Saat 00:03.
Ve ben şuan oyalanmaktan bitap düşmüş bir şekilde koltukta oturuyorum. Önümde 3. Kahvem... Dergiler... Tabletim... Ve Telefonum... -Evet yanlış duymadınız. Telefonum. Abime acındırma yaparak telefonu aldım.- Uyumamak için göz kapaklarımla savaş veriyorum. Sanki hiç uyumamış gibiyim. Uykunun önemini anlama part: 593."Hadi kalk."
"Nereye?"
"Bir seferliğine. Altını çiziyorum. Bir seferliğine kuralı Bozuyorum. Ben olduğum zaman dışarı çıkabilirsin."
Abimin kucağına atlayıp ona, onu sevdiğimi söyledim. Hasta olmasam kuralı ihlal etmezdi ama hastayım.
Hastalığın değerini anlama:1Tamam bu biraz tuhaf oldu ama abim kırk yılda bir kural bozuyor. Kaçırmamak lazım. Koşarak odama gittim. Gerginlik çıkmasın diyede eşofman takımımı giydim. Aşağı indim. Abim beni bekliyordu. Yine...
Tam ağzını açmıştı ki "Tamam abi söylenme geldim." Diyerek lafını kestim."Aferin benim kardeşime." Dedi üstümü süzerken.
"Benim abicim kırk yılda bir kural bozuyor. Ondandır." Yine başımı göğsüne koydum. Ve evden çıktık.
"Yanımdan ayrılmıyorsun." Ofladım.
"Tamam"
Sahilin oraya gidince geri döndük. Ardından arabamızı gördüm.
"Araba neden burada?" Diye sormam üzerine
"Süpriz" diyerek cevap verdi. Arabaya bindik.10 dakika sonra kendimi Lunaparkın önünde buldum. Neredeyse 1,5 yıldan fazla olmuştu gelmeyeli. Her gün ısrar ediyordum ama abim beni götürmemişti. O günden sonra...
Ona sarıldım. "Teşekkür ederim" Benden ayrılıp saçımı arkaya attı.
"Sen benim canımsın. Yaşama sevincim değil. Yaşam kaynağımsın. Ben senin hakkında hiçbir şeyi unutmam." Yanağımdan akan Gözyaşlarım ardı ardına iniyordu. Buraya gelmenin abime ne kadar acı verdiğini biliyordum. Ama o sırf benim için gelmişti."Niye kimse yok?"
"......."
"Lunapark'ı kapattım deme."
"Senin için."
"Abi."
"Ne? Geçenki gibi olmasını istemeyiz dimi?"
"Off" Yanaklarımı şişirerek dönme dolaba bindim. Abim yanıma gelince adam çalıştırdı. Ani kalkma sebebiyle abime sarıldım. O da elini belime doladı.
"Ne zamandan beri dönme Dolaptan korkuyorsun.""Ani kalkınca midem bulandı" dedim. Abim beni daha sıkı sarınca bende ona sokuldum. Yukarı çıkınca manzaraya baktım. Arabalar trafikte bekliyordu. İnsanlar karınca gibi kalırken sokak lambaları etrafı aydınlatan hoş bir ışık saçıyordu. Ve ben bu manzaraya hayran kalmıştım.
Dönme dolaptan sonra çarpışan arabalara bindik. Büyük parkurda bir tek bizim olmamız güzeldi. Çarpışan arabalarda çok iyiydim ama Abim kadar değil. O gerçek araba kullanıyor ya. Gerçi aramızda 1 yaş var. Onunda 3 senedir araba kullandığını düşünürsek... Benim 2 sene önce araba almam lazımdı!
Çarpışan arabalardan mavi olana binince Abimde kırmızı olana bindi. Görevli çalıştırınca gaza bastım. Dizilen yerden çıkarınca Arkama baktım. Abimi bulamayınca şaşırdım. Yanımdan gelen darbeyle başımı çevirdim. Oraya nasıl geldi?
"Hadi Kardeşim." Bunun üzerine hırslanarak tekrar gaza yüklendim. Arkadan Abimin geldiğini hissedince direksiyonu kırıp dönmesine izin vermeden çarptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Öykümüz
RomanceNOT: ABİ AŞK İLİŞKİSİ DEĞİLDİR. Benim abimde herkes gibi. Eteğimin boyuna karışır. Sevgilime karışır. Karışmak ne kelime. Nefret eder. Ama olay bana gelince, kıyamaz. Her ne kadar kızsam da... Seviyorum işte... Beni korumak için yapıyor, biliyoru...