11

68 13 0
                                    

Sabahları okula giderken bile bana yargılayıcı bakışlar atan kadın, kızılı görünce eve çağırmıştı. Benim hala onun yanında olduğumu farketmemiş olabilirmiydi . Gerçi Helini de seviyordu, bir bana inadı vardı. Salonunda oturmuş sessizce kadının gelmesini bekliyorduk, bize bir şeyler ikram etmek için ısrar edip mutfağa gitmişti,
Yanımda heyecanla oturan prensese baktığım ne kadar mutlu okluğunu gördüm.

"Ne için bu kadar mutluluk, bacaklarını sallıyorsun falan ?"

Üzerinde de hala kırmızı pi jamaları vardı.

"Neden mutlu olmayayım, hem kadının halısı yan mamış hem bizi davet etti falan çok
tatlı bir teyzeymiş."

"Tatlı teyze dediğin kadın hergün bana nasıl bakışlar atıyor bilsen , ilk kez bir arkadaşıma da bana yaptığı gibi yapmıyor , Helin hariç, on u da
seviyor "

Yüzünü buluşturduğun da beni süzüp tekrar önüne döndü. Alacak galiba beni.

"Yani bir kendine bak bir de bana ? Ben olsam bende öyle yaparım "

" Öyle olsun Prenses, kırıldım ama."

üzgün bakışlarımı ona gönderdiğim de çokta ciddi değilim ama naz yapmak istedim biraz. içeri giren kadınla ikimizde ona dönmüştük.

"Hoşgeldiniz kızlarım."

Her ne kadar ayıp olmasın diye çoğul eki kullanmış olsa da baktığı tek kişi kızılımdı. iyice gıcık olmaya başlıyordum bu kadına.

" Hoşbulduk abla, teşekkür ederi z bizi davet ettiğin için. "

"ismin neydi canım senin, Azranın yanında ilk defa görüyorum."

"Alev."

Ben sohbete dahil olmuyordum, olmayıda düşünmüyordum.

"Bir Helin kızımı biliyorum, diğerleri çok iyi tipler olmuyordu."

kadınla aramızda geçen garip bakışmayla dahil olmaya kavrar vermiştim. iyi tipler değildi dediklerinde bardan bulup getirdiğim arkadaşlardı.

"Ayıp değil mi? Ablacığım."

Omuz silktiğinde araya meraklı Mela hatımız girdi.

"Nasıl insanlar getiriyor abla?"

Yanım da benim dedikodumu yapıyorlardı, ben de izliyordum.

"Yanlış anlama kızım ama, bir garip ayyaş tipler falan."

Kızılın hiç tekin olmayan imalı bakışına karşılık kaşlarımı kaldırarak 'hayır' demiştim.

"Merak etme abla sen, artık ben varım takılamaz öyle insanlarla."

Ney, ney, ney... Diyorsun ki gel bana aşık ol. Bu kız beni mi sahipleniyordu bana mı öy le geliyordu.
Yüzüm de ki istemsiz oluşan tebessümü de tutamamıştım. Olabileceğimiz en saçma yerdeydik ama bence yavaş yavaş bu kız da bana aşık oluyordu.

...

Kahve içip oturmuştuk aşağıda biraz daha sonlara doğru beni gömmeyi bırakmışlardı. Sohbete beni de almışlardı hatta . kapıyı açtığımda benden önce hoplaya zıplaya kızıl girmişti.

"Maşallah, çok mutlusun. Çok sevdin galiba bizim bunağı."

"Ne bunağı ya, çok da iyi ve genç ruhlu bir kadın dı. Çok kötüsün."

" Ben mi kötüyüm, kadın benim yanımda benim dedikodumu yaptı be. Bana koruduğunu insana bak."

"Of tamam, demedim birşey."

Acaba şuan söylediği şeyi hatırlatsam ne olurdu?

"Birde ,sen aşağıda birşeyler dedin..."

Tam karşısına oturup sırıttım, canımın içi anlamıyordu da.

"Ne, ne dedim ya??"

" Artık ben varım takılamaz öyle insanlarla. Benim bildiğim Kadarıyla arkadaşla böyle bir konu da bir şey yapmıyor. Arkadaşlar ."

Bastıra bastıra söylediğim kelimeleyle gözleri büyümüştü. inanılmaz zevk alıyordum suan ama ters bir cevap verse hayatım sikilirdi. Bir one cevap gelmesini bekledim.

"Evet, çünkü ben arkadaşın değil yakın arkadaşının. Artık başkalarıyla değil benle takılaca ksın."

Yine buldu kurtuluşunu , Helin bunu duymuş olsa beni köpek balıklarına yem ederdi.

"Helin duysa, beni köpek balıklarına yem eder."

"Bizde onu ederiz,"

Umarım asla karşı karşıya gelmez diniz. Bu muhtemelen benim ölümüm olurdu.

" Hem ben sana küsüm, konuşmuyorum."

Trip alan bakışları ondan öğrendim.

"Neden be??"

" Bilmem bir düşün bakalım."

Düşündü, düşündü ve düşündü.

"Aaa , hatırladım."

...

Tribimin 1. saatindeydik, hala kendini affettirecek bir şey yapmıştı. 'Of bunu küsülürmü, sende hiç küsecek tip var mı , tamam özür dilerim yeter artık' dan başka hiç bir şey benim istediğim şeyler hiç böyle şeyler değildi .

Bir öpücük yeterdi mesela.

"Ne yaparsam barışacaksın?"

Işte beklediğim soru.

"Hmm, ben söylersem ne anlamı kalır?"

Karşıma oflayarak geldiğin de bos bos baktım yüzüne, güzel yüzüne. Yüzümü avuçlarının içine aldığından şaşkınlığımı aklayamıyordum, gözlerim bakmaman gereken şekilde bakıyordu . Bu şekilde ne yapabi lirdi ki umarım benim umduğum şeydir.

Hızla yanaklarımı öpüp çekildiğinde ,kızaran yanakları çekti dikkatimi. Ben Helini öptüğüm de hiçbir zaman kızarmıyordum.

"Tamam, bitti mi?"

"Bende öpersem biter."

" Of yeter!"

Gülüşüm solarken konuştum,

"Şaka ya "

"Saat kaç oldu? Babama hala haber vermedim."

Kızılımın sorusuyla bileğindeki saate baktım. Saat üç olmuştu , okulun bitmesine saat vardı.

"Üç. Gidecek misin? "

Bana kalırsa hiç gitme ,okula da gitmeyelim bütün gün...

"Giderim, bugün baya iyiydin zaten."

Kızıl bir şurup içtim, o iyi geldi . Tavsiye ederim.

" Gitmeseydin ya?"

Elinin biri saçlarında diğeri belinde düşünüyordu.

"Oldu canım , yatayım birde burada."

"Olur"

Hiç sorun değil, üstümde yerin var hayatımın anlamı.

"Kıyafetlerimi verirmisin artık?"

...

Ceketimi giymiş kapının önünde prensesin parça kıyafeti giymesini bek liyordum . Yarım saattir.

"Ağaç oldum."

İçeri bilmem kaçıncı seslenişimdi, ne geliyordu ne de cevap veriyordu. Artık ben gidip giydirecektim, ama giydirirmi çıkarırmıyım orası kâfiydi.

"Geldim be, ayrıca ağaçlık öküzlük ten iyidir."

Öküzlük.

"Sus, yürü gülüm."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: a day ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GİNGER - gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin