Herkese merhabalar uzun süredir yoktum biliyorum bunun için çok üzgünüm elimde olmayan sağlık sebeplerinden dolayı aktif olamadım iyileşme sürecim iyi yönden devam ederken tekrardan bölümleri paylaşmaya başlayacağım
Bu 1.02 aylık süreçte beni anlayışla karşılayan herkese çok teşekkür ederim şimdi bölüme❤️29
Hayatını özetle deseler basit bir kaç kelimeyle özetleyebilirdim , spontane ve sade. Hiç öyle sakin bir çocukluğum olmamıştı ama hiç bir zamanda dozunu kaçırmayacak kadar da aklım başımdaydı. Babam emekli bir albaydı , abimse bir polis. Devletine bu denli bağlı bir aileyle büyümüş ve vatan aşkıyla dolmuştum , kardeşim bile şimdiden savcı olmak isterken ben aralarında hep en kararsız kalanları olmuştum , en başına buyruk en laf söz dinlemeyen. Belki de bu laf söz dinlememelerim yüzünden babam küçüken asker olamayacağımı bana hep söylerdi, çoğu zaman onun bile sözünü dinlemezdim.
Şimdi ise karşımdaki üniformalı adama bakarken bir anlığına geçmişime dalmadan duramıyordum , biraz fazla babama benziyordu nasıl anlatsam aynı onun gibi sert çehresi yakışıklı yüzü vardı çatık kaşları ve istemsiz fazla dikkatli bakışları vardı. Aynı babam gibi dimdik dururken göğsündeki armayı öyle bir gururla taşıyordu ki gülümsemeden edemedim. Babama aşık bir kız olsamda mesleğinden dolayı hiç bir zaman onu özlemeden geçirdiğim bir zaman dilimi olmamıştı doğum günlerimizde , mezuniyetlerimizde , hastalıklarımızda babam hiç birini yakalayamamıştı ama hiç bir zaman onu suçlayamamıştık.
Çünkü hepimiz biliyorduk ki o bizim bu ülkede rahat rahat gezmemiz için canını bu vatana siper etmişti.
" neden öyle bakıyorsun?" Dedi yüzbaşı gözleri gözlerimde mesken tutarken dudaklarım yorgun bir şekilde kıvrıldı , yüzündeki kirli sakal ona o kadar yakışıyordu ki daha erkeksi duran yüzüne baktım uzun uzun.
" sana baktıkça babam aklıma geliyor. " dedim sadece , kaşları bir anlığına çatılır gibi olduğunda dikkatle bana baktı.
" bu iyi bir şey mi ?"
" ben babasına aşık bir kızdım yüzbaşım , seni temin ederim iyi bir şey ." Dediğimde gözleri yüzümde uzun uzun oyalandı , dudakları kıvrıldığında yanağındaki belli belirsiz bir çukur belirdi . O kadar silik bir çukurdu ki bu kadar dikkatli bakmasam belki fark etmezdim bile.
" ciddi misin tek başına mı hallettin hepsini!" Dedi Ecrin elindeki çay tepsisiyle içeri girerken ikimizin arasındaki bakışma son buldu , ikimiz de kapıya döndüğümüzde onun arkasındaki fişek girdiğinde dudaklarımı gülmemek için bir birine bastırmak zorunda kaldım.
Koca cüsseli adam, heybetli vücuduna tezat bir şekilde elindeki pembe tepsiyi tutarken gülümseyerek içeri girdi kendini beğenmiş bir ifadeyle.
" tabiki 50 kişiyi tek başıma indirdim !" Dedi gereksiz bir gaza gelerek omuzlarını dikleştiriken Ecrin ona inanamasa da onu kırmamak için gülüşünü saklayarak eğilip benle yüzbaşının önüne iki çay bıraktığında teşekkür ettik.
Ayrıca 50 kişiye 1 kişi mi bu fizik kuralarına bile aykırıydı.
" Allah bilir yine ne atıp tutuyorsun fişek. "
" aşk olsun komutanım ben yalan söyler miyim?" Dedi fişek büyük bir alınganlıkla atıştırmalık konulan tepsiyi masaya bırakıp sandalyeye otururken güldüm.
" evet?" Dedim hızla , fişek gözlerini kısıp dik dik bana bakmaya başladığında dil çıkartıp çayımı aldığımda içine üç şeker atıp karıştırdım.
" aşk olsun yenge !"
" yenge deme lan bana !?" Dedim sinirle ona çıkışırken , geldiklerinden beri bana yenge diyip durmuş en son beni çığırımdan çıkartıp kafasına terlik yemişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzbaşı'nın komşu kızı =texting=
Подростковая литератураBen : anneni ara. Oğuz:ne ? Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin? Annen onu aramanı söylüyor. Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ? Ben : şarjı bitmiş? Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ? Ben yazıyor... Ben çevrimiçi... Ben :...