Dördüncü Bölüm

54 8 12
                                    

Merhabalar hoşgeldiniz
Umarım bölümü beğenirsiniz
Hepinizden bol bol yorum bekliyorum lütfen yorum yapmaktan çekinmeyin çünkü yapılmadıkça yazma hevesim kaçıyor.
Oy vermenizi istediğimi ve beni takip etmeniz gerektiğini zaten biliyorsunuz bu nedenle iyi okumalar dilerim
Medyadaki şarkı isteğe bağlı açılabilir
BÖLÜMLER HER PAZARTESİ
-Bir kerelik kural çiğnendi-
(Carla Morrison-Disfruto)

<>

Eğer bir yazım hatası veya yanlışlık varsa bana bildirin sizleri seviyoreeee💖💞🩷💝

<>

"Kurt, saat beş yönünde dört kişi var"dedim telsizden

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Kurt, saat beş yönünde dört kişi var"dedim telsizden.

Anında art arda dört silah sesi geldiğinde dört bedenin yere devrilişi hepsini vurduğuna işaretti.

"Başka?"diye sordu maskesinden daha boğuk gelen erkeksi sesi. Seslice yutkunduğumda kıkırdamıştı.

"Seni etkilemek bu kadar kolay mıydı be Tilki? Bende dedikleri kadar odunsun sanıyordum"

"Susuz kaldığım için yutkundum Kurt! Boğazım kurumuş, kes sesini de sol taraftan sana koşan iki kişiyi hallet"diye itiraz ettim ona.

Silahımla üzerine koşan iki kişiyi ben vurmuştum, bir şey söylemedi ve görüş açımda yürümeye devam etti.

Ona yakınlaştığımda mavi gözlerini kehribarlarıma dikmişti. Maskesinin kapattığı yüzünde gezindi gözlerim, yüz hatları pek belli değildi ama bana çekici gelmeye yetiyordu.

İyice saçmaladın Gün

Dedim iç sesime karşı, aklımdan geçen her düşünceyi kafamdan dışarı savurarak gözlerimi kaçırdığımda ona bakmadan yürümeye başladım.

Peşimden sekerek yürüdüğü için botları kuru toprakta belirgin sesler çıkartıyordu.

"Senin adın Tilki'dir, sözde kurnaz kedicik"

Kafamı anında sertçe ona döndürdüm, iki saniyede yazdığı sözde şarkı sözü hiç hoşuma gitmemişti.

Ona atak yaptığımda tekmemi durdurdu, bacağımı kavrayıp kendisine çektiğinde bir eli belime yerleşmişti.

Burunlarımız neredeyse birbirine değecekti, hissettiğim eli daha da sıkılaşmıştı.
Her ikiside, ayağımı tuttuğu eli üst bacağıma kaydı.

"Kurt?"dedim sessizce, konuşmamla beni bırakmıştı.

"Tarçın kokuyorsun, yeni bir bilgi. Seni bulacağım Tilki"dediğinde ondan uzaklaşırken omuz silktim.

"Sanırım artık dağ görevlerine çıkarkende parfüm sıkacağım"diye mırıldandım. Ona komik gelmişti, birlikte olduğumuz görevlerden bildiğim kadarıyla fazla şebekti.

"Kokun güzel"

Cevap vermedim, kampa çok yakındık. Vardığımızı hissettiğimde durdum, kampın sınırlarında nöbet tutan itleri halletmeliydik.

Etrafıma bakındığım sırada tam yanımdan bir kurşun geçti, ardındansa yere güçlü kollar tarafından serilmiştim.

Başım topraktaki kurumuş otları bulunca onun kokusunu daha rahat aldım.

"Borcun olsun Tilki, görevlerde cazibeme kapılmanı istemem. Dikkatli ol"dediğinde onu üzerimden attım.

"Sağ ol"dedim soğuk bir sesle, tepkime gülmüştü. Silahımın mermilerini yenileyerek etrafta net görmediğim çalılara sıktım. Bir tür savunma tuzağıydı.

Kampın içerisine zorda olsa sızdığımızda derin bir nefes verdim. Kar maskemi düzeltip bir kapıyı açtığımda silahıma güvencem tamdı.

Birkaç kırılma sesi geldi, bir silah sesi ve birkaç bağırış. Koridora koştum, başkanın odası bomboştu.

Kurt'un boynuna hançer dayayan üç adama sıktım mermilerimi Kurt'un bakışları beni bulduğunda bu sefer kıkırdama sırası bendeydi.

"Borcum kapandı say Kurt, dosyaları aldın mı?"diye sordum alayla.

Soruma kafasını salladığında bende onu onayladım. Camdan dışarı baktığımda etraf sakindi.

"Ne olur ne olmaz arka odanın camından çıkalım, etraf sakin"dedim ona.

Fikrimi kafa sallayarak oynamıştı. Camdan atladığımızda kampın çıkışına yürüdük. Bizi fark eden adamı ben daha etkisiz hale getirmeden elindeki hançeri fırlatarak öldürmüştü.

Tam göğüsündendi...

<>

Kurt'un "Tilki? Uyudun mu kız? Sıkıldım ya! Sen hep uyu zaten, bu Kurt hiç sıkıntıdan patlar ben uyanık kalıp fedakarlık yapayım deme!?"diyen bağırışlarıyla gözümü açtım.

Kayaya dayandığım sırtım acı verecek kadar tutulmuştu.

"Kurt kes sesini yoksa seni siker beş kuruş para vermem!"dedim sinirle

"Para isteyen kim kurnaz Tilki'm"demesiyle ayağına oturduğum yerden bir tekme attım.

Gülerek geri çekildiğinde benden sadece birkaç santim uzaklaşmıştı.

"Helikopter ne zaman geliyor?"diye sordum konuyu değiştirerek.

"Niye benle durmak sıkıcı mı? Kırıldım valla Tilki'm hiç yakışmadı sana"dedi kendini yere atarcasına bana cevap olarak.

Sessiz kaldım, anında ciddileşmiş ve bana cevap vermişti. Ciddi olma süresi epey kısaydı.

"Senin adın Tilki'dir, sözde kurnaz kedicik"
"Çekik kehribar gözleri illâllah ettirir herkesi"
"Minik yavru Tilki'cik silah tutar patileri"

Şarkısını birkaç kez tekrarladı, bıkkın bir ifadeyle ve tam açamadığım gözlerimle bakmakla yetinmiştim ona.

Helikopter sesi gökyüzünü doldurduğunda kararmış ve yıldızların belirginleştiği tepeye baktım. Toparlanarak kayadan kalktığımda Kurt önden yürümem için tek bir cümle söylemişti.

"Tilki'ler önden"...

<>

Evettt
Bölümmm sonuuu
Umarım beğenmişsinizdir
Gün Neva hakkında düşünceleriniz??
Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın
Diğer bölümde görüşmek üzere
YILDIZA BASIĞĞĞĞNNNN🌠⭐️😽

GÜNWhere stories live. Discover now