Saat sabahın 6:00 sı . Normal iş yerleri mağazalar bile en erken 8:00 de açılır. Ama Alya hep erken kalkar ve hazırlanır. Her kız gibi oda kararsızdır ve giyeceklerini bir türlü seçemez. Alya hayatında tertemiz açtığı beyaz sayfalara yazılmayı bekleyen bir sürü hikaye olduğunu bilir.
Evet.. Alya yataktan kalktığı gibi telefonunu eline alıp müzik kutusuna tıkladı ve gününe çılgınlar gibi dans ederek başlamayı tercih etti. Çünkü o böyle.
Banyoya girip saçlarını yaparken bir yandan da bağıra bağıra ''Hadi yine gel benim ooooool! benim olmazsan kime giderimmm beni duymazsan kime veririm yüreğimiiiii'' adeta sahnede rock yapar gibi bir yandan da saçlarını savuruyordu. Üzerine kot bir şort ve onun üzerine bir t-sort ve gömlek giydi. Ve tabi vazgeçemediği topuklu ayakkabılarıyla tamamladı kendini.
İşte şimdi işe gitmek için hazır görünüyordu.Saate baktığında hemen evden çıkmazsa geç kalacağını gördü. Evden fırladığı gibi koşmaya başladı. Giydiği topuklu ayakkabılar sayesinde hızı düşüşe uğraşsa da son hızında idi. Çalıştığı AVM ye birkaç km kalmışken cebinden telefonunu çıkardı ve saate baktı. 3 dk geç kalmıştı. Saate bakarken de koşmaya devam ediyordu. Birden birine tosladı. Kafasını kaldırdığında karşısında neredeyse afet gördü. ağzı açık kalmıştı. Topuklu ayakkabısı olmasına rağmen çocuğun burnuna denk geliyordu. Bir an çocuğun çatılan kaşlarını fark etti. Çarptığı çocuk Koreldi ve düşünmeyi yarıda kesip :
'' P..pardon ben işe ...''
Korel abisinden aldığı (ÇOĞUNU BABASINDAN) yakışıklığı ve çekiciliğini kullanarak hafifçe araladı kiraz rengindeki dudaklarını.
''Kekeliyorsan korktun demektir. Korkmana gerek yok. O güzel gözlerini bu kadar açarsan muhtemelen bir daha kimseyi göremeyeceksin güzelim.''
Alya gözlerini kısıp karşısındaki afete bakmayı kesti ve kenara geçmeye çalıştı. Ama Korel geçmesine izin vermedi. Abisi gibi oda kafaya koyduğunu yapardı bu huyunu kesinlikle Bora dan almış. Ama karşısındaki kız o kadar da basit değildi. Sadece Korel onu basit sanmıştı.
''Hemen önümden çekil yoksa o boş beynini o kafandan çıkarırım.''
''Seni gördükten sonra zaten beynim de kafamda yerinde kalmayacak buna eminim''
İşte Alya Korelden duyduğu bu sözcüklerden sonra kendine hakim olamamıştı. Korel basit ve açıkça asılıyordu ve Alya bunu farketti. Korel in kolunu tutup çevirdi. Korel böyle bir şeyi beklemediği için boş anına gelmişti ve bağırmaya başladı.
'' Aaa acıyo acıttın bırak çabuk yoksa .....''
''Yoksa ne çocuk ?''
''Çocuk mu ? 17 yaşındayım kızım ben ne çocuğu?''
'' Ben 18 şimdi git buradan bir daha karşıma çıkarsan kolunu kırarım.''
Korel kolunu kurtarınca sırıtmaya başladı ve :
''Ben Korel Tunçeri adımı sakın unutma senin ismin de Alya ha ?''
Alya ya konuşma fırsatı vermeden koşarak uzaklaşmıştı Korel. İsmini de boynundaki gümüş ALYA yazan kolyeden grmüş olmalı. Tekrar saatine baktığındaysa olamaz 20 dakikadır oyalanmış ve geç kalmıştı...........
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARARTI
RomanceAşkın rengi denince kalıplaşmış bir kırmızı tonu belirir gözlerde... Her kırmızı tonu aşka uyar mı?? Herkes aşkı kırmızıda bulmaz ,, Onlar için aşk siyahta saklı belki birazcıkta koyu lacivertte.