Üzgünüm

18 2 0
                                    

 

Ilk olarak uzun bir aradan sonra yazmaya devam ettigim için özür dilerim. Bu bölüm biraz şiddet icerikli olacak sanki.Ama aşkın şiddeti kadar olamaz asdads iyi okumalar.

.........

"Baba yapma ne olur ?!"

"Vurma baba özür dilerim baba affet beni aah "

"Lutfen...y yalvaririm artık vurma."

Ve birkaç tokat daha..ardından acımasızca sırtına ve midesine  gelen birkaç tekme... Saçlarından tutulup evire çevire dövülme....

.....................................

Aynı şeyler..tam kurtulduğunu sandığı sırada. Aradan Bir yada iki  sene geçmis olmasi onu daha yeni korkutmayı bırakmışken.

"L lütfen B Bora..."

"B..bora nolur ne olur bırak beni."

"Y alvarırım."

Ellerini saçlarıma dolamışken sanki bırakmamaya yemin etmiş gibiydi. Kurtulmaya çalıştıkça daha da kavradığı saçlarım elinde kalacak vaziyete gelmiş olmalıydi.
Ayberk bir yandan Meriç diğer yandan ayırmaya çalışsalarda başaramıyorlardı. Duyduğum sesler kulaklarımda uğuldarken gözlerimi bir türlü açmaya cesaret edemiyordum.
Oysa aynı babam gibi nedensizce bana bu iğrenç zulmü reva görmüştü.
Bir zaman sonra bedenim iyice uyuşmaya başladı elbette artik  ne dayanacak ne direnecek gücüm kalmayınca kendimi yere bıraktım. Soğuk zemin acılarımı ufacık dindirmek için çabalasada yerde kalmam uzun sürmedi.

"Kağlk lagn. Öldurecegim kiziggm seni.."

Ardından ellerinde büzülen ve ona göre ufacık olan bedenimi o devasa dolaba fırlattı. Sonrasında dolaptan aşağıya tiz bir çığlık atarak kontrolü tamamen kaybettim.

..................

Waaaw burasi ne kadar da güzel bir yer +.+. İnanamıyorum.. Bu ağaçlarda ne garipmiş? Yuuh yok artık o bir maymun mu ?

"Heeey seni sempatik muz bekçisi buraya gel bakalım."

Ve koştum..koştumm...koştumm.... Birden heryer kararmaya başladı. Buraya kadar peşinden geldiğim maymun ortadan kayboluverdi. Orman git gide karardıkça gök gürültüleri.... Şimşekler.. etrafta yanmaya başlayan ağaçlar ve oda ne o ağacın dibinde küçük bir kız mi var? Ama ağaç yanıyor ona yardım etmeliyim.
Yaklaştığım gibi kucakladım onu. Şimdi kucağımdaki ufak ve masum şeyle koşuyordum. Ateş sarmıştı etrafımızı. Ve o küçük kız avuçlarının içinde sakladığı tanıdık yüzü ortaya çıkardı.

"Bu bu olamaz sen bensin !"

"Ne oldu sana niye ağlıyorsun?"

Küçük kızın bedeni kararmaya başladığında

"Vurma baba ne olur vurmayin artık bana lutfen" diye haykırıyordu.

................................

Soğuk soğuk terler akar olmuştu bedeninden kabusları tekrar ele geçirmişti beyninin her hücresini..

Aciyor.. Hemde çok fazla acıyor ama kalbim kadar değil! Umutlarımı ,bu koskoca hayatta bir çekirdek tanesi kadar olan yüreğimi ,acımadan sömürdü.
En azından kabuğu kalırdı çekirdeğin ya ben ? Benden geriye kalan ne var cılız bir bedenden, ölümü arzulayan kalpten başka?

Beynim uyanmış olmasına rağmen hem bedenim hem de gözlerim uyanmayı reddediyordu. Sonra bir el hissettim elimin üzerinde. Soğuktu. Çok soğuk... İçimi tir tir titretecek kadar.
Gözlerimi araladığımda sadece bembeyaz tavanı gördüm. Ya o hissettigim karanlık ? Bedenimi donduran soğuk ?  Haddinden fazla acıyan bedenimi kıpırdatmadan sadece başımı çevirdiğimde benimle birlikte  yerde olan Bora yı görünce fazlasıyla şaşırdım  doğrusu.
Öyle bir nefret sarmıştı ki ruhumu  acımı yok sayıp çektim elimi elinin altından.       Bir anda kafasını bana doğru çevirdi. Sinirli görünüyordu.
Korkup toparlanmak istedim biran ama doğrulamadım bile.
Ayağa kalkıp bana dogru eğildiğinde ellerimi yüzüme sper ettim. Ama vurmamıştı busefer.

Kucağına alıp dün yapıştırdığı zeminden bugün uzaklaştırmıştı beni. Daha sonra yatağa bırakıp kulağıma eğildi.

"Üzgünüm."

Bende çok üzgunum yb yayinlayamiyorum affedin :( Yayınlasamda kisa oluyo :(

KARARTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin