MERT
Sabah içimde çok ama çok kötü bir hisle uyandım. Etrafıma baktığımda göz yaşlarımın ıslaklıklarını gördüm, gece Hayal ve hastalığım ile ilgili gördüklerim beni çok etkilemiş olmalıydı. Yatağımdan kalkıp asık yüzümle duşa girmeye banyoya gittim. Ilık su vücudumdan aşağı doğru akarken, bir daha bunları hiç hissedemeyeceğimi hatırladım. İçimdeki üzüntüden kaynaklanan büyük öfkem, bana kötü düşünceler, göğüsümde kapkaranlık hisler bırakıyordu. Üzüntüm ve en büyüğü korkuma yenik düştüm. Dizlerimin bağları çözülmüştü. Duş ortasında otura kaldım. Ağladım, bağırarak, haykırarak ağladım ve halime lanetler okudum. Dakikalarca düşündüm ve ağladım. Çaresizliğin verdiği hisler beni çok ama çok etkiliyordu. Suyu kapattım ve bir süre sakinledim. Kurulanıp üzerimi giyindim. Asık suratımla kahvaltı yapmadan çıktım ve okula doğru arabayı sürmeye başladım. Radyo'dan en iyi Rock kanalını açtım ve moralimin düzelmesini bekledim. Asık suratımı düzeltip arabadan indim ve okulun kapısından içeri girerken Hayal ve Cereni gördüm. Hayalle sarıldık ve öptüştük, Cerenle'de tokalaşıp ana binaya doğru yürümeye başladık. Hayal bir şeyler olduğunu anlamıştı. Ben gene de tavrımı bozmadan devam ettim. Havadan, sudan sohbet ederken aynı zamanda bunu hayalden nasıl saklayacağımı düşünüyordum. Korkuyordum, ölesiye her şeyden korkuyordum. Bir süre sonra herkes bölümlerine dağıldı. Derslerden hiç bir şey anlayamıyordum, aklımdan her saniye ''Neden ben!?, neden bu yaşta!? '' gibi sorular geçip duruyordu. Sınıf arkadaşlarım durumumu sorduklarında hepsine hiç bir şey olmadığını söylüyordum. Halbuki içten içe hıçkırarak ağlıyordum. Ders arasında bahçeye çıktım Hayalin yanına gidip onunla sohbet etmeye başladım. İlk günkü gibi yürüyüş yaparken beklediğim '' Neler oluyor sana?'' soru gelmişti. Hiç bir şey diyerek geçiştirmeye çalışsamda işe yaramamıştı. Israrla soruyordu, en sonunda ona yalan söylemek zorunda kaldım. Bir tanıdığımızın öldüğünü buna üzüldüğümü söyledim pekala diyip konuyu kapattı. O an ona her şeyi anlatmak istiyordum ama dilim varmıyordu. Akşamüstü eve gittiğimde yatağıma yatıp hayaller kurdum. Kafamdaki korkuyu azda olsa boşalttım ve rahatladım. Mesaj sesi ile irkildim, Hayalin fotoğrafını görür görmez her şey aklıma geldi ve tekrar tekrar haykırdım. Tekrar ve tekrar. Görüntülü arama bildirimi geldiğinde yüzümdeki sıcak gözyaşlarını sildim ve açtım. Hayalin yüzünden bir şeylerin yaşandığını anladığı belliydi. Gene kendimi sıkarak onunla konuştum. Aramayı kapatır kapatmaz yüzümü yıkadım, yatağa yattım. Durmadan geleceği düşünüyordum. Uyumadan önce son cümlelerim beni iyice korkutmuştu ''Kim hasta ve ölecek olan birini sever ki!? Ne aşkımı kaybetmek istiyordum ne de onu üzmek saklayabildiğim kadar saklayacaktım.''
HAYAL
Sabah erkenden kalktım ve duşa girdim. Dereotlu omlet yiyip yürüyerek okula gitmeye başladım. Yol boyunca Mert'i düşünüyordum. Neden böyleydi akşam bana mesaj bile atmamıştı. Burada başka birşeylerin olduğunu anlamıştım. Bu yüzden Mert'e kızmayacaktım, ama genede neler olduğunu anlamak istiyordum. Okula vardığımda her sabahki yerinde Ceren oturuyordu, yanına gidip Mertin bu tavrı hakkında ona danıştım. Moralinin herhangi bir sebepten bozulmuş olabileceğini ve yakında düzeleceğini söyledi. Tamda biz konuşmamızı bitirdiğimizde Mert yanıma geldi sarılıp öpüştük. Sohbet ederken Mert eskisi gibi davranmıyordu. Bir şey olduğu belliydi. Derslere dağıldığımızda melodilerin büyüsü ile olanları azda olsa unuttum. Bir kaç ders sonra Mert yanıma geldi ve neler olduğunu sordum ve anlattı. Cevabının ardından sustum sadece sustum ve onu rahat bıraktım. Derslerim bitince saat 14.00 gibi çıktım. Kulaklığımı takıp eve yürümeye başladım. Ceren ile mesajlaştım, yemek yedim biraz da müzik dinledim. Mert'e mesaj attım ve ona nasıl olduğunu sordum. Klasik bir şekide her hangi şey yok endişelenme dedi ve konuyu kapattı. Ona yüzünü özlediğimi söyledim, hemen görüntülü arama başlattım. Birazcık geçte olsa açtı. Gözlerindeki yorgunluğu, ağlamaktan kaynaklı şişkinliği görüyordum. İşte o an kalbim aşkla doldu ve bir an gerçekten üzüldüm. Onunla vedalaşıp kafamı yastığa koyup büyük bir 'of' çektim. Ona her neye üzüldüyse ona bunu tekrar hatırlatmayacağıma ve aynı acılara ona yaşatmayacağıma karşı söz verdim. Işıkları kapatıp yattım ve onu rüyamda görmeyi umarak uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hissiz
RomanceBütün duyularınız teker teker kaybolmaya başlasa ve bu tamda gerçek aşkınızı bulduğunuzda olsa, siz ne yapardınız? #hissiz