Arkadaşlar, özel bir sorun yüzünden 2 hafta bölüm yazamiycam bu yüzden böyle kısa bir bölüm paylaştım
Üzgünüm :((Çok yorgundum bu yüzden direk uykuya dalmıştım.
Uyandığımda yanımda Emre vardı ve sanki biraz daha nasıl desem yaşlanmış diyemem hâlâ onu gören karşı cinsin ağzının suyu akardı. Fakat 35-40 yaşlarında gibiydi. Kalktığımda bedenim hala yatakta kalmıştı. Sonra alarm sesiyle ben olmayan ben uyandım. Yanindaki Emre'yi görünce yanağını öptü ve "Hadi artık hayatım kalk geç kalacağız." Dedi. Emre homurdana homurdana kalktı. Onlar kıyafet seçerken bende diğer odalara bakmaya başladım. Bir odaya girdim hatta daldım nasıl olsa görmüyorlar. Benden sonra bir kadın -tahminen yardımcı- yataktaki taş varlığa yaklaştı. "Sarp oluşumm. Hadi uyan. Bak annen ve baban aşağıdalar kardeşlerinle seni bekliyorlar. Uyan artık. "Dedi. Sarp mı? Sarp bizim Emre'yle oğlumuz olursa koyacağımız isim. Karnımı okşadım. Demek ki sen Sarp olucaksın. Oğlum benim. Bir dakika. O kadın kardeşler mi dedi? Merak ettim bak şimdi. Sarp homurdana homurdana uyandı. Kadını takip ettim. Bir odaya daha girdi. Burası da erkek odasıydı. Bu seferde o çocuğ- aman Yarabbi! Ben ne taş taş jojuklar çıkarmışım lan! "Ata! Oğlum uyan hadi! Küçük bey annen senj bekliyor." O da ağabeyi gibi homurdanarak kalktıktan sonra başka bir odaya girdi. Bu sefer bir kız vardı. İsminin Ata olduğunu öğrendiğim oğluma çok benziyordu. Bu sefer de omu uyandırdı. "Ada'm. Güzel kızım uyan bakalım. Hadi daha kahvaltı ve okula yetişicektin güzelim hadi." O da uyandı ama o homurdanarak değil şarkı söyleyerek uyandı. "Sadece hak edene verilmeli sevgileer. Kendini ele veren... Sonunda eve döner. Yasaksın artık banaaa! Gerek yok uuutanmanaaa. Gururlu kalbim sana hayırlı günler dii-" Arkadan gelen yastık darbesiyle sustu. Arkama bakınca uyku sersemi gözünü ovuşturan bir Ata ve gözünden uyku akan kaşları çatık Sarp gördüm. "Kızım bu ses ne lan. Biz bununla nasıl kardeş olabiliriz bi söylesene Ata!" Sarp böyle diyince Ata hemen lafa girdi "Ağabey, ne kadar anneme benzerse benzesin ben hala hastanede bunu karıştırdıklarını savunuyorum." Ada, Ata'ya yastık fırlatınca bu sefer ikisi yastık savaşı yapmaya başladı. Sarp "Eğer 15 dakika içinde aşağıda hazır bir şekilde bulunmazsanız okula yürüyerek gidersiniz bücürler." Diye tehdit edince Ata odasına Ada dolabına depar attı. Anladığım kadarıyla Ata-Ada ikilisi ikiz. Kahvaltıda sohbetler ettiler. Gülüp eğlendiler. Sonra zil çaldı. İçeriye kumral-sarı saçlı ve mavi gözlü bir kız geldi. Kız gelir gelmez Sarp'ın ona bakıp sonrada kafasını, iki yana sallayıp kahvaltısına devam etmesi gözümden kaçmadı. 40'lı ama hala mütüşlü ben "Hoşgeldin Almira'm. Özledim seni." Kız çok içten ve tatlıydı. Ayrıca güzeldi de. "Bende özledim teyzecim ama senin yanında fazlasıyla çirkin hissediyorum." Diyip yalandan dudak büzdü. Yirim ben bunuuu! Ama Mine bu kadar erken evlenip çocuk nasıl doğurdu ki? "Eee. Eylül teyzem nasıl Almi?" Kızın adı Almi miydi? E bide Eylül'ün kızıymış. "Sizi anlamıyorum. Almi nedir lan! Almi desenize mübarekler." Ata'nın bu çıkışıyla ismini anlamıştım sonunda. "Almira bugün birlikte gidiceksiniz okula dimi? Sarp bıraksın senide." Bunu söylerke Emre sinsi sinsi sırıtıyordu. "Benim için sıkıntı yok ama... Sarp... ağabeye bir rahatsızlık olmak istemem." Seni cadı! Bide ağabey diyo. Sanki belli değil. Ağabey bile diyemedin zorlana zorlana. "Sorun yok Almira. Zaten Ada ve Ata'yı bırakıcam ayrıca da okullarımız yan yana." "Pekala... Teşekkürler."
°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•
Tam o sırada uyandırıldım. "Ablağğ! Hadi herkes geldi. Seni bekliyoruz. Uyuya kalmışsın." Gözlerimi kocaman açıp birkaç kez kırpıştırdım. " Aşağıya indiğimde Eylül ve Orkun için hazırlanan partiyi unutmuştum. Emre hızla yanıma gelip dudaklarımı sömürmeye başladı. Bizimkiler anlamasın diye karşılık verdim. Elimi emsesine koydum. Daha sonra geri çekildim. Sarılarak yürümeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oğlum!
Novela JuvenilYatakta yan dönüp, aşık olduğum yüze baktım. "İsim düşündün mü?" aniden gelen soruyla şaşırdım. "Ne ismi?" "Ne ismi olabilir Rüya? Kızımın ismi olmayacak mı? Şışt! Pışt! diyemi çağırıcaz?" Kızım mı demişti o? İçimdeki mutluluğu dışarıta yansıtarak g...