6. BÖLÜM

130 20 0
                                    

Yerime doğru ilerlerken karşıdaki Sonat kadar olmasa da çok yakışıklı çocuğun hâlâ beni kestiğini fark etmemle egom tavan yaptı. Yürüyüşüm falan değişti yani Tarkan'ın kliplerindeki gibi dans etmeye falan başladım. Gözümü yeniden o çocuğa diktiğimde çocuğun bana yaklaşmaya başladığını görünce dondum kaldım.

Yaklaştı, daha da yaklaştı, daha daha yaklaştı, iyice bi yaklaştı...

Veeee bana çelme takıp düşmemi sağladı. Çok sağ ol Romeo ya bende neler hayal etmiştim.

"Bana neden bunu yaptın ha? Why, why you leave me alone baby, i'm still, still loving you!!"

Bana nediyon aq tarzı baktıktan sonra p*ç smile (tab2de araya yıldız koyunca daha kibar oldum taam mı ssn.s.s) yapıp söze atladı. "Çünkü bunu hak ettin kezo!"

"Ha?"

"Ben Sonat Yazılan'ın koruması, aynı zamanda ilk aşkıyım. Sana bir sır vereceğim, o da benim ilk aşkım ve onu hala çok seviyom. Bu arada adımı nerden tahmin ettin ki sen?"

Hııııamınaağğ! Gel de burdan yaq. Sonat gay çıktı ya lan. Neyse belki de kızlardan da hoşlanıyodur da bu çocuğun cazibesine kapılıp gitmiştir. Mümkün tabi. O değilde şimdi ben yanımda bunun gibi bi meteor varken Sonat'ın ilgisini nasıl çekcem ki yağğ! Gerçi ben o ahlaksız pislikle zerre kadar ilgilenmiyorum da işte bir kez kabul ettik şu anlaşmayı yapacak bir şey yok artık mecbur ünlü olmak için katlanıcaz. Neyse bu arada bu bebe az önce adımı mı nerden bildin demişti bana?

"Adın mı?"

"Heee ondan. Adımı dedin ya mal Romeo diye."

"Ohağğ adın Romeo mu? Cidden mi?"

"Yok be o adı bana Sonat verdiydi gerçek adım Perry Park aslında."

"Ohaağğ kill me heal me!!"

Ben bu şekilde bağırdıktan sonra oğlan tek kaşını kaldırıp arkasına dönüp gitti. Gitmeden önce de " Bir daha seni Sonat'ımın canını yakarken görmiyim ona göre." Dedi.

Ben de giderkene ona bakarken birden aklıma gelen dahiyane fiqirle kafamda bir ampul belirdi ve çocuğa doğru koşmaya başladım. Ardından çocuğun saçına yapıştım ve çektim. Ama nasıl çekme. "Sonat şekil önümden çekil!" Diye bağıraraktan daha da bi çektim saçı.

Ardından o da benimkine yapışıp çekmeye başladı. "Seni pis yelloz!" Gözlerimi azıcık etrafta gezdirdim ve Sonat da dahil tüm gözlerin bizi izlediğini fark ettim. Sanırım C şıkkını tam gaz gerçekleştirmenin ilk aşamasına şu an geçmiştim.

Gözlerim Chocolate ile Hayal'e takıldığında Chocolate'nin elini yumruk yapıp "Fighting!" Dediğine ve Hayal'in de ilk önce sağ bacağını ileri geri sallamanın ardından sonra da sağ elinin serçe parmağını kulağının birine sokup karıştırdığına şahit oldum. Iyyk Hayal ya of!

Ardından çalan müzik kesilip yerine yeni bir müzik çaldı. Bu çalan şarkı ise birbirimizle daha fena bir çatışma içerisine soktu bizi. "Naber bak bende dert yok tasa yok. Kazanırım bana kaybetmek yok. ...... yaparım son anda hareketimi! Gel sütle yaşa hayatın boyunca günde 2 bardan, mucize sütte var. Ben kazanmak için doğmuşum kaderi ben sütte bulmuşuuğğmm..."

Müzik bittiğinde biz de bitkin düşüp yere yığılmıştık. Ben viskiyi kafaya diktiğimden biraz da o benim beyni bulandırmıştı. Şu an halim hiç de hal değildi yani. Biz yere yığıldıktan sonra Hayal de serçe parmağını nihayet kulağından çıkartabilmişti. Ardından bir ses işitmemle yeniden ona baktım.

"Ohaağğ bu seferki gördüğüm en bi büyük olanı. Devasa kulak kiri!" Millet bu hareketiyle dikkatini bizden ona çevirmişti. Nooo! Hayatta olabilemez ilgi odağı benim! Dedim ya kafam çok güzeldi şu anda.

Yerden kalkıp Sonat'ın üzerine doğru koştum ve sırtına atlayıp şarkı söylemeye başladım. "Götür beni top oynamaya, götür beni top oynamaayaaa..."

Ardından Sonat beni yere fırlattı ve sırt üstü düşüp canımın yanmasına sebep oldu. Ben de çaprazımda duran çöp kovasını kaldırıp onun kafasına fırlattım. "Goooollll!"

Sonat şimdi sinirden köpürmüştü işte. Üzerime üzerime yürüyordu. Benim de acayip midem bulanmaya başlamıştı. Ardından aklıma nereden geldiyse birde bağırdım. "Hadi Sonat Yazılan pastası yapalım!"

Herkes anlamayan gözlerle bana bakarken Sonat tam önümde durmuş seni öldürücem hayatını cehenneme çeviricem seni sürtük bakışları fırlatıyordu. Ama ters giden bir şey vardı ki o da Sonat şu an iğrenç bir şekilde çöp kokuyordu. Ve bu koku midemi iyice kaldırmıştı. Ayağa kalkıp Sonat'ın tam yüzünün ortasına kustum.

Ardından hep bir ağızdan bir ses geldi. "Hmmm." Sonra onlar da bize yaklaştılar ve hepsi Sonat'ın üzerine kusmaya başladı. Sonat artık bir kusmuk adamdı.

"Kusmuk man! Kötülerin dostu, iyilerin düşmanı yoye! O hepinizi ezerr!" Diye bağırdım ardından Sonat'ın elinden tutarak onu bu ortamdan uzaklaştırdım. Tabi çokmsevgili koruması da peşimize düştü hemen.

Sonat bana baktı ve "Bu yaptığının bedelini ödeyeceksin sürtük." Dedi. Ben de ödeyebilirim ama üstü kalamaz öğrenciyiz sonuçta bozuk para lazım oluyor." Dedim. Ve arka tarafımda bir acı hissettim. O piiiiis Romeo lakaplı Perry Park sırtıma uçan tekme atmıştı.

Ben yere düşerken o da Sonat'ı arkadan bize yaklaşan siyah traktöre götürüp bindirdi. Traktör mü? Normal badboyların ferrarisi porshesi olur bizimkinde anca traktör. Fakirlik işte napıcan. Ünlü olsa da fakir demekki. Her neyse konu şu an bu değil, Perry ekmek kapımı kaçırıyor! Buna izin veremem! Bu nedenle, ben de bugün yapabileceğim son rezilliğimi yapıp hızla traktörün ön tekerleklerinden birinin üzerine işedim.

İçerideki herkes gözlerini pörtletmiş bana bakıyordu.

"Bu tekerleğe işediğime göre artık benim sayılır. O artık benim namusum olduğuna göre de onu istediğim zaman görmeme izin vereceksiniz demektir. Yani bu da sık sık sizinle görüşeceğiz demektir!"

Kimse donup kalmış suratını oynatmayınca ben de dikkatimi onlardan alıp sidikten ıslanmış elbiseme baktım. Of, bu elbise benim bile değildi." Hemen ardından acı dolu bir çığlık işitmemle irkildim. Bu çığlık Sonat'tan gelmişti.

"Aleğğxx oğlum, sevgiline sahip çıkamayıp başka bir köpek tarafından tecevüze uğramasına sebep olduğum için affet beni! Cezalandır benii!"

Olamaz, bu tekerlek sahipliymiş. İşte şimdi bittim ben, kesin beni alıp köpeğine yem edecek! Hemen bir bahane uydurmalıyım. Hah, buldum!

"Affet Son Midilli! Hepsi, şirket için, oğlum için, Çizilen group holding'in geleceği için!" Nediyom aq ben?

"Her şey parayla halledilebilir mi sanıyorsun? Hayır, kabul etmiyorum. Yaptığın bu günahın cezasını köpeğimle ilgilenerek ödeyeceksin!"

Allahım, başka bir şey istesem kabul olacakmış be! Demek ki bu sebeple şansın işediğin yere göre değişir demişler. Öyle bir atasözü var mıydı lan? Neyse konu bu değil. Sonat Yazılan'a yakın olmanın bir yolunu buldum işte bu! Bekle beni şöhret, ben geliyorum...

"Kabul! Bu yaptığım günahı temizleyebilecekse, bunu yapmaktan onur duyarım."

Merhaba millet! Ilqq'tan bir bölüm okudunuz. Umarım biraz da olsa ağlenmişsinizdir. Özqq'ten gelecek olan yb de görüşürüz. ♡.♡
Multi: Chocolate.









İMKANSIZA DOĞRU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin