Maya

4K 111 1
                                    

Multimedia: Maya&Ela&Lale kardeşler.

Günler sıradan bir şekilde ilerlerken son zamanlarda Emre benden uzaklaşmaya başlamıştı. Karnın büyümeye başlamadan önce, hamileliğimi açıkladık. Artık Emre'nin benden bir şeyler sakladığını anlayabiliyordum. Şirkete geçmek için hazırlanmaya başladım. Stilettolarımdan siyah olanı elime aldım siyah ceket, siyah kalem etek ve makyaj ile hazırım!!

Şirkette 4 yılda bir yapılan tüm hissedarların katıldığı toplantı yarındı. Her 4 saatte bir 20 dakikalık ara vericektik. Sabah 07.00'da başlıyıcak olan toplantı, aralarla birlikte 20.00'da biticekti. Annem... Sanem Ateş. Son günlerde ismi sıkça kullanılsa da ne zaman biz gelsek erkekler susmayı tercih ediyorlar ve bu cidden can sıkıcı. Babam o nottan sonra ortaya çıkmadı. Fakat ben eminim. Bu sessizlik... Fırtına öncesi sessizlik. Evet, evet. Tam anlamıyla böyle. O 'baba' dediğim adamın böyle susacağına asla inanmam! Şirkette çalışanlar baş selamı verirken bir yandan da ordan oraya koşuşturuyordu. Leyla hanım, Teyzem Belinay, kuzenim Simay, ben, ağabeyim Atalay,Emre, Masal, Mine, Yiğit, Ediz, biricik(!) kuzenim Arda ve annemin bu toplantıda bulunması gerek. Tabii annem gelemiyor o ayrı. Babam, şirketi Ediz'e kaptırınca kudurmuştu. O surat ifadesinin yerini hiçbir şey alamaz. Holding'in en büyük toplantı odasına doğru ilerledim. Asansör sadece bizim ve asistanlarımızın bulunduğu en üst katta durdu. Yarın sabah için çalışmalar son derece yoğun devam ediyordu.

Yoğun bir iş gününün ardından, eve gelmiştik. Hemen Emre'nin yanına gittim. "Emreeee" çok gecikmeden cevap verdi "Rüyaaaa" Höy!? Bu daş jojuh benimle dalga mı geçiyor? "Emre sen benimle dalga mı geçiyosun?! Herneyse, umurumda değil. Ben artık çok sıkıldım. Sürekli iş-ev. Birşeyler mi yapsak şöyle arkaşlarla hep birlikte Ağva'ya gitsek?" Tabii o yukarda ben aşağıda olunca bağırarak konuşuyorduk. Ağva hepimizin sevdiği bir yerdi. Herkesin birer yazlık evi olmasına rağmen, Emre'nin evinde toplanırdık her çifte bir oda ve 2 oda da artardı. O evo cidden çok seviyorum. İnsana huzur veriyor. Salon dışında her yer turkuaz ve beyaz renklerinde birde aradski renkler. Koridorlarda küçük koltuklar pencereler var ve her an her yer salon olabiliyor. Asıl salonda ise beyaz ve lila-bordo-çürük vişne renkleri arası bir ton kullanılıyor. Yıllardır o rengi çözmeye çalışıyorum -_- . Herneyse. Emre'nin sesiyle düşüncelerimden ayrıldım. "Yarınki şu beynimizi sikip ebemize kayacak olan toplamtıdan sonra gideriz hepimizin ihtiyacı var. İyi düşünmüşsün. Bu arada Maya yine(!) intihar etmiş evlendiğimizi duyunca." Son cümleyi o kadar bıkkınlıkla sòyledi ki gülesim geldi şu Maya denilen kızı gerçekten çok merak ediyorum. "Bende gelebilir miyim? " pat diye ağzımdan çıkan soruyla Emre bana kaşlarını kaldırarak baktı. Düşünüyor gibi bir havası vardı. Sonra da 'tamam' gibisinden başını salladı.

****************
Şu kızın evine gelmiştik. Eve hayli eskiydi. Yıkık dökük duvarının, pembe dış boyası bile berbattı. İçeriyi düşünmek dahi istemiyorum. Emre tekme atsan açılacak kapıyı 2 kez tıklattı. 'Geldiiim' diye bir ses duyduk. Siyah gotik giyimli gözlerinin altı yamamen lacivert kalemli kız baygın bakışlarını bize yolladıktan sonra atkuyruğu yaptığı sarı saçlarını, savurdu. Baygın bakışları eşliğinde "İçerde."dedi. İçeriye girdiğimizde bizi dar bir koridor karşıladı. Üstünde erkek t-shirt'ü altında hiçbir şey olmayan ve göz altlarından bağımlı olduğu belli olan yine(!) baygın bakışları olan sarışın kız arkasını döndü ve yüzümüze bile bakmadan "Odasında." dedi. Şu manyaklara göz devirdikten sonra Emre'nin peşine takıldım. Bir odaya girince bilekleri sargılı televizyon izleyen bir sarışın daha gördüm. İlk başta dudağı sinsice yana kırıldı, fakat sonra dudaklarını büzdü, kafasını eğdi ve gözlerini sahte yaşlarla doldurdu. Emre bu hareketlere göz devirdikten sonra elimi tuttu. Bi an kızın gözlerinden ateş çıkıcak sandım doğrusu. "Birdaha. Böyle. Salak. Salak. Hareketler. Yapma. Vicdanım olmasa gelmem! Yetti artık bıktım senden! Seviyorum derken bile sürtüklük yapıyorsun! Ulan evlendim! Sen hâlâ intihar ediyosun! Bundan sonra vicdan micdan dinlemiycem be! Kızım rahat bırak artık beni!" İlk başlarda sakin konuşmaya çabakasa da sonlara doğru sinirine hakim olamamıştı. Emre'nin bu hallerinden hep korkardım. Şimdi birde hamilelikle gelen dengesizlik yüzünden gözlerim dolmuştu. Yavaşça koluna dokununca Emre beni yeni hatırlamış gibi irkildi. Gözlerini kapatıp bir süre sakinleşmeye çalıştı. Sonra da elimi tutup üstünü öptü ve çıkışa doğru ilerledik. Evden çıktıktan sonra bana sıkıca sarıldı ve "Özür dilerim, güzelim. Yıllardır bunlarla uğraşıyorum, tutamadım kendimi." Dedikten sonra ayrılıp yüzümü ellerinin arasına aldı. Gülümsedikten sonra konuştu "Ağva'daki evi hazırlattım yarınki sikimsonik toplantıdan sonra hazırlıklata başlayın kızlarla. Ertesi gün, alışveriş falan filan yapın sonra da akşamüstü 7.30'da uçak kalkıcak." Dedi. "Sikimsonik demeyeydin iyiydi. Neyse özel uçakla mı yosa 1st class mı?" Emre uçak yolculuklarında rahatına fena halde düşkündür. Bu yüzden başka seçenek yoktur. "Özel uçak ile yavrum." Söylediği şeye yüzümü buruşturdum. Yavrum da neydi yahu!

**********
Bölüm sonuuuuuu
Ağva tatilinin olduğu bölüm çok eğlenceli olucak birde karakterler bazen karışıyor ve birbirine giriyor. Yiğit'e Ediz demem vs. vs. Bunları görmezden gelirseniz çok mutlu olurum.
*_*

Oğlum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin