"Tesis"
Alçin'in odasında, yatağının üzerinde bağdaş kurmuş oturuyordum.
"Ben hâlâ niye geldiğimi anlamadım."
Alçin, aynadan bana bakarak dudak kalemiyle dudağının etrafını çizerken, "Dedim ya şekerim, Barış Alper'le seni sevgili yapmamız gerektiğini," dedi, beni ciddiye almadan.
"Ha-ha! Çok komiksin."
Saçlarını savurdu ve başını iki kez, evet anlamında salladı.
Aynadan son kez kendine bakıp, güzel olduğuna karar vererek oturduğu sandalyeden kalkıp dolaba ilerledi.
"Sence bordo çantam mı yoksa lacivert olan mı?"
"Siyah daha iyi olur."
"Haklısın," diyerek elindeki iki çantayı dolaba geri koydu.
"Dosyam, parfümüm, mini makyaj çantam, mikrofon, diğer aletler, kalem, şarj aletim… Sanırım hepsi tamam," dedi, gözleriyle etrafı tarayarak. Ardından bakışları beni buldu.
"Umarım böyle gelmiyorsundur?"
"Böyle geliyorum."
Sanki karşısında adam öldürmüşüm gibi birkaç saniye suratıma baktı.
Bileğindeki saati kontrol ederken, "Kalk, kalk!" dedi.
Kolumdan tutup odadan dışarıya doğru çekiştirmeye başladı. Ama yatağın üzerinde olduğumdan dengemi kaybedip düşme tehlikesi yaşamıştım.
"Az yavaş ol ya!"
Yavaşça doğrulup ona yetişmeye çalıştım, ama o kadar hızlıydı ki adımlarım ona yetişmekte zorlanıyordu.
Koridoru geçip, odama ilerledik.
"Sana o kadar dedim ama beni hiç dinlemiyorsun."
"Bana uygun giyin dedin diye siyah giyindim bende, Allah Allah. Her şeye kızmak için yer arıyorsun."
"Öyle dedim, dedim de..," üzerimdekilere hızlıca göz gezdirdikten sonra bakışları tekrar beni buldu. "Eşortman ve sweat giy demedim!"
Gülmemi bastırarak ona ne olmuş yani?? bakışı attım. Aslında dün ne giyeceğimi belirlemiştim ama sabah son anda bundan vazgeçmiş, Alçin'i sinirlendirmek için böyle giyinmiştim.
Odama girip anında dolabıma ilerlemiş, bende onu takip eden adımlarla makyaj masamın sandalyesine oturmuştum.
Alçin, dolabın kapaklarını çarpıp çarpıp içinden kıyafetleri çekmeye başladı.
"Biraz sakin mi olsan? Daha iki saatimiz var."
Öyle bir bakış atmıştı ki, oturduğum yere iyice sindim. Alçin bazen gerçekten korkutucu olabiliyordu, ama aynı zamanda onu sinirli görmek de hoşuma gidiyordu.
Alçin, dolabın karşısında bir şeyler ararken başını kaldırdı. "Yavaş olma," dedi. "Hemen gitmemiz gerek."
Bir şey demeye korkarak saçımı iki yandan ördüm.
Alçin sonunda bana yaptığı muhteşem kombini yatağımın üzerine bırakıp odamdan çıktı. Konuşmasa bile bakışları netti: Hazırlan!!
Onu daha fazla bekletmemek adına hızlıca hazırlandım.
"Tamam, her şey yerli yerinde. Hadi, çıkalım," dedi, fakat hala rahatlamamış gibiydi.
Bana doğru bir adım atıp kolumu yakaladı. "Yavaş olma, hadi! Gidelim!" diye tekrar etti, bir adım daha atarak beni koridorda sürüklemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fakülte || Barış Alper Yılmaz (Yarı Texting)
RastgeleNerden bilebilirdi lansmana gittiği akşam hayatının bir anda değişeceğini?