Alya yere çöktüğünde telefonu da düşürmüştü. Açılmış olan telefon masanın altına girmişti ve Alya nın çığlıkları telefonda Bora nın kulağını doldurmuştu. Boranın bedeni kaskatı kesilmişti. Hareket edemiyordu. İlk defa duymuyordu çığlıkları yada silah seslerini ama ilk defa ne yapacağını kavrayamamıştı. Yapabildiği tek şey birkaç dakika sonra Alya diye bağırabilmek olmuştu. Evden fırladığı gibi arabaya atlayıp Alya nın evine doğru sürdü.
Geldiğinde evin pencereleri parmparça etrafa saçılmış ve kapı delik deşik olmuştu. Eve daldığı gibi Alya nin ismini haykırarak etrafa bakınıyordu. Koltuğa doğru yaklaştığnda ALYA nin koltuğun arkasında iki büklüm yattığını gördü.
Yanına çömelip biraz sarstığında biraz ayılmış gibi oldu Alya. Elindeki kırmızı kağıdı Boranın eline ittirdiğinde Bora anlamaz gözlerle kağıda bakındı.Siyah pilot kalemle buyuk harflerle bir yazı vardı.
"DAHA FAZLASININ OLMASINI ISTEMIYORSAN KUTAY BEYIN TEKLIFINI KABUL ET YOKSA SEVGILINI BIRDAHAKINE UYARMAKLA BIRAKMAYIZ"
Yazıyı okuyan Boranın göz bebekleri büyüyerek kan kırmızısına dönüştü. Sonra ayağa kalktı ve Alyayı kucaklayıp arabasına bindirdi. Şoka girmişti Alya . Ne konuşuyor nede hareket ediyordu. Bora endişeli endişeli bir yola bir de Alyaya bakmayı sürdürüyordu. Sessizligi Alya bozmaya karar verdi.
"Senin yüzündendi değil mi ?"
"Evet."
"Evet mi okadarcık mı?"
"Evet."
"Insan gibi cevap vermeyi bilmezmisin sen senin yüzünden az daha ölüyordum ben."
"Biliyorum."
"En iyisi konuşmayalım sen yola bakmaya devam et."
"......"
Alya içinden Boraya yeni küfürler türetirken Bora istifini hiç bozmadan yola bakıyor ve yapacaklarını düşünüyordu. Kesinlike bunun öcünü fena halde alacağından emindi. Çünkü o Kutay denen herif Alyayi onun sevgilisi saniyordu ve zarar vermek istemişti. Her ne kadar umrunda değilmiş gibi yapsada ona zarar geleceği düşüncesi kalbinde anlam veremediği kasılmalara neden oluyordu.
Eve geldiklerinde Bora arabadan inip Alyanın kapısını açtı. Alya her nekadar istemese de Bora onu yeniden kucaklayarak devasa evine yani villasına taşıdı. Bütün korumalar şaşkınlık içerisinde onları izlerken çoktan içeriye girmişlerdi bile. Daha önce ne Bora ne de Korel bu eve dişi sinek bile sokmamışlardı. Aşçıları dahi erkekti. Çünkü annesinin ölümü onları fazlasıyla üzmüştü. Babalarıyla araları hiç bir zaman çok iyi olmamıştı zaten. Ve büyük bir ilk yaşanıyordu hemde normal bir girişte yapmamışlardı. Alya Boranin kucağındaydı. Kendi aralarında konuşan korumalar kızın en baştan farkını ve önemini, hemen o anda kavradılar.
Zaten onlar kavramasalarda Bora çok geçmeden hepsini yanına çağırmıştı. Alya yanlarında değildi onu bir odaya kitleyip aşağı inmişti."Bana bakın ! Bu kız bu evden dışarı tek adımını atmayacak ! Başına gelen en ufak şeyden sizi sorumlu tutarım ve hepinizin kafasına sıkarım. Duydunuzmu lan beni odasından bile çıkmayacak! Bir şeyinide eksik etmeyin duymuyum!"
Hepsi aynı anda konuştular.
"Tamam abi ,emredersin abi."
En azından onu bir süre bu şekilde güvende tutabileceğini düşünüyordu. Gözünde korunmaya muhtaç ufak bir çocuk gibiydi Alya. Gök gürültüsünden korkan, pamuk şeker görünce en sevimli halini alan, istedigi elbise alınmayınca bütün gün ağlayarak etrafı birbirine katan ufacık bir kız çocuğu...
Onu niçin böyle görüyordu ya da niçin onu seviyordu kendisi de bunlardan bir haberdi ama içinde bir yerlerde ona olan ufacık duyguları harekete geçivermişti.............
Yorum yok ve bu uzulmeme neden oluyor.:/ yinede okudugunuz icin tesekkurler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARARTI
Roman d'amourAşkın rengi denince kalıplaşmış bir kırmızı tonu belirir gözlerde... Her kırmızı tonu aşka uyar mı?? Herkes aşkı kırmızıda bulmaz ,, Onlar için aşk siyahta saklı belki birazcıkta koyu lacivertte.