Beni özlediniz mi 🤗😍😍 ben sizi çok özledim 🤓🤓 Size uzun bir bölüm getirdim. Keyifle okuyun uğur böcekleri.
İki saat önce
"Aktan Bey Hava Köseoğlu havalimanından çıkmış. Aldığım bilgiye göre şu an malikaneye doğru geliyor."
Akkan duyduklarıyla elinde ki telefonu masa'nın üzerine doğru fırlattı. Hızla oturduğu yerden ayağa kalktı. "Kaan!" Malikanenin içinden yükselen sesi her şeyin fırtına öncesi sessizliği bozduğunu gösteriyordu.Dış kapı'da aniden beliren Kaanla sinirleri de daha da bozuldu. " O kız buraya gelmiyecek demedi mi! "Diye yükseldi. " Hangi kızdan bahsediyorsun abi. "Diye bir soru sordu Kaan.
" Hangi kızdan bahsediyorum piç herif! Sürekli başımıza sorun açan kız kim? " O kız buraya gelmemeli, Bade'yle uğraştığım yetmezmiş gibi birde o baş belası başıma çıkmıştı.
" Hava Köseoğlu Fransa'dan döndü mü?"
"Bana sik s*k cevaplar verme! Size o kıza göz kulak olun dedim. Daha bir kıza bile sahip çıkamıyorsunuz." Dedim. Ordu gibi korumayla geziyordum ama hepsini toplasan bir tane adam çıkmazdı. "Çık dışarı gözüm görmesin seni. " küçük bir hattaya dahi tahammülüm yoktu.
"Abi Şeyma Altun malikaneye geliyor. " Kaan'ın kurduğu son cümleyle kan beynime sıçradı.
"Çık lan dışarı! Sizi ne diye koruma olarak alıyorum ne işe yarıyorsunuz ahmak herifler! " Sinirden elimde tuttuğum bıçağı yemek masası'nın üzerinde duran meyve tabağına doğru fırlattım. Bıçak meyve tabağında ki kırmızı elmaya saplandı.Elma'nın kırmızılığı da tıpkı onun gibiydi , buraya gelerek dünyanın en büyük hatasını yapıyordu. Bir daha karşıma çıkarsan seni bırakmam demiştim. Buna rağmen benim olduğum yere geliyordu, yüzümde ki tüm kılcal damarlar belirginleşmişti.
"Gel bakalım başımın belası. " Herşey zamanla geçer derlerdi. Ama Aktan'ın yüreğinde sakladığı sevdası gün geçtikçe daha da büyüyordu. Vazgeç diyordu ama kendini yine sevdiği kadını izlerken bulurdu. Onun gözlerinde ki ışıltıyı, gülüşünde ki huzuru görürdü. Siyah saçlarını hep bilerek örerdi. Örgüyü sevmemesine rağmen örerdi saçlarını.Açık kahve tonlarında ki gözleri ise onun yaşadığı toprakları taşıyordu. Kalbine söz geçiremiyordu, ama bu sefer gitmesine izin vermeyecekti. Aynı hatayı ikinci kez tekrarlamıyacaktı.
*******
Acıyı hissetmiyeceksin dedi ama bilmiyordu ki ben bütün benliğimle acıydım. Canım acıyordu ama kimse acılarımı görmüyordu belki de ben acılarımı saklama konusunda iyiydim. Kim acı çekerken gülebilirdi, insan acılarını gülüşünün arkasına saklardı. O zaman herkes bizim güldüğümüzü gördüğünde bu kişi mi acı çekiyor diyor? Biz iki yüzlü insanlarız sende iki yüzlüsün seninde benden farkın yok acılarını gülüşünün arkasına saklayan bütün insanlar iki yüzlüdür.
"S- su " Kendimi zorlayarak konuşmayı başarmıştım. Sanki üzerimde büyük bir yük vardı ve ben bu yüklerin altında eziliyordum. Saçlarım arasında hissetiğim elle gözlerimi açmak için kendimi zorladım ama bırak gözlerimi açmayı parmağımı oynatacak gücü bile bulamıyordum, bana narkoz vererek büyük bir hatta yapmışlardı. Narkoz aldığımda bir hafta boyunca zar zor kendimi toparlayabilirdim. Saçlarım arasında ki el hafifçe başımı kaldırdı. Dudaklarıma değen suyla kuruyan dudaklarımı aralayıp bir yudum su içmeye çalıştım. Başım çok kötü ağırıyordu, sanki içinde kapalı kalan bütün çocukluk anılarım aniden zihnime düşüyordu.
Küçük bir an zihnime düştü.
"Ölmek için çok genç değil misin? " Uçurumun kenarında ki adam'a baktım. Mavi gözlerin de korku yoktu, hayatta karşı öfkeliydi belki de yaşadıkları ona ağır gelmişti ?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP ÇIKMAZI
Teen Fiction"Karımla aynı evin içinde, ayrı ayrı yatacaz öyle mi?" üzerime doğru gelen adımlarıyla birlikte arkaya doğru geriledim. Onunla aynı evde bulunduğum yetmezmiş gibi bir de aynı oda da kalacaktık. "Tamam sen, bu oda da yat ben başka oda da yatarım."...