Bu bölümü canım arkadaşıma ithafen yazdım, ona burdan sadece tek bir şey söylemek istiyorum bazen mutsuz sonlar bile güzeIdir. Sen sadece o sona güzel bakmayı bil. Seni her zaman seven dostun, sen hiçbir zaman mutsuz son sevmezsin ama senin bu arkadaşın mutsuz sonları seviyor...
Şimdi oy ve yorumlar küçük parmaklarınızdan öper ballar 🍯🍯
Şarkı ismi = Ahmet Kaya, Nerden Bileceksiniz.
~~KEYİFLİ OKUMALAR~
🔗ACI VE YARALAR 🔗
Zaman durdu bende o zamanın içinde kendimle yüzleştim. Patlayan silahla birlikte "Abii!" Diye bağırmam bir olmuştu. Bütün sesler birer çığlığa dönüştü ama beklediğimin aksine kimse vurulmamıştı, malikane'nin girişinde havaya iki el ateş açan Pars'tı işte böyle bir şey asla beklemiyordum, dudaklarımdan kesik bir nefes döküldü. Kimseye zarar gelmeden Pars tam zamanında yetişmişti bu yaptığı için ona nasıl minnettar olduğumu bilemezdi.
Aras ve abimin bakışları malikane'nin girişinde ki Pars'a kaydı, ikisi de böyle bir şey beklemediği için şaşkınca Pars'a bakıyordu. Pars'ın onlara doğru yürüdüğünü gördüm, Aras ve abim silahlarını bellerine takarak birbirlerinden uzaklaştılar, onların neler konuştuğunu duymuyordum ama birbirlerine olan nefret dolu bakışlarını görebiliyordum.
Pars Aras'ın sol tarafına doğru geçti bu savaşta yerini dostunun yanında durmayı seçmişti, Aras'ın ona söylediği o ağır sözlere rağmen dostunu satmamıştı Pars'ın elinde ki silahı abime doğru kaldırıp dudaklarını oynatığını gördüm. Pars abime ne söylediyse abim adamlarıyla arabaya binerek malikaneden çıkış yaptılar, beni burda bırakıp gitmişti, benim için canını verecek abim beni Aras'ın evinde bırakıp gitmişti.
Kalbime saplanan acı'nın tarifi yoktu, ben onun kardeşiydim beni burda bırakıp gidemezdi ayaklarımda ki bütün güç kayboldu , iyi ki gitti Nehir ? Yoksa senin yüzünden ölecekti. Bunun vicdanıyla yaşamaktansa onun yaşadığını bilmen daha iyi olacak. Oda'nın kapısı'nın açıldığını duysam da o tarafa bakamadım sol gözümden akan yaşla bir hıçkırık dudaklarımdan döküldü, beni burda bırakıp gitmesi bana acı veriyordu.
"Nehir, " Aras'ın bana seslendiğini duydum, ona bile tepki veremedim gözlerim abimin gittiği yoldan kopmuyordu. "Beni yalnız bırakır mısın?" Diye kısık bir sesle konuştum. Aras'ın yüzüne bile bakmadan odadan çıktım. Bahçe'nin kapı tarafına doğru yürüdüm beni rahatlatan tek şey çiçeklerdi sonbahar ayı'nda çiçekler ölürdü . Odanın kapısında bizi izleyen Kıraç ve Kutay'ı gördüm, asılan suratımı görmeleriyle onlarında yüzünün asıldığını gördüm.
Öz abim bile bana üzülmezken bu ikisi benim acımı kendi acıları gibi sahipleniyorlardı. Kıraç sol tarafıma Kutay da sağ tarafıma geçerek benimle birlikte bahçe kapısına doğru beraber yürüdük üçümüzden de ses çıkmadı. İkisinin bakışlarının üzerimde olduğunu hissediyordum. Bahçe kapısını benim için açtılar. Malikane 'nin arka bahçesi ön bahçeye göre daha büyük ve ağaçlarla doluydu. Eskiden ağaçlardan dökülen yaprakları toplamayı çok severdim ama şimdi içimden hiçbir şey yapmak gelmiyordu . Rastgele bir ağacın gövdesinin altına oturdum.
Görünmez olmak istiyordum zaten kimse seni görmüyor kimse seni umursamıyor. "Nehir! " Kıraç'ın sesiyle bakışlarım ona doğru dönmesiyle yüzüme doğru gelen topla yerimden kımıldayamadım onun yerine başımı yana doğru yatırdım topun yüzüme çarpmasından kıl payı kurtulmuştum . Gerçekten bu ikisi beni çıldırtmaktan başka bir işe yaramıyordu. Acımı bile yaşamama izin vermiyorlar.
"Siz ikiniz beni rahat bırakın!" Diye bağırdım. Ama bu ikisi sözlerime gülerek karşılık verdi.
"Karsu at şu topu gel futbol oynayalım." Kıraç gözleriyle arkamda ki topu işaret etti, bu ikisinin beni rahat bırakmayacağını bildiğim için mecbur ayağa kalktım. Top oynama konusunda biraz kararsızdım ama kafamı dağıtacak bir şeyler bulmalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP ÇIKMAZI
Teen Fiction"Karımla aynı evin içinde, ayrı ayrı yatacaz öyle mi?" üzerime doğru gelen adımlarıyla birlikte arkaya doğru geriledim. Onunla aynı evde bulunduğum yetmezmiş gibi bir de aynı oda da kalacaktık. "Tamam sen, bu oda da yat ben başka oda da yatarım."...