2. Bölüm "RUH BİLİMİ"

67 13 29
                                    

Selamlar, sevgiler.

🪦⚰️
2. Bölüm "Ruh Bilimi"

Elimdeki kitabın altını üstüne getirmiştim ancak hâlâ dilini çözememiştim. Google lens'te bile aratmıştım yazıları ancak kelimeler düzensiz ve anlamsız bir haldeydi.

Kitabın kapağını arattığımda oldukça heyecanlıydım ancak ? İle belirtilmiş bir dilden Türkçe'ye çevrilmiş cümle oldukça karışık ve anlamsızdı.

RBLH DNIİM İUYAÜS

Oldukça saçmaydı nerden baksam elimde kalıyordu.

Ardından kitabın ilk sayfasının ilk cümlesini çevirdim.

ÖBR SND ALÜİOUR ANRUCA KHUN BEAYSO DENERILSI NDMA SOLLAT NSDEUZĞ UDEALT REED.

Kafam patlama aşamasına geldiğinde  sinirle kitabı masada bırakıp odamdan çıktım. Başım çatlıyordu. Mutfakta bir ağrı kesici içip oturma odasına geçtim. Odama gitmek istemiyordum şuan kitabın kokusu odamı sarmıştı. Odam buram buram toprak kokuyordu. Sayfalarda sonsuz esans var gibiydi.

Aniden bulanan midem ile kendimi banyoya attım. Ancak gecenin bu saatine dek ağzıma bir lokma girmemişti mide öz suyumdan başka çıkan bir şey yoktu. Kusmanın ağızda bıraktığı acı ekşi karışımı iğrenç tadı geçirmek için ağzımı biraz gargara yaptım.

Aç karna ilaç içersen olacağı budur.

Kendi kendime kızıp mutfağa geri döndüm önce koca bir bardak su içip midemi yumuşatmaya çalıştım. Ardından küçük bir sandviç yapıp odama geri döndüm.

Odaya girdiğim gibi çığlık atmam bir olmuştu.

Oda karman çorman bir haldeydi. Kitabın bazı sayfaları kopmuş bazı sayfaları paramparça olmuştu. Un ufak olan parçalar açık olan pencere ile odanın farklı yerlerine savrulmuştu. Toplu duran yatağım bozulmakla kalmamış döşek yere atılmıştı. Dolabımın içindeki tüm elbiseler dağılmıştı.

Avizem ise sallanıp duruyordu.

Ama bunlar gördüğüm o şey'in yanında bir hiç idi.

Küçük yuvarlak peluş halımın iplerini yerinden sökmeye çalışan kambur bir şekilde ileri geri sallanan o şey'i görmemle olduğum yere yığıldım.

Gerisi karanlıktı.

🪦⚰️

Ormanın derinliklerine doğru bir şeyden kaçarcasına koşuyordum. Neyden ya da kimden olduğunu bilmiyordum ama ayağıma batan dikenler canımı acıtıyordu.

Bu bir rüya mıydı ?

Rüya can acıtır mıydı ?

Arkama bakacak bir saniyem bile yokmuşcasına koşuyordum ıssız ormanın derinliklerine doğru ağaçlar gittikçe sıklaşıyor hızımı yavaşlatıyordu.

Uzaktan gördüğüm dev kubbe ile durmaya çalıştım ancak başaramadım. Rüyaları kontrol edemezdik ya da ben öyle sanıyordum..

Yaklaştıkça görüş alanıma giren mezarlık ile tüylerim diken diken oldu. Rüya da nasıl olurdu bilmiyorum ama tedirginliğim hat safhaya ulaşmıştı. Korkuyordum, hemde deli gibi.

RUH MEZARLIĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin