Tilki yaşamak ya da ölmek için değildi dağda. O vatanını yaşatmak için çıkmıştı dağa, onun tek sinsiliği vatanınaydı...
'Gün' adındaki ilk kurgudur...
Gerçek ailem+askeri kurgudur...
Merhabalar hoşgeldiniz Umarım bölümü beğenirsiniz Hepinizden bol bol yorum bekliyorum lütfen yorum yapmaktan çekinmeyin çünkü yapılmadıkça yazma hevesim kaçıyor. Oy vermenizi istediğimi ve beni takip etmeniz gerektiğini zaten biliyorsunuz bu nedenle iyi okumalar dilerim Medyadaki şarkı isteğe bağlı açılabilir (Grouper-Poison Tree)
<>
Eğer bir yazım hatası veya yanlışlık varsa bana bildirin sizleri seviyoreeee💖💞🩷💝
<>
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Sabah olmuştu ve genç kadının uyuduğu süre yine azdı. Gördüğü kabus sayesinde erkenden uyandığından dağlarda çok uyumadığı için oluşan göz altlarındaki hafif morluklar geçmiyordu.
Bıkkın bir tavırla saatlerdir boşboş oturduğu yatağından kalktı. Gördüğü kabusla uyuyarak geçireceği süreyi yaşadıklarını düşünerek harcamıştı.
Ailesini terk edip asker oluşunu, eski timi ile güzel ve kötü anılarını, şehit oldukları anı, dağlara çıkışını, Tilki'nin beş yılda efsane olarak yayılışını. Her şeyi.
Yüzünü soğuk suyla yıkayıp beyaz havluyla yüzünü kuruladığında karşısındaki beyazlamış yüzüne baktı.
Gün Neva Alphan(Aykurt)'dan
Ten rengime kıyasla beyazlaşmış yüzüme baktım aynadan. Gözaltımdaki morluklar dikkatli bakılmadığı sürece belli olmayacak kadar hafiflese de geçmemişlerdi.
Dudaklarım kurumuş olsa da yüzümü yeni yıkadığım için ıslaktı, saçlarım dağılmış ve yüzüme yapışmışlardı.
Son kez bir bakış attım aynaya, yeni evimin banyosundan çıkarak salona geçmiştim.
Uyumadan önce havalandırdığım salon yine de temizlik eşyalarının kokusundan arınamamıştı. Kendimi sarjdan çektiğim telefonumla salonun ortasındaki üçlü koltuğa attım.
Televizyondan ses olsun diye rastgele bir kanalı açtığımda saat telefonumda 8:53 olarak görünüyordu. Bir süre koltukta oturup içtima yapmaya karar verdiğimde oturduğum koltuktan kalktım.
Salondan çıktığımda koridorda giden adımlarım çalan telefonumla kesilmişti. Kaşlarım çatıldığında yabancı numaradan gelen aramayı yanıtladım.
Şu an bir haftalık izindeydim, bugün askeriyeye gidip albayla tanışacak ve oda anahtarımı albay postasından alacaktım.
"Merhabalar efendim ben Özel Mardin Aykurt Hastanesi'nden asistan doktor Miray, Gün Neva Alphan ile mi konuşuyorum acaba?"diyen aramadaki karşı tarafla konuştum.
"Evet buyrun benim, problem nedir?"dediğimde yalandan öksürük sesi gelmiş ve konuşmaya devam etmişti.
"Gün hanım yirmi dokuz sene önce bizim hastanemizde doğmuşsunuz bu doğru mu?"diye sorduğunda cevap verdim. Cevabım olumlu yönde olmuştu.
