Selamlar, sevgiler.
🪦⚰️
1. Bölüm "Fuar"
Dünya üzerindeki her ruhun bir amacı vardır. Ruhun sancısı seni tepetaklak eder düzene karşı gelemezsin. Kan kokan ruhlar ölümün peşinden ilerler. Ölüme kavuşan ruhlar, sonsuz bileti elde eder ölüm parkında. Mezarlıkta. Ruhun sancısı ilelebet devam eder ancak şifası yoktur. Zaten mezarlıklar sancıdan ibarettir. Yaraya yara, kana kan, ruha ruh, ölüme ölüm. Mezarlıktaki her canlı bir gün orada olacağını bilir, ruhlar o günü getirir.
Otobüsten indiğimde soğuğun keskin kokusu nu soluyordum. Üzerimdeki montum beni sıcak tutuyordu ancak bacaklarım şimdiden donmuştu. Hızlıca bir kaç adım atıp ısınma umuduyla fuardan içeri adımladım. Tenimi yalayan sıcaklık ile gülümseyerek güvenlik kontrollerinden geçtim. Dört sene önce fuarda bıçaklanıp kan kaybından ölen yazardan sonra bu tür basit önlemler almaya çalışmışlardı. Edebiyata saygı yoktu benim ülkemde yazarlara kukla gözüyle bakılır onlara gövde gösterisi yapılırdı.
Şiddet.
Sözlü taciz.
Eserlerini yırtma.Aklınıza gelebilecek her türden şey yapılmıştı yazarlara.
Bazen tanrıya şükrediyordum edebi anlamda yeteneğim olmadığını için olsaydı eğer bir küçük kıvılcımın peşinden gideceğimi biliyordum. Bunun için şükrettim.
Hızlıca kafamda numarasını tutmaya çalıştığım standları arıyordum. Alan oldukça kalabalıktı ve hızlı hareketlerim sonucunda biri ile çarpışmıştım çarpışmanın etkisi ile standa çarpıp mahcup bir şekilde özür dileyen bakışlarımı görevliye gönderdim. Önüme döndüğümde çarptığım kişi gözden kaybolmuştu. Boşverip mahcubiyetimi gidermek amacıyla önünde dikildiğim standdaki kitaplara göz gezdirdim.
Fuardaki korku türlerinden oluşan standların tamamını ezberlemiştim. Ancak bu standa dair zihnimde hiçbir bulgu yoktu. Biraz şaşırsam da sorgulamadım ve kitaplara bakmaya devam ettim. İlgimi çeken bir kaç kitabı kucağımda toplayıp karar vermek için önüme dizdim hepsini arka kapak yazılarını okuyup yazarların biyografisini inceleyip nihayet seçenekleri ikiye düşürmüştüm.
Karar vermek için aldığım diğer kitapları geri yerine dizip görevliye doğru ilerlerledim. Borcumu öderken gözlerim tezgahın altındaki kitaplara takıldı. Oldukça merak etmiştim ancak çekiniyordum. Yine de kendimi cesaretlendirip konuştum.
"Afedersiniz tezgah altındaki kitaplar satılık mı acaba ? İnceleyebilir miyim ?"
"Aslında onlar satılık değil hasarlı ve yanlış basılmış kitaplar istersen alabilirsin. Cüzü bir fiyatta anlaşabiliriz."
Satılmayan kitap için para beklemesine şaşırmayarak kafa salladım ve karton kutu içerisindeki kitaplara yöneldim.
Eğilirken önüme düşen perçemlerimi el yordamıyla toparlayıp kulağımın arkasına sıkıştırdım.
Kutu da çok fazla kitap vardı hepsi birbirinden ilgi çekiciydi. İçeriklerini anlamaya çalışırken kutunun dibindeki kitaba ulaşmıştım elime aldığım kitap oldukça tuhaf kokuyordu kapağı deri gibiydi tam olarak yapısının ne olduğunu anlayamamıştım. Toprak kokan kitabın içeriğini anlamaya çalışırken yazıları okuyamadığımı farkettim. Kitabın adı yazmıyordu. Ne idüğü belirsiz bir kitaptır belki de almamam gerekiyordu ama ben de neticede bir insandım. Meraklıydım ve insanlık yaparak kitabı aldım.
O güne dair en büyük gerçek şuydu.
O kitabı almamam gerekiyordu.
Şimdi bilmiyordum ancak çok pişman olacaktım.
Her insan gibi.
___
Giriş bölümü olarak düşünülebiliriz.
Düşüncelerinizi satır arası yorumlarda belirtmeyi unutmayınız.
🪦⚰️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH MEZARLIĞI
HorrorUçsuz bucaksız denizin yerini amansız bir boşluk almıştı. Uçurumun kenarındaydım. Tertemiz içimi gıdıklayan güzelim hava kendini kasvete, karanlığa boğmuştu. Hava yas kokuyordu. İster istemez hüzünlendim ve ağlama isteğiyle dolup taştım. Matem havas...