FantasyEjderha Kahinleri kadim büyülerle güçlerini birleştiriyor. Sekiz site devletlerinden Goch ve Hjälte şehirleri, Balder ve Pridd'i korumak için bir ittifak gerçekleştiriyor. Savaş kapıda...