Alternatif bölüm

223 16 1
                                    

Ece'nin anne ve babasının şehir dışına çıkmasından önceki zamanı anlatacağım.

Bu bölüm ağır gelebilir bana ağır geliyor çünkü.

>>>>>>>>>

Merve hanım yatakta uyuyan kızına baktı sessizce. Ona anne diyememişti. Oysa o kadar isterdi ki anne demesini. Bağrına basabilirdi istediği kadar.

Kızı kendine uzaktı. Fiziksel değildi bu uzaklık, tamamen ruhsaldı. Oğulları kabul etmemişti kızını. O kadar zoruna gidiyordu ki bu durum kendinden utanıyordu bazen. Ben nasıl böyle evlatlar yetiştirebilmişim diye.

Ece'nin odasının kapısı açıldı. Murat bey girdi içeri. Önce kızına baktı gülümseyen suratı ile. Sonra karısına döndü bakışları. Merve'nin ağladını gördüğünde içi burkuldu.

Merveyi hızla odadan çıkarıp kendi odalarına getirdi.

"Hayatım noldu, bir yerin mi acıyor?" Dedi yumuşak sesiyle.

"Kalbim acıyor Murat. Dayanamıyorum. Kızımın bana bu kadar yakın olmasına rağmen ona destek olamıyorum. Ben ne kadar kötü bir anneyim Murat. Poyraza bak Tahaya bak. Kıza yokmuş gibi davranıyorlar. " Dedi ağlaması hızlanırken.

"Öyle deme hayatım, onlar da alışacak. Hatta o kadar birbirlerine alışacaklar ki kavga edecekler sürekli. Poyraz eteklerini kesecek Ece'nin. Ece öğrenince çıldıracak tabi. Sen kızını savunacaksın. Ben Poyraza kızacağım unuttun mu?"

Üniversitede tanışan çiftin kurduğu bir hayaldi bu. Kızımız ve oğlumuz tartıştığı zaman böyle yaparız demişlerdi hep. Ama kızları ve oğullarının tartışmalarını hiç görememişlerdi.

Mert girdi bu sırada odaya. "Ooo çifte kumrular uyanın artık ya"

"Biz sen miyiz yatacağız bu saate kadar sıpa?" Dedi Murat bey ciddileşen sesi ile.

"Aman be baba. Gören de kötü şeyler yapıyorum sanar. DERS YAPIYORUM BEN DERS " dedi sona doğru bağırarak. Burada yandan geçen Arda'nın dikkatini çekmek için bağırmıştı.

Arda hiç oralı olmayınca kolundan çekti Arda'nın.

"Paşam günaydın ya."

"Guno abi guno"

"Guno ne evladım Türkçe varken saçma sapan şeyler söylüyorsunuz" dedi Merve hanım.

"Aman anne takılma bunlara hayatını yaşa."

Tam o sırada Ece odasından çıktı.

"Ya sabah sabah ne ses uyuyorum burada."

Mert hemen Ece'nin yanına gitti Ardayi diğer eliyle tutarken. "Gamze kusura bakma abim yanımızda böyle salaklar var uyanıyoruz mecburen."

Arda abisine göz devirdi. Sensin salak diye geçirdi içinden. Tabi dışardan belli etmedi bunu
"Abiş sen ne yakışıklı olmuşsun ya. Bı 200 ateşle sana zahmet" Mert gülerek cebinden cüzdanı çıkardı

" Oğlum bizim verdiğimiz para neyine yetmiyor?" Dedi Murat bey.

"Enayi parası yemek daha güzel oluyor be baba." Mert tam parayı uzatmıştı ki geldi cümle. Parayı çekti. Ama cüzdan savunmasızdı.

Arda hemen cüzdana davrandı tabi. Merdivene koşarken"abi 200 neyine yetmiyor idare et bı zahmet" dedi.

Abisinden ne zaman para istese bu cümleyi duyardı. Koşarak aşağı inerken Mert'in telaşı farklıydı. Cüzdanda Cemrenin fotoğrafı vardı.

Eğer Arda o fotoğrafı görürse kızla tanışana kadar rahat durmadı. Kızla tanıştı diyelim. Herkese anlatır durmazdı.

Koştu hemen arkasından. Bir yandan Ece'nin elini tuttuğu için Ece de peşinden geliyordu.

"Ya mert abi bıraksana" dedi Ece düşmemek için koşarken.

"Olmaz seni cüzdanımla takas edeceğim"

"Abi bırak beni ya. O Arda ne yaparsa yapsın" derken Arda cüzdanı açmıştı.

Güzel bir kız fotoğrafı gördü. Pasaport fotokopisi hem de.

"OOOOO ABİ HAYİR-"derken mert hemen Arda'nın ağzını kapattı. Oğlum sussana dedi dişlerini sıkarak.

O sırada diğer kardeşler gelmişti. Taha her zamanki napıyor bu mallar bakışını atmıştı. Batı bana karışmayın da birbirinizi yiyin diyordu içinden. Efe de abisinin cüzdanını görmüştü tabi o sırada.

Merve hanım ve Murat bey de aşağı inince Merve hanımın aklına bir fikir geldi.

"Çocuklar hadi oturun fotoğraf çekilelim. Ailecek bir fotoğrafımız olsun." Dedi.

Poyraz ve batı kafa sallarken diğerleri onayladı.

"Poyraz itiraz istemiyorum geç dedim. Batı hadi sende."

Sırası ile soldan sağa mert, Arda , Batı
Oturanlar ise Murat, Ece, Poyraz, Efe , Merve.

Merve hanım ve Murat bey fotoğrafın en dışında kalmışlardı. Sanki tüm çocuklarını kalkanları ile koruyacak gibilerdi.

>>>>

Bu bölümün ağır gelmesinin sebebi ölen birine yazılmış olması.

Karakter deyip geçmeyin lütfen. O karakter ile yaşıyoruz bazen. O gidince gidesimiz geliyor. Karnı açken tok gibi değiliz.

Bence bu kitabı etkileyen kısım Merve ve Murat'ın ölümüydü. Çünkü anne baba dediğimiz olguların gitmesi hatta bize uzaklaşması bile kolay kabullendiğimiz şeyler değil.

Öyle hissetmiştim en azından ben. Acı çekmiştim.

Ağladım bazen senin için
Senin yüzüne ağladım bazen
Haberin yokken bağırdım suratına
Sesimi duyuramadım sana.

Bu da benden gelsin.

Neden ben?-Gerçek Aile'm -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin