Baba...!/Part 2

4.4K 129 1
                                    

Multide yeni karakterlerimiz Atakan, Armağan, Belinay ve Simay; birde Sanem ve Lale hanım var.

Emre'den

Beynim uyuşukluktan bir türlü vazgeçmiyordu. Göz kapaklarım açılmamak için direniyordu. Sonunda gözümü açabildiğimde, Masal'ı gördüm. "Ağabey. İyi misin. Çok fazla kan kaybetmişsin." İyice kendime gelice diğerleri geldi aklıma "Orkun. Orkun vurulmuştu, o nasıl? Rüya iyi mi? Senin bacağına ne oldu?! Lan cevap versene!" "Ağabey bi susarsan konuşucam. Orkun iyi ameliyata alındı fakat iyi geçmiş. Tedbir amaçlı yoğun bakımdalar. Rüya abla küçük bir kriz geçirmiş. Ama o da iyi şimdi." Benim aklıma takılan şey şuydu. Yoğun Bakımda-lar. Başka kim vurulmuştu ki? "Yoğun Bakımda-lar?" "Şeyyyy... Ağabey, Deniz abla da vurulmuştu. Dediğim gibi, herkes iyi. Dinlen sende biraz."

~~~~~~~~~~~
《1 Hafta Sonra》
Rüya'dan

"Yanarım yanarım, yapamadığımız balayına yanarım!" Orkun yine edepsizce isyanlara girince kafasına Eylül tarafından bir yastık yemişti. Bu bir hafta içinde, Emre ile birlikte olduğumuzu açıklamış, evcilik oyunumuza başlamıştık. Sıradan Bir nikah töreniyle evlenmiştik. Bu olay ne kadar sorgulansa da Atilla'yı bahane ederek kurtulmuştuk. Babam(!) Akif Pusat'ın Türkiye'ye döndüğünü öğrenince ve hastanede odama bırakılan kartı okuyan herkes bu silahlı saldırının babamın işi olduğunu anlar. Paranın gözü kör olsun! Babam istediğini yapıyor ve bizimle dalga geçiyordu. Ediz ve ben şirkete giderken artık alışmaya başlaması için Masal'ı da alıyorduk. Mine'm ise hastanedeki nöbetleriyle baş etmeye çalışıyordu. Emre kendi şirketi ile ilgilenirken ortak şirketimiz Yiğit'in kontrolündeydi. Kartta aynen şunlar yazılıydı;
Sevgili kızım, seni çok özledim. Uzun zamandır ortalarda yokum. Şunu unutma ki hâlâ yaşamanıza izin veriyorum. Fakat sakın alışma! Seni sattığım kocacığından kaçmış ve yine Emre'ye sığınmışsın. Ahh benim aptal kızım canını yakacağım. Bunlar daha başlangıç...!

Masal aslında ne kadar Yiğit'in yanına gitmek istese de Ediz izin vermemişti konuşma aynen şöyle oldu;

(+lar Masal, -ler Ediz)

+Ediz saçma sapan konuşma. Kendi şirketimiz ve ortak şirketimiz varken ben neden sizinkinde çalışıyorum?!
Masal'ın sinirli ve çıldırmış halinin aksine Ediz gayet cool bir şekilde elini saçlarına daldırıp üst kısmını düzeltti ve ellerini ceplerine koyarak konuştu.
-Çünkü ben öyle istiyorum ve burada torpilsiz çalışmak senin için daha yararlı olur. Bu konuda kararım kesin. Tek kelime dahi edersen bırak bana yardım etmeyi sekreterlik bile yaptırmam gider çay-kahve getiren ayakçı olursun Masalcığım."

Oğlum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin