İyi okumalar
..."Eve gidiyoruz değil mi?" Anlam bozukluklarına ve bunu söylediğim kişiye takılmazsak normal bir soruydu.
Dükkandan çıkmıştık. Boynumdaki kolyeyi sanki herkes gözünü dikip bakacakmış da onu koruyamayacakmışım gibi sweatimin altına gizledim. Pırlanta olan her şey değerliydi.
"Evet." Dedi. Arabanın sürücü koltuğu tarafındaki kapıyı açıp binmeden önce. Arabanın ön kaputuna baktım. Elimi üzerinde gezdirerek yolcu koltuğuna ilerledim. Arkadan çekişli olmalıydı. Spor arablarının çoğu öyleydi. Yine de tam bilgi alanım sayılmazdı.
Yolcu kapısını açtım. Rahatça oturduktan sonra başımı arsene çevirdim. Kaşları hafifçe çatık bana bakıyordu. "İster misin?" Ona başımı yana eğerek baktım. Neyi isterim?
Arabayı çenesini indirerek işaret etti. "Arabayı." Dudaklarımı birbirine bastırdım. Çok parası olsa da bunu gözüme gözüme sokarak hiç de iyi bir şey yapmıyordu. Başımı iki yana salladı. "Arabalardan bir süre uzak kalacağım." Yutkundum.
"Çok hayran bakıyordun. İlginç"
"Herkes bu arabaya hayran bakar." Bakmayacak insan tanımıyordum. Adem elması hareket etti. başımı ön cama çevirip izmirin bilmediğim caddelerinden birini incelemeye biraz zaman ayırdım.
"Doğru. Bakar." Direksiyonu çevirdi. Hızlıca yol tarafına geçtik. Ellerimi birbirine kavuşturdum. Konuşma başlatmakla ilgili kısa iç çözümlememin cevabını hayır bulduktan sonra öylece beni evime götürmesini izledim.
Sessizlik içinde yol katediyorduk. Sakin huzurlu. Ferah. "Dershaneye gidiyorsun değil mi?" Bunu diyene kadar. Dubai çikolatasının 6 parçasının 300 türk lirası olduğunu biliyor muydunuz?
"İstesen kayıtlı bütün bilgilerime ulaşacakken. Neden soruyorsun?"
"Keman kursuna da gidiyorsun?" Gözlerimi kapatıp açtım. Göz dağı vermeye mi çalışıyordu. Her şeyimin elinde olduğunu anlamamı mı istiyordu. Tekrar ve tekrar.
"Evet."
"Cuma kursa seni ben götüreceğim. Dershaneye kemanın ile gelirsin." Başımı hızla ona çevirip itiraz cümlesi aradım. Yapmacık olmayan itirazlar.
"İleri gidiyorsun!" Aptal aptal işler. Cuma dershaneye gideceğimi nereden çıkarmıştı. Bu sadece bir plandı. İyi olduğuna kanaat getirirsem gidecektim. Avuç içlerim terledi.
"Daha ileri hiç gitmedim via mia. Hem de hiç." Sesindeki yoğun derinlik beni içine çekti. Şeftali kokusu bu mesafeden bile burun deliklerime ulaştı.
"Git veya gitme. Beni sal bi. Sal artık beni. Bak ne güzel kolye de aldın. Tatlı tatlı uzaklaşalım. Pisleşmeyelim." Çünkü pisleşirdim. Hem de çok fena. Bu sadece küfürle de olsa etki yaratırdı.
Bana kısa bir bakış attı. Gözleri yoldan ayrılmak için an kolluyordu. Pazıları şiş görünüyordu. Siyah desenlerden damarları belli olmasa da orada oldukları diğer elinden belliydi. Çenesi Farklı bir opsiyona geçmek yerine kasılarak oradaki kasları belli etmeyi seçmişti.
Isırık izim neredeyse uçmuştu. Derisinde kaldı mı diye merak ettim çok kısa bir an. "Pisleşelim Sevil. Ne yapabilirsin?" Beni nasıl köşeye sıkıştıracaksın diyordu adeta. Gaza getirmek de cazip teklifler arasında başı çekiyordu.
"Bilmem ki. Çok fazla erkekle seviştim hangi durumlarda nasıl tepkiler verebilece-" bir anda ağzımdan çıkan sözcüklere engel olamadım. Bel altına vurmalıydım. İstemeden de olsa. Biraz istedim.
"Kapat çeneni." Dişlerini sıkarak hırladı.
"Daha hiç pisleşmedim Arsen. Hem de hiç." Lafı çevirdiğim için mutlulukla egomu okşuyordum. Kimse ile sevişmemiştim. Bunu bilmesine gerek de imkan da yoktu. Arabanın hızı artarken konuşma harlandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AH BE FİZİK!?+18
ChickLitARSEN BORA KUYUMCU Kardeşinin ölümüne tanık olan adamın aynı zamanda babasının ölümüne tanık olduğunu bilmeyen adam, onun sevgilisini öldürmeye kalkar. Fakat onun sevgilisinin arkadaşına yavaş yavaş aşık olur. Ona bile zarar vermişken hemde. İşle...