Yazar'dan:
Mirzah oturduğu sürücü koltuğun da iyice yayıldı. Cemil'in evinin az çok yakınına park edilen arabada Yasin ve Ömer ile havanın aydınlanmasını bekliyorlardı. Sol kolunda ki siyah, her halinden ben pahalıyım diye bağıran saatine çevirdi bakışlarını. Saat dördü çeyrek geçiyordu. Yan tarafında uyku ile uyanıklık arasın da gidip gelen Ömer'e çevirdi bakışlarını sonra da dikiz aynasından arka tarafta horlayarak uyuyan Yasin'e. Bir kaç şey mırıldandığın da önüne döndü "Siktiğimin pezevenki uyku da bile konuşuyor" diye söylendi.
O uyuyamıyordu. Hem içinde ki sebepsiz rahatsızlıktan hem de Gizay'ı yoktu yanında. O varken uyuyabiliyordu. Öncelerden kafasına çok takardı uyuyamamayı. Kutu kutu ilaçlar aldığı günler gözlerinin önünden ışık misali geçti. O geldiğin de geçmişti uykusuzluğu. Anlayamadığı bir şekilde Gizay'ın yanın da o gözleri kapanıp rahat bir uyku çekebiliyordu. Hoşuna gidiyordu bu durum. Muhtaçtı ona, her konu da.
Telefonunu açıp galerisin deki fotoğraflarından birine tıkladı. Gizay Yasin ile sohbet ederken gizlice çektiği bir fotoğraftı. Gözleri yanakların da ki çillerde ve boynunda ki benlere takıldı. Benleri haddinden fazlaydı ve Mirzah'ın Gizay'da en çok hoşuna gidenler çilleri, benleri ve gözünün altında ki doğum lekesiydi . Küçüktü , yakından bakılınca belli olunamayacak bir tipten doğum lekesiydi. Belki Gizay'ın bile haberi yoktu o doğum lekesinden, Mirzah bilirdi ama. Her zerresini kazımıştı kalbine. Ama ona rağmen her gözlerinin içine baktığın da ezbere bildiği yüzüne her defasında dikkatlice bakardı.
Karşısın da ki fotoğrafa yine dikkatlice bakarken kaç gündür aklında dönen şüphelerden dolayı yerinde rahatsızca hareketlendi. Babası esmer, kısa boylu bir adamdı, fotoğraflardan gördüğüne göre vefat eden annesi de öyleydi. Ama Gizay, kumral saçları ve uzun boyuyla sanki hiç onlarla kan bağı yok gibiydi. Bu çok kafaya takılacak bir konu değildi ama Gizay'ın annesi ile babasından çok dayısına benzemesi ürkütücü bir gerçekti. Hem bahsedilen gerçeklik sadece saç rengi falan da değildi. Mimikleri, göz rengi hatta Boynun da ve kollarında bulunan benlere kadar aynıydılar. Gizay dayısının kadın hali gibiydi. Bu sebepsiz yere Mirzah'ı şüphelendirse de kafasını sağa sola yavaşça salladı. "Olamaz öyle bir şey" diye mırıldandı. İçinde sebepsiz yere yer edinen şüpheyle derin bir nefes verip arabanın camını açtı.
Yıldızlarla parlayan gökyüzüne kaldırdı bakışlarını. Etrafında ki kan gölü gittikçe büyüyordu ve ne kadar engellese de Gizay öğrenilmişti. Tüm düşmanları tarafından. Birlikte her dışarı çıktıkların da güvenliğini sağlamış ve bu zamana kadar Gizay'ın adını kimse anmamıştı bile. Ama ne olduysa bir şekilde duyulmuştu. Peşinde tanımadığı düşmanları bile varken dayısının evine bile güvenememiş evin etrafını adamlarla çevirip kendisi de evin yakının da bekleme kararı almıştı.
Cemil Altınel güçlü bir adamdı. Zamanın da adı duyulan, hürmet edilen biriydi. Lakin bu kadar tanınmışlığına rağmen 6-7 yıl önce çekip gitmişti Türkiye'den. Kendini unutturmuş ve arkasındaki tüm izleri silmişti. Ve onca yıl sonra gelmiş hatta geldiği gibi soluğu Gizay'ın yanında almıştı. Mirzah bir boklar döndüğünün farkındaydı. Yeğenini daha yeni hatırlaması sevdiğinden falan değildi. Gizay'ı buradan aldıktan sonra ipini çekecekti bunlarında. Derin bir nefes aldı. O sırada yandan sigara paketinin sesi duymasıyla başını Ömer'e çevirdi. Ömer sigarasını ağzına koyup ateşledi. "Kafana takılan ne abi?" diye sorduğunda Mirzah uzanıp sigara paketinden aldığı sigarayı dudaklarının arasına yerleştirdi. Ömer çakmağı yakıp uzattı. Karşısında ki sigaradan dumanlar yükselirken derin bir nefes çekip parmaklarının arasına aldı.
"Etrafta çakallar çok" diye mırıldandı. Ömer sigarasından derin bir nefes aldı. Arkadan ileriye doğru Yasin ayaklarını uzattığında ikisinin de bakışları anında arkaya döndü. Yasin horlayarak uyumaya devam ediyordu. Mirzah ayak bileğini tuttuğu gibi arkaya itekledi. Yasin yerinden hoplayarak kalktığın da eli silahını kavramıştı. "NE OLUYOR LAN?!" diye yükseldiğin de Ömer derin bir nefes vererek arkasına yaslandı. "Ne korkak adamsın be." Ömer'in homurdanmasına karşın Mirzah hafifçe sırıttı. Yasin alık bakışlarıyla arabanın içine bakındı. Gözlerini bir kaç kere kırpıştırdı. "Niye buradayız abi?" Öne doğru kafasını uzattı. "Sen sor diye" Cevabını aldığın da bıkkınca nefes verdi. "Ben cidden anlamıyorum yenge senin gibi kütüğü nasıl çekiyor?" Mirzah sessiz kaldı. İlk defa sinirlenmemiş sakince karşısına bakıyordu. Elindeki sigarayı söndürüp arabanın içindeki çöpe attı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA'M
ChickLitMirzah Arslan 3 yıldır aşık olduğu kızı yanına almak isterse ne olur? Mirzah Arslan ❤️ Gizay Çetin Not: -Arkadaşlar bu kitap benim kendi yazdığım kitaptır ve hiç bir şekilde çalıntı bir bölüm yoktur! -Eğer yazım yanlışları olursa şimdiden özür dil...